(...)
IŞİD, HİZBULLAH, NUSAYRİ.
İHVAN, HAMAS, MEHDİ.
Mezhepler boğazlaşıyor.
Selefiler, Şiileri hançerliyor.
Sunniler, Şiileri kurşunluyor.
Müslüman, Müslümana kanlı.
Gökten bombalar yağıyor.
Evi yananlar.
Şehirleri yıkılanlar.
Ölen çocuklar.
Yorganını alıp kaçanlar.
Bu coğrafyada oyun aynı:
Silahlandır- Eğit- Çatıştır.
Böl ve yönet devam ediyor.
Araplar, Kürtleri kesiyor.
Kürtler, Arapları vuruyor.
Türk’ü tezkereci yapıyorlar.
Hem Arap, Türk’e kinlensin.
Hem Kürt, Türk’ü kurşunlasın.
Kanlı bataklığa saplandık.
(...)
11 yıl önce yine “Havuç uzatmalar ve sopa göstermelerle” ön hazırlığı yapılarak Türkiye’den tezkere çıkartılması istenmişti. Irak’ta Saddam’ın elinde kimyasal silahlar var, dünya barışını tehdit ediyor telkiniyle “Türkiye’den tezkere çıkartıp” ABD Ordusu’nun Irak’ı işgalini kolaylaştırması istenmişti.
Tezkereciler hazırdı.
Biri: Tayyip Erdoğan.
Diğeri: Abdullah Gül’dü.
(...)
Tezkere çıkmadı.
ABD Ordusu, Irak’ı yine işgal etti. Ortadoğu kan gölüne döndü fakat Türkiye bu suça ortak olmadı. Türkiye Meclisi’nden ilk tezkerenin geri dönmesini ABD, suç saydı ve cezayı ordunun generallerine kesti. Balyoz ve Ergenekon pusularıyla Türk Ordusu çökertildi; “Tayyip Erdoğan’a cumhurbaşkanlığı yolu ve Abdullan Öcalan’a da Türkiye Kürtlerinin önderi olma kapısı” açıldı.
(...)
Her karanlığın bir sabahı vardır. Türkiye insanı, ülkesinin bataklığa sokulduğunu er ya da geç bir gün anlayacak. Hesap soracaktır. Tayyip Erdoğan, 11 yıl önceki tezkereci tavrından vazgeçmedi.
Kendi ipini çekti.
Necati Doğru / Sözcü
Öcalan memnun!
İktidar PKK’nın 30 Eylül’e kadar açıklanmasını istediği “yol haritası” nı Resmi Gazete’de yayımladı. PKK’nın ısrarla istediği “izleme kurulu” Bakanlar Kurulu kararıyla oluşturuldu. PKK’yla pazarlıklarda görev alacak resmi ve siviller, yani gazeteciler ve âkiller de her türlü cezai sorumluluktan muaf tutuldu.
PKK ve BDP’nin “Meclis muhatap olsun” talebine bir buçuk yıl önce Tayyip Erdoğan “Meşruiyet istiyorlar” diye karşı çıkıyordu.
TBMM’den geçen aylarda çıkarılan paketle, PKK’nın muhataplık seviyesi yükseltildi, meşruiyet kazandırıldı. Son Bakanlar Kurulu kararıyla da o “meşruiyet” pekiştirildi.
Öcalan, İmralı’dan dönen heyetle gönderdiği mesajda gelişmelerden memnun ve bakın ne diyor:
l Burada dar anlamda yürütülen görüşmelerden, müzakere yanı ağır basan bir kararlılık ortaya çıkmış ve bu düzeyde mutabakata varılmıştır. Gelinen noktada yol haritasının eylem planı da ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Öcalan son Bakanlar Kurulu kararını da alkışlıyor:
l Bakanlar Kurulu kararı haline gelen müzakere iradesinin pratikleşmesinin önünde hiçbir engel kalmamıştır. Ciddiyetle ve büyük fedakârlıklarla bu noktaya getirmeyi başardığımız sürecin geleceği ve selameti atılacak adımların hızı ve ciddiyetiyle doğrudan bağlantılı hale gelmiştir.
Kamuoyu önünde PKK’ya meydan okuyup Kandil’le kavga edenler... Arka planda tıpış tıpış Apo ne derse onu yapıyorlar. Siyasi hayat hikâyelerine elbet bu da yazılacaktır.
Melih Aşık / Milliyet
Adalet hasta
Bursa’da altı yıl önce 14 yaşındaki bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunmak suçundan 13 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılan 83 yaşındaki Yeni Akit yazarı Hüseyin Üzmez, prostat rahatsızlığı nedeniyle tahliye edildi.
Bu haberi duyunca aklıma ilk gelen, kanserden ölen ve tahliye talebi son dakikaya kadar reddedilen Ergenekon sanığı Kuddusi Okkır oldu.
Adalet mekanizmasına bakın:
Ciddi tedavi gerektiren akciğer kanseri, tahliye nedeni değil...
Basit bir hastalık haline gelen prostat, tahliye nedeni!
Buna adalet değil, dense dense “prostatlı adalet” denir!
Mustafa Mutlu / Aydınlık
Sakıncalı tezkere
Sorunlu bir “Tezkere dönemi” başlıyor!
Yurt dışına askeri operasyon yapmak için kabul edilen tezkerede “ulusal çıkarlar” ve “toprak bütünlüğü” gibi ifadeler var ama bunlar AKP’nin “makyaj” olarak kullandığı sözler!
Amaç belli: Askerimizi Irak ve Suriye’ye gönderip ABD Başkanı Obama’nın isteğini (yani talimatını) yerine getirmek!
Mehmetçik, terör örgütü IŞİD ile savaşa girecek ve bu arada Suriye’deki Esad Rejimi’ni yıkarak Tayyip Bey’in de hayallerini gerçekleştirecek!
Bu arada vatan toprağını da yabancı askere açan “Sakıncalı tezkere” ile AKP iktidarına geniş yelpazeli bir yetki verilmiş oluyor ve Türkiye açıkça Ortadoğu bataklığına itiliyor!
Peki, Türk askeri orada vuruşurken Amerikalı Coniler ne yapacak?
IŞİD’i yok etmeye karar veren Obama “Biz kara harekâtına katılmayacağız. Operasyon planlarını yapıp, uçaklarımızla havadan bomba yağdıracağız.” diyor.
Yani Amerika elini ateşe sokmayacak ve bizi maşa olarak kullanacak!
AKP “Analar ağlamasın!” diyordu ama şimdi analar çok ağlayacak!
Tayyip Bey “Askerimiz bu günler için var.” diye düşüncesini seslendiriyor.
Analar o Mehmetleri yabancı ülkelerde, yabancıların çıkarları için vuruşsun, Obama’nın planları için şehit olsun diye doğurmadı!
Bizi ön plana itip kendileri geride kalan Amerikalılar mı akıllı, yoksa biz mi aptalız, bilemiyorum!
Rahmi Turan / Sözcü