Omuzlarda getirip, yüzüne bile bakmadan götüren bir garip aşk-nefret ilişkisi...
Rahmetliyi çok seviyorduk o yüzden astık
Fatih Terim’i kovdular.
Kovulduğunu tivitır’dan öğrendi.
*
Omuzlarda getiriyoruz.
Törenler filan.
Sonra, güle güle bile yok.
(...)
İşten atıldığını giriş kapısındaki turnike görevlisinden öğrenen gazeteci var. Halbuki, aynı gazetede sayfa sayfa reklamlarla işe başlamıştı.
Rolünün başkasına verildiğini rakip kanalın magazin programından öğrenen dizi oyuncusu var. Halbuki, o rolü aldığında kendi kanalında ana haber’e bile çıkarmışlardı.
Ki, o ana haberin spikeri de, kendisinin kapı önüne konulduğunu feysbuk’tan öğrendiğini açıkladı.
Siyaset daha beter.
Kabinenin değiştiğini, koltuğunu kaybettiğini, televizyon seyrederken öğrenen bakanlar var. İnsan hiç olmazsa bi telefon eder di mi... Yok. Ekrandaki altyazıdan duyuyorlar.
*
En son, içişleri bakanını görevden aldılar, korumasının uzattığı not kâğıdıyla öğrendi. Bütün emniyet, valiler, jandarma bana bağlı, küçük dağları ben yarattım diye geziyordu.
Post-it’le gitti.
(...)
Biz İzmirlileri çaresiz bırakan mevzulardan biridir maalesef...
Yabancı misafir gelir.
Havalimanında karşılarız.
“Adnan Menderes’i herhalde çok seviyorsunuz ki, ismini havalimanına verdiniz” diye sorarlar. “Evet, rahmetliyi çok seviyorduk, o yüzden astık” cevabını vermek zorunda kalırız!
*
Nasıl anlatabiliriz ki el âleme.
“Sen buna şükret... Telle boğmadan önce padişahına tecavüz etmiş milletiz” mi diyelim?
Yılmaz Özdil Hürriyet
+++
Bir efsanenin sonu!
“Açılım süreci” iyice sarpa sardı! Peki “Âkil adamlar” nerede? Onlar da tam siper! PKK’nın ne kadar iyi (!) bir terör örgütü olduğuna halkı inandıramadılar!
Şimdi bir “Paket” hazırlandı ama teröristler bununla yetineceğe benzemiyor!
“Terörle müzakere değil, mücadele edilir” diyenler haklı çıktı.
Gelelim “Âkil adamlar” heyetine....
“Âkiller” Başbakan’ın talimatıyla gittiler, Anadolu’yu gezdiler, lüks otellerde devlet kesesinden yediler-içtiler. Afiyet, şeker-bal olsun... Olsun da...
Hani, ne oldu açılıma- saçılıma?
Lâfla ekmek pişmiyor, lâfla peynir gemisi yürümüyor!
Başbakan’a şirin görünmek için dikenli yola girenler, her taraflarını
çizdirdiler!..
Rahmi Turan Sözcü
+++
Biraz Ar Al Çarşı’dan...
Rektörler şöyle bir bildiri yayımladılar diyelim:
“Rektörlük sadece rektörlük değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Rektörlük makamı bizim ahlakımızdır...”
*
Arkasından patronlar bildiri yayımladı misal:
“Patronluk sadece para değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Ve patronluk makamı bizim ahlakımızdır...”
*
Peşinden sendikacılar:
“Sendika bizim için sadece sendika değildir... Sendikacılık sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Sendikacılık bizim ahlakımızdır...”
*
Ve siyasetçiler...
“Siyaset bizim için sadece ikbal değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Ve siyaset bizim ahlakımızdır...”
*
Bürokratlar:
“Bürokratlık bizim için sadece makam değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Ve bürokrat görevi bizim namusumuzdur...”
*
Bizim yalaka medya yayımladı:
“Gazetecilik bizim için sadece Başbakan’ın uçağına binmek değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Ve gazetecilik görevi bizim namusumuzdur...”
*
Milletvekilleri:
“Milletvekilliği bizim için sadece koltuk değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Ve milletvekilliği bizim namusumuzdur....”
*
Sıkı mı?..
Tabii ki yayımlamadılar...
Şaka zaten...
*
Ama Çarşı Grubu aynı metni yayımladı:
“Futbol, bizim için sadece futbol değildir... Sahip olduğu değerlerle bir duruştur... Hayatı futbola değil, futbolu hayata feda edeceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmasın... Ve Çarşı bizim namusumuzdur...”
*
Anladınız mı?..
Bilinçtir bu...
Yürektir...
“Çarşı” adını duyunca, irili ufaklı herkesin gözünün önüne gelen o yağız gence duyulan güven ve saygıdır...
Sevgidir...
Çıkarım varsa yılanla yaşarım yerine, yılanın zulmüne başkaldırıdır...
İkbal severlik değil, yurtseverliktir...
“Söz konusu vatansa, gerisi teferruattır” diyebilen öpülecek alındır...
*
Daha ne denir?..
Hâlâ anlamıyorsan...
Ve hâlâ utanmıyorsan...
Çık biraz ar al Çarşı’dan...
Bekir Coşkun Cumhuriyet
+++
BJK, FB, GS operasyonlarının perde arkası
Hedef, seçimde oy kullanacak milyonlarca taraftar mı!
Operasyon büyük, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray operasyondan pay alıyor.
Önce Fenerbahçe. Usta Fenerbahçeli, ama Fenerbahçe ile arası açık. Fenerbahçe taraftarı Başkan Aziz Yıldırım’ın hapse atılmasını içine sindiremiyor, ustaya kızgın, onu protesto ediyor. Önümüzde iki seçim var, yerel seçimler ve cumhurbaşkanlığı seçimi. Fenerbahçe taraftarını kazanmak gerek.
En iyisi işe başkan değişikliği ile başlamak. Kayıtsız şartsız söz dinleyecek, tokalaşırken ustanın karşısında boynu kırılacak gibi eğilecek biri gerek. O var, kolay.
GALATARASAY
Sonra Galatasaray. Fenerbahçe taraftarını kazanmak için Galatarasay’ı dizginlemek şart. Ligde öyle uzak ara puan farkı olmaz, buna izin vermeyiz.
Çare Fatih Terim’i Milli Takım’ın başına getirmek. (...) Terim’in Milli Takım’a gitmesi, kulüpte var olan sorunları iyice ortaya çıkarıyor, bardak taşıyor, Galatasaray’da taşlar oynuyor, Terim’in işine son veriliyor...
BEŞİKTAŞ
Usta Beşiktaş’ı zaten sevmiyor. çArşı’dan nefret ediyor.
Geçen mayısta, sezonun son lig maçında Beşiktaş ile Gençlerbirliği İnönü Stadı’nda oynayacak. Stat yıkılmadan önceki son maç.
Son maça Cumhurbaşkanı Abdullah Gül gelecek. Gül gelecek diye, Beşiktaş’tan Dolmabahçe’ye giden yol kapatılıyor. O yol çArşı’nın yıllardır maça gidiş yolu. çArşı aynı yoldan gitmek için ısrar ediyor, polis izin vermiyor, çatışma çıkıyor.
Aynı saatlerde Beşiktaş’ta yeni bir otel açılışı var. Açılışı Tayyip Erdoğan yapıyor. Yolun kapatılmasını protesto eden çArşı protestoyu Erdoğan’a da yöneltiyor. Polis Beşiktaş’ı biber gazına boğuyor...
TARAFTAR OYLARI
Seçimlerde milyonlarca taraftar oy kullanacak. Fenerbahçe taraftarına çok ihtiyaç var.
Hele bir Fenerbahçe Başkanı değişsin, Terim Galatasaray’dan ayrılsın, Beşiktaş frenlensin, ligde yarıştan kimse kopmasın, sonrası Allah Kerim.
Bu ülkede her şey bizden sorulur. Stadyumları zapturapt altına almak için stadyum polisi eksikti, şimdi o da yolda. Operasyon şimdilik başarılı.
Yalçın Doğan Hürriyet
+++
Plana uygun eylem
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, polisin stat güvenliğinden yeniden sorumlu kılınmasını ve maçlarda polis gibi görev yapacak 10 bin koruma memuru görevlendirmeyi de içeren bir “eylem planı” üzerinde çalışıyormuş.
Statlarda kameralı güvenlik ve e-bilet uygulaması başlatılacakmış.
Dahası, holiganlara yönelik hapis cezalarının ertelenme kapsamından çıkarılması da gündeme alınmış.
Daha Olimpiyat Stadı’ndaki kışkırtmanın azmettiricileri, sorumluları ve organize holiganları ortaya çıkarılmamış ve olay aydınlatılmamışken bu ne sürat?
Hadisenin üzerinden henüz 48 saat geçmemiş, “eylem planı” masaya geliyor.
Yoksa tedbir çekmecede hazırdı da, ona bahane teşkil edecek bir sorunun mu yaşanması lazımdı?
Kadri Gürsel Milliyet
+++
Türkiye’nin başı belada
(...)
Kaide, Nusra, ‘ÖSO’ ve benzeri 1.500 kadar irili ufaklı grup, Esad’a karşı ’mezhep savaşı’yürütüyor. Bu savaşta sonuç alamayan bu gruplar ‘ganimet paylaşımı ve ideolojik ayrılıklar’ nedeniyle şimdi kendi aralarında savaşıyor. Yani, Sünniler ile Sünniler birbirini boğazlıyor.
Sınırın batı bölgesinde Esad yönetimine karşı savaşan tüm bu gruplara ’inanılmaz ve sınırsız destek’veren AKP hükümeti, şimdi bu gruplar arasında tercih yapmak zorunda.
(...)
Batının ön plana çıkartmak istediği ’ÖSO’ciddi bir varlık gösteremiyor ve tek başına asla Esad’ı yenemez.
Üstelik, ağırlıklı olarak Müslüman Kardeşler militanlarından oluşan bu grubun birçok elemanı ‘daha miltan ve güçlü’ buldukları Nusra ve Kaide’ye kayıyor.
Türkiye’nin başı gerçekten belada.
(...)
Batıda ‘Alevi’ Esad’ı devirmek için ’Sünni’ gruplara destek veren AKP hükümeti, doğuda ‘Arap ve Sünni’ aynı grupların ‘Sünni ama Kürt’lere karşı savaşına destek veriyor.
Hem ’mezhepsel’hem de ’etnik’bir denklem.
AKP açısından çok tehlikeli bir denklem...
Hüsnü Mahalli Yurt
+++
Şampiyon “büyük birader”
Bundan sonra bir maça gitmeye yeltendiğiniz andan itibaren çok yakından izlenecek olmanız. Bileti alırken kayıt... Stada girerken kayıt... Tribündeki yerinize yerleşmenizden tezahüratlarınıza kadar takip altındasınız. İsterse T.C. numaranızdan vukuatlı nüfus dökümünüzü alır, isterse kamerayı size çevirir, yüz ifadenize bakar. Şimdi bugün kalkıp bu Büyük Birader’e “Bi zahmet git öteye hayatımdan, maç zevkimize de musallat oldun” deseniz... Cevap hazır: Bak böyle olmayınca neler oldu, sahaya indiler, hepimizin güvenliği tehlikeye girdi.
Dolayısıyla... Pazar günkü GS-BJK maçının gerçek kazananı belli.
Ezgi Başaran Radikal