Medya Polemik (23 Aralık 2013)

Medya Polemik (23 Aralık 2013)

Medya Polemik

AKP’nin “Uzun Bıçaklar Gecesi”

17 Aralık’ta operasyon başladı. O gece Başbakan Erdoğan, operasyonu yapan beş emniyet amirini görevden aldı. Arkası geldi; İstanbul, Ankara, Bursa, Trabzon, Kocaeli gibi birçok şehirde ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nde cemaatçi olduğuna inanılan polislerin tasfiyesi başladı. Halen devam ediyor. Benzer olayı bir gecede kim, nasıl yaptı? O kavganın nedenlerinden biri de Cumhurbaşkanlığı seçimiydi...
(...)
Alman muhafazakarları, Alman birliğinin kurulmasına öncülük eden Hohenzollern hanedanından son imparator II. Wilhelm’in oğlu Prens Wilhelm’i cumhurbaşkanı yapmak istiyordu. Bunun sebebi; II. Wilhelm’in annesi Prenses Augusta Victoria, İngiltere Kraliçe’si Alexanderia Victoria’nın kızıydı. Bu seçimle Almanlar, İngilizlerle I. Dünya Savaşı’nda bozulan ilişkilerini düzeltmek istiyordu.
Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmak isteyen biri daha vardı; Hitler!..


“Hizmet Hareketi”

Adı; Ernst Röhm...
1887 Münih doğumluydu. I. Dünya Savaşı’nda savaştı.
Yüzbaşıydı. Savaştan sonra Hitler’in bulunduğu Alman İşçi Partisi’ne katıldı.
Partide kendine yakın bulduğu ilk isim; eski bir asker ve devlet muhbiri olarak çalışan Hitler’di. İttifak yaptılar.
“Yenilikçiydiler...”
Önce partinin adının değişmesi için mücadele ettiler; “Alman Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi” yaptılar. Irkçıydılar ve aslında sosyalizm düşmanı/anti-Marksisttiler ama o dönemin Almanya’sında “sosyalizm” modaydı ve geniş kitlelerle ulaşmak için bu adı seçtiler. Ardından, etkileyici hitabet yeteneğiyle 29 Temmuz 1921’de Hitler parti başkanı seçildi. “Nasyonal Sosyalizm” (NAZİ) parti ideolojisi haline getirildi.
Partiyi ele geçirmelerinde en büyük yardımı “hizmet hareketi” olan “Sturmabteilung” kısaca “SA” denen “sivil” paramiliter güçten aldılar.
(...) Devletin sinir merkezlerine sızmaya başladılar.
(...) 8 Kasım 1923’te Fransızlar’ın Ruhr’u işgalini bahane ederek, Münih’te “milli ihtilali” başlatan /yani darbeye kalkışan Hitler ve Röhm tutuklandı.


Gömleği çıkardı

“Hapis mağduriyetini” iyi kullandı; tartışılmaz “liderliği” tescilledi.
Bu güçle kolları sıvadı; partiyi yeniden kurdu.
(...) Kendine ve partisine yeni “imaj” lazımdı. İlk, SA’ların simgesi kahverengi gömleğini çıkardı!
Muhafazakar olmasına rağmen partiye kadınları üye kabul etti. Örgütlenmeye önem verdi.
Bu arada partiyle artık organik ilişkisi bulunmayan Röhm ile ilişkisini perde arkasından yürüttü.
Ve 1929 dünya ekonomik krizi Hitler’e ve dolasıyla Röhm’e yaradı.
31 Temmuz 1932’deki seçimlerde yüzde 37.4 oy alarak, birinci parti oldu. 1919’dan beri Almanya’da siyasal istikrar sağlanamıyordu. Milliyetçi-muhafazakar partiler Hitler’e destek verdi; NAZİ’ler iktidara geldi.


Muhalifler kampta

Hitler ve Röhm ittifakı Almanya’da birçok polisiye operasyona imza attı. Reichstag/Alman Meclisi yangını komplosuyla muhalifleri, aydınları toplama kamplarına gönderdiler.
(...) NAZİ’ler içinde Hitler’e “sen” (du) diye hitap eden tek kişi Röhm’di.
Fakat iktidar ateş topuydu. Yollar ayrılacaktı. Bunu ateşleyen ise cumhurbaşkanlığı seçimi oldu. Hitler, o koltuğu istiyordu ve bunun için Ordu’ya ihtiyacı vardı.
(...) Soylu generaller Hitler’den, SA’ların tasfiyesini istediler. “Paralel Ordu” yu kabul edemeyeceklerini belirttiler. Aksi durumda Hitler’e destek veremeyeceklerdi.


Villasından laf sokuşturdu

Ernst Röhm kendine çok güveniyor; iktidarın belkemiği olduğuna inanıyor ve gücün bir gün önlerine serileceğine inanıyordu.
Sportpalast gibi stadyumlarda topladığı SA “müritlerine” verdiği söylevlerinde, “SA’lara artık lüzum kalmadığı sözü kulağımıza geliyor bunu kabul edemeyiz” diye meydan okumaya devam etti.
(...)
Münih Prinzregentenplatz’deki yeni villasındaki sohbetlerde sürekli kinayeli konuştu; laf sokuşturmaya devam etti. Kabine üyelerine “narren” (budalalar) diyordu.
1934’te hükümete muhtıra verdi: SA’lar ulusal savunmayı üstlenmeliydi! Gerilim had safhadaydı.
Komplo teorileri havada uçuşuyordu; bunlardan en önemlisi Röhm’ün Hitler’e darbe yapacağı iddiasıydı!
İp koptu; Hitler, “Uzun Bıçaklar Gecesi” ne hazırlanıyordu...


“Onursal Başkan” öldürüldü

Önce SA’da ayrışma yarattı.
Gestapo Şefi Hermann Göring akıllı bir hareket yaptı: SA’ların bir kolu olan siyah ceketli polislerden kurulu SS (Schutzstaffel) şefi Heinrich Himmler’i Prusya Gestapo Şefi yaparak yanına çekti.
(...) Röhm ve SA’lar, Hitler’in kendilerinden vazgeçemeyeceğine inandı. Hitler iyi, çevresi kötüydü! Bu iyi niyetle Hitler’in emrine uyarak hayatlarının hatasını yaptılar; tatile çıktılar.
(...) Genelkurmay Başkanı Werner von Fritsch, 25 Haziran’da orduyu alarma geçirdi; bütün izinler kaldırıldı ve askerlerin kışlalarından çıkması yasaklandı.
Ve 30 Haziran Cumartesi...
Berlin ve Münih’te darbe yapacağı söylenen üst düzey SA’lar tek tek yakalandı.
Bu sırada, Röhm ve üst düzey SA komutanlar Bavyera’daki Tegernsee Gölü kıyısındaki Hanslbauer Oteli’nde uyuyorlardı. Burada olmalarının nedeni; iki gün önce Hitler’in, Röhm’ü arayıp bir konferans için tüm SA liderlerini 30 Haziran’da Bad Wiessee’de toplamasını istemesiydi.
Hitler önce gece Münih’e geldi.
Gözaltında olan SA’larınn üzerine yürüdü, tokatladı. Yaptıkları “ihaneti” affetmeyecekti. SA’lar ne olduğunu bile anlayamadı; darbe sözünü ilk kez duyuyorlardı.
Hitler sonra otomobille Hanslbauer Oteli’ne gitti. Röhm’ün odasına tek başına girdi; giyinmesini ve kendisiyle gelmesini emretti.
Röhm otomobile bindirilip götürülürken oteldeki tüm SA’lar öldürüldü.
SA komutanı Edmund Heines’in yatağında bir erkek olması ileride SA’ların gözden düşürülmesi için propaganda malzemesi yapılacaktı.
Röhm, Münih’e getirildi ve Stadelheim hapishanesine kapatıldı. Yıllar önce, Hitler ile birlikte “Birahane Darbesi” ne karıştıkları iddiasıyla bu cezaevine atılmışlardı.
Hitler dava arkadaşına lütufta bulundu ve masasına bir tabanca bıraktırdı; kafasına sıkmasını istiyordu. Röhm, “beni Hitler öldürsün” dedi.
Uzun Bıçaklar Gecesi’nde oluk oluk kan aktı...
Sadece SA’lar öldürülmedi o gece; Hitler’e zamanında kim muhalefet etti ise; kim Hitler hakkında çok bilgi sahibi ise hepsi öldürüldü.
(...)
Sonuçta Hitler, Röhm’den kurtuldu. Kahverengi gömlekli SA’lar tasfiye edildi.
13 Temmuz’da Hitler meclise şu bilgiyi verdi:
“Röhm haindi; Fransa istihbaratı adına çalışıyordu ve darbe yapmaya hazırlanıyordu!”
Tarihçiler, Uzun Bıçaklar Gecesi’nin Nazi Almanya’sı için dönüm noktası olduğunu kabul eder. Çünkü:
(...) 1934’te halk desteğini kaybeden Hitler artık “Führer” idi!
Nazi Almanya’sında bir daha seçim olmadı...
Soner Yalçın/Sözcü

+++

Gül bu kavganın neresinde

Hükümetin önce Emniyet’te başlatıp sonra TRT, Maliye Bakanlığı ve diğer kamu kurumlarına sıçrayan ’Gülen haraketini tasfiye’operasyonunda henüz Gül’ün hiçbir dahli, imzası, onayı yok. Bütün ’misilleme’ atamaları ‘geçici’ yapılıyor. Acaba neden Gül’ün önüne hiç tasfiye kararnamesi gitmiyor?
Yoksa, kamuoyundaki “Soruşturma karartılıyor” algısını daha da güçlendiren bu atamalara onay vermeyeceği bilindiği ya da hükümete bu yönde bir sinyal görderdiği için mi?
(...) Son bir soru daha:
Soruşturmanın hedefindeki bakanlardan bir ya da birkaçının içinde yer alacağı bir Bakanlar Kurulu listesine onay verir mi? Herkesin gözü Gül’ün üzerinde...
Utku Çakırözer/Cumhuriyet

+++

Gemi su alıyor

Kaptanın marifetinin fırtınalı denizde belli olması, Başbakan’ın sık kullandığı bir benzetme idi.
Fırtına dehşetli, üstelik tam gövdeden bir torpil yemiş olan gemi hızla su alıyor. Siyasî maharetinin tam bu krizde hükmünü yürütmesi lâzım; ancak Başbakan kilitlenmiş görünüyor. Teşbihleri gerçeğe uygun yapalım. Su alan gemi Türkiye, hükümet değil. Bir hükümet gider, yenisi gelir. Ülkenin kayıplarını telafi etmek için millet bedel ödeyecek. (...) Başbakan’ın savunma argümanlarının tamamı yanlış (...) Birincisi, 11 yıldır devleti yöneten hükümet, ülkenin asayiş ve güvenliğini emanet ettiği polis kadrolarını “çete” olmakla itham ediyor. O zaman biz kime güveneceğiz? İkincisinin hiç mazur görülecek bir tarafı yok: “Velev ki” yolsuzluk soruşturması dış mihrakların marifeti; o zaman yolsuzlukları sineye mi çekeceğiz? “Dış mihrakların ve çetelerin” teşhir ettiği yolsuzluklara “sayılmaz” mı diyeceğiz?..
Mümtaz’er Türköne/Zaman

+++

Yolsuzluğu amir yaparsa...

Diyelim ki; bir ilin emniyet müdürü rüşvet aldı, usulsüzlük yaptı, yolsuzluk yaptı..
Savcıya ihbar geldi.. Savcı soruşturma için kolluk gücü oluşturdu.. Kolluk koşa koşa gidip ’amirim rüşvet aldığınız iddia ediliyor sizi soruşturuyorum mu’diyecek..
Telefonlarınızı dinleyeceğiz diye haber mi verecek?
Veya aynı işi bir ilin başsavcısı yaptı.. İhbarı alan savcı soruşturmaya başlamadan başsavcıdan izin mi alacak? Soruşturmanın safhaları hakkında bilgi mi verecek?
Mehmet Tezkan/Milliyet