Tereyağından kıl çekme destanı
(...) sabah saat 6’dan başlayarak; başta yeni Başbakan sonra yeni Cumhurbaşkanı, sonra eski Cumhurbaşkanı, bakanlar ve iktidar gazeteleri ile TV’lerinde kadrolu yağcılık görevine kayıtlılar;
“Tereyağından Kıl Çekme Destanı’nın nasıl yazıldığını tarih sayfalarına alacak... Bütün dünya diplomasisi, bu destanı yüzyıllar boyunca dönüp, dönüp okuyacak... İstihbarat örgütleri; Amerikalısı, İsraillisi, Alman’ı, Türkiye’nin Tereyağından Kıl Çekme Destanı’na yeniden ve yeniden başvurup, ondan çıkaracakları dersle acizliklerini çözmeye çalışacaklar...” diye özetleyeceğim
Kendi kendine propaganda yağmuruna başladılar.
İçi boş destansı hava!
Artık aylarca sürer.
***
Halk sormayacak mı:
101 gün önce neredeydiniz?
İstihbaratınıza ne olmuştu?
Musul Konsolosluğu’nda görevli 49 vatandaşımız IŞİD’in eline rehine olarak düşmeden önce niçin harekete geçmediniz?
Her ülke önlemini almıştı.
Vatandaşlarını çekmişlerdi.
Havayolları seferleri kaldırmıştı.
Ve hatta MHP Milletvekili Sinan Oğan, 24 saat önce Meclis’te; “IŞİD terör örgütü Musul Başkonsolosluğumuzun etrafını sardı. Başkonsolosu ve görevlileri rehin alabilirler” diye özetleyebileceğim uyarı konuşması da yapmıştı.
Meclis kayıtlarında var.
Bulup okuyabilirsiniz.
Ve bu kayıtlarda AKP Milletvekili İhsan Şener’in Sinan Oğan’a; “Delilin var mı... delilin... Atma...” sözleriyle laf savurduğunu da okuyabilirsiniz. Bu “atma... delilin var mı...” çürütmeci sözünün üzerinden 24 saat bile geçmedi. IŞİD, Başkonsolos ve onun korumaları dahil, bebekler ve anneleriyle binadaki herkesi rehin aldı.
(...)
102 gün sonra.
“Tereyağı Destanı” yazıldı.
Bizden de alkış bekliyor.
Alkışlamadan önce “Bu rehine alma danışıklı mıydı? Danışıklı değilse IŞİD neyin karşılığında rehineleri serbest bıraktı?” sorularına cevap beklerim.
Necati Doğru / Sözcü
“Koalisyona katıl” operasyonu
IŞİD jest mi yaptı, göz mü yumdu, öyle ise bunu neden yaptı?
(...)
Rehinelerin kurtarılmasına diğer ülkeler nasıl bakıyor? Dün o ülkelerin bazı büyükelçilerine ulaşıyorum. Hepsi Türkiye’yi kutluyor, rehinelerin kurtarılmalarından hepsi memnun, sıcak insani yaklaşımlar. Politik olarak ise ortak görüş şu: “IŞİD Birleşmiş Milletler zirvesinde ele alınacak. Türkiye bugüne kadar IŞİD’e karşı askeri harekâta rehineler gerekçesiyle uzak durdu. Bu haklı bir gerekçeydi, ancak şimdi durum değişti, zirveye katılacak liderler Türkiye’ye ’Haydi bakalım, şimdi sen de katıl’diyecekler.” (...)
Yalçın Doğan / Hürriyet
Türkiye teslim oldu
101 gündür kurtarılmayan rehineler, neden şimdi kurtarılabildi? Tekinin bile burnu kanamadan kolayca teslim alınabildiği bir operasyon, neden daha önce yapılmamıştı? Bakınız mesele açıktır: ABD, IŞİD’e karşı bir plan açıkladı. O plana göre Türkiye’ye büyük sorumluluklar düşüyordu.
Ancak Türkiye’nin bahanesi vardı, özetle “IŞİD’in elinde rehinelerimiz var, açık askeri destek veremeyiz, dolaylı destek verelim” diyordu.. Ancak Obama’nın planı zaten “az çalışılmış” bir plandı ve Türkiye’nin açık pozisyon almasına, koordinatörlük yapmasına ihtiyaç vardı.
Ve çözüm bulundu!
49 rehine gerekçesi 101 gün sonra ortadan kaldırıldı ve Ankara, ABD planına teslim oldu!
Daha doğrusu, Ankara, ABD planına teslim olduktan sonra IŞİD’in elinde 49 rehine bulunmasına gerek kalmadı! Erdoğan’ın TSK’ya tampon bölge talimatı hazırlığı yapma görevi vermesi, hazırlığın güvenlik zirvesinde ele alınması, Davutoğlu ve Beşir Atalay’ın “tampon bölgeye” sıcak baktıklarına işaret eden açıklamaları...
Ve daha önemlisi hem ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’in hem de ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Kongre’deki muhataplarına “merak etmeyin Türkiye istediğimiz desteği verecek” demesi, Türkiye karşıtı soruları “kapalı oturumlarda yanıtlama” ihtiyacı duymaları...
Yani en temel konularda AKP, ABD’ye destek verecekti ve 49 rehine gerekçesine artık ihtiyaç yoktu! Bu tablo aslında çok önemli bir esasa işaret ediyor: IŞİD, ABD’nin taşeron örgütüdür ve onun planlarının manivelasıdır! ABD, IŞİD’e dayanarak “Kürt Koridoru” planını canlı tutmaya, savunmada da olsa Orta Doğu için yeniden bir atak yapmaya çalışıyor...
Mehmet Ali Güller / Aydınlık...