Sokakla oyun olmaz
Mısır’daki olayların başlangıcını hatırlayın: Birdenbire ortaya bir Arap Baharı dalgası çıkartılmıştı. Halk Hüsnü Mübarek’e karşı sokağa döküldüğünde, Türkiye buna alkış tuttu.
Sonunda ordu devreye girdi; Mübarek devrildi, yargılanıyor. Süreç Müslüman Kardeşler’den Mursi’yi iktidara getirdi.
Ama sokak devredeydi... Mursi’nin yolunu açan sokak, ona karşı yeniden hareketlenmişti. Asker; bunu bekliyordu.
Bütün bu süreç; batı sömürgeciliği tarafından planlandı. Adına da “Arap baharı!” dediler.
Sanki Arap ülkeleri demokrasi deneyimi olan ülkelermiş gibi abartılı biçimde tanımlandılar. Kitleler kışkırtıldı; sokağa döküldü. Sokaktakileri Avrupa, Amerika ve Türkiye bütün gücüyle destekledi.
Halbuki dinsel duygularla hareket eden sokak bilinçli değildir; civa gibidir. Hep aşağılara doğru akar.
***
Şu anki Libya’ya bakın. Muammer Kaddafi döneminden daha mı iyi durumda?
(...)
Kaddafi; bir intikam uğruna feci biçimde öldürtüldü.
Çünkü o, 1970’lerde Batı kapitalizmine karşı İslam sosyalizmini savunuyordu. Kıbrıs çıkarmasında Türkiye’nin yanında yer almıştı. Amerikan casus teşkilatına karşı mücadele vermişti.
ABD; ondan intikamını nasıl aldı?
Bir Libyalı demokrasi yanlısının (!) başına kovboy şapkası (ABD şapkası) geçirdi; eline Kalaşnikof verdi. Ona vurdurttu.
Türkiye; düşünmeli: Ne verdik oraya?
İyi kötü bir devletleri vardı onu da yıktık...
***
Aynı süreci Suriye’de tekrar ettiler.
Meşru devlete karşı; başını El Kaidecilerin çektiği bir grup terörist saldırılar başlattı.
Beşşar Esad bunlara karşı operasyon yapınca, bizim hükümet, “Sivil halk katlediliyor!” diyerek karşı propaganda başlattı. Güney sınırlarımızdan Suriye devletine karşı savaşan terör gruplarına destek yapıldı.
Bunu artık bütün dünya biliyor.
Türkiye; Suriye’de halkı sokaktalara dökmek için elinden geleni yaptı.
Geldiğimiz nokta; parçalara ayrılacak bir Suriye olgusuyla karşı karşıya bıraktı bizi. Daha da kötüsü orada da bir Kürt bölgesi oluşturuldu.
Suriye sınırımızda bir sorunumuz yokken; Beşşar Esad’ı devirmek sevdemız yüzünden orayı da bunalım bölgesine çevirdik.
Kim yaptı?
Beşşar değil; bizzat kendimiz...
Suriye’de sokakla oynamak döndü, bomba oldu, bizi vurdu, vuracak da...
(...)
Türkiye’de sokaktan medet umanlara nasıl karşı isek, Mısır’da da sokak gücüyle iktidarı ele geçirmeye karşı olmalıyız.
Rıza Zelyut/Güneş
+++
Ve bir Zaman yazarı daha “Batı’nın demokrasi suçları”nı keşfetti...
Aklının başına gelme alameti mi!
Batı dünyasının Mısır’daki seri katliamlara karşı gösterdiği sistemli tepkisizlik herkesin aklını başına getirmeli.
(...)
Suriye’de Esed güçleri ile Muhalefet arasındaki denge bozulduğu zaman, Batı devreye giriyor. Neden? Bir taraf baskın gelir ve iç savaş sona erer endişesi yüzünden...
Mümtaz’er Türköne/Zaman
+++
Sor soruştur da..!
Dünkü gazetelerde bir haber:
“Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, tabelasında ’Kürdistan’ ibaresi bulunan Kürdistan Gençlik Hareketi Derneği ile ilgili soruşturma başlattı.”
On gün kadar önce gazetelerde böyle bir soruşturma haberi daha yer almıştı.
“Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı Lice’nin Yolçatı köyü yakınlarında açılan PKK Şehitliği için soruşturma başlattı.”
Birkaç gün önce binlerce kişi Şırnak’ın Beytüşşebap... Onun hemen ardından Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde PKK’nin Şemdinli ve Eruh saldırılarının 29. yıldönümünü kutladı. Her iki kutlamaya güvenlik güçleri en küçük bir müdahalede bulunmadı. Ama hemen ardından soruşturmayı başlattı!
Biz bu satırları yazarken Batman’daki benzer kutlamaya saatler kalmıştı. Hiç kuşkunuz olmasın gerekli soruşturma derhal açılacaktır!
Bu soruşturmaların bir özelliği de ucundan bir şey çıkmaması, sonuçlarının açıklanmamasıdır.
Bu soruşturmalar sadece acizliğin örtüsüdür.
Melih Aşık/Milliyet
+++
Yönetemeyeni yönetirler....
Taşın altına koy artık elini
Biz bu ülkenin yönetimini hep birilerine havale ettik dostlar...
Siyaset hep, “yapacak başka işi olmayanların ya da gizli ajandaları olanların” işi oldu!
Şimdi sıra bizde:
Yaptığı iş, siyasi parti üyeliğine engel olmayan herkes, hemen kendisine en yakın partiye girmeli ve bu “yasaklar” listesini yırtıp atmak için elini taşın altına koymalı...
Yok, “Ben yapamam” diyorsanız...
O zaman yeni yasaklara, yeni baskılara da hazır olun ve asla yakınmayın:
Çünkü yönetmeyeni...
Yönetirler canım!
Mustafa Mutlu/Vatan
+++
Himmete muhtaç bir dede
LÜBNAN’da kaçırılan pilotları kurtarmak için MİT de devreye girmiş! Lübnan’a gitmişler ve oradaki yerel istihbarat ve emniyet güçleriyle işbirliğine girmişler.
İlginç bir haber!
Çünkü aynı MİT, Başbakan’ın sıkı talimatına rağmen, kendi ülkesinde KPSS’de kopya çeken çeteyi hâlâ yakalayamadı.
Oysa kopya çekenlerin kimlikleri biliniyor.
Ama MİT elindeki bunca olanağa rağmen, üstelik de bizzat Başbakan’ın emrine rağmen KPSS yanıtlarını çalıp Türkiye’nin değişik yerlerindeki isimlere servis eden örgütü ortaya çıkaramadı.
Şimdi Lübnan gibi at izinin it izine karıştığı bir ülkede bunu nasıl yapacaklar gerçekten merak ettim!
Mehmet Y. Yılmaz/Hürriyet