Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ
Mevlüt Uluğtekin YILMAZ

Mardin güzellemesi...

Anadolu için “Uygarlıklar beşiği” derler. Bu söz çok doğru! İşte Mardin... Mardin, beşikteki uygarlığı ’kucağında büyüten’bir kenttir! Anadolu uygarlıkları, sanki “Mardin Eşiği”nden atlayıp, yayılmış gibidir...
Mardin, alımlı ve anlamlı bir fotoğraftır. Bu fotoğraf bir anlamda, insanın inanç dünyasının da fotoğrafıdır... Kiliseleri, manastırları, camileri, medreseleri ile Mardin, çiçek bahçesi yurdumuzun anlamlı bir güzelliğidir.
Tarihin Mardin’e konuk olması çok eskilere dayanır. Mardin’i dolaşırken tarihi solur; uygarlıkları yaşarsınız. Ve en ilginci, kültürlerin bir teknede, insan adına yoğrulduğuna tanık olursunuz. Yüzyıllar boyu minarelerden yükselen ezan sesleri, çan sesleriyle beraber yayıldı yörenin atmosferine...
Bu kent; Sümer, Akat, Mitani, Hitit, Asur, İskit, Babil, Pers gibi çok eski uygarlıkların konağı olmakla kalmamış; biraz daha yakın olan Roma, Bizans, Arap uygarlıklarına da ev sahipliği yapmış... Ve bu kent bin yılı aşkın zamandır da, Müslüman Türklerin kültür ve medeniyetiyle koyun koyuna yaşamaktadır.
Dünyada ’özellikle korunması’gerektiğine inanılan, üç kentten birisidir Mardin... Ama Kudüs ve Venedik yanında Mardin, sanki çok daha öncelikli gibidir.
Mardin’in geçmişten geleceğe taşıdığı değerler, sadece inanç dünyamızla ilgili değildir. Mardin evleri başlı başına bir güzelliktir. Kesme taşın, hüner harcıyla Mardin’e farklı bir fizikî anlam yüklemesi çok ilginçtir. Bırakınız iç düzenini, Mardin evlerinin sadece kapı tokmakları, sizi büyüler. O tokmaklardaki biçim, desen ve çeşitlilik orada yaşayan insanların kültür ve estetik derinliğini size anlatır...
Ve Mardin ’telkâri’yurdudur. Nedir telkâri? Gümüş ve altının, hünerli ellerle inceltilip, bir iplik gibi dantel dantel işlenmesidir. Telkâri, Mardin’in ince sanatıdır. Bu bir Mardin güzelliğidir!
Deyrulzafarân Manastırı, upuzun bir geçmişi bağrında taşır. Ya camiler, medreseler, türbeler, hanlar hamamlar?
Tarihi yapılar bir yana, ulu bahtlar da yaşadı bu kent... Söz gelişi, Timur Han, ordularıyla Anadolu’ya yönelir ve Mardin’e dayanır. Tam kuşatmaya başladığı sırada, torunu Uluğ Bey doğar. Ve kuşatmayı bırakır, döner gider...
Geçen yüzyılda gerçekleşen bir başka olayda ise, Mardin halkının kahramanlığı vardır. Mondros Mütarekesi’den sonra Suriye’ye dalan Fransızlar, Norman Komutasında bir orduyla Mardin’e de girmek isterler. Fakat kahraman Mardin halkı, Eyüp Önen komutasında birleşir ve işgalci orduya, “Hayır! Biz, Anadolu’nun bir parçasıyız, Gâzi Mustafa Kemal Paşa’nın yanındayız” der. Çaresiz kalan Fransızlar, geldikleri gibi geri dönerler...
Kökleri bin yıla yaklaşan camiler, medreseler, hanlar, hamamlar, köprüler, kervansaraylar geçmişten günümüze göz kırpar Mardin’de... Ve pek çoğu “Mardin Artukluları” diye anılan Selçuklu görkeminin eserleridir; 12. Yüzyılın bir Artuklu şaheseri olan Ulu Cami gibi...
Mardin’de bulunan pek çok cami, İslâm dünyasının imanında önemli etkileri olan kişilerin anılarını taşır. Söz gelişi, Zeynel Abidin Camisi, Hz. Muhammed’in 13. torunundan olan Zeynel Abidin adıyla anılır. Ayrıca, Hz. Muhammed’in berberi olduğu söylenen Selman-ı Pâk hazretlerinin de ziyaretgâhı bulunmaktadır. Koçhisar Camisi ise Artuklu Yavluk Hasan’ın bir armağanıdır. Melik Mahmut Camisi, Abdullâtif Camisi ve günümüzün üniversiteleri olan Kasimiye Medresesi, Sultan İsa Medresesi, Şehidiye Medresesi, Hatuniye Medresesi ve diğerleri... Her biri, tarihin anlamlı tanıkları olarak Mardin’imizin göz alıcı dokusunu oluştururlar. Gerçek şu ki Mardin; güzellikler bahçesi yurdumuzun alımlı bir çiçeği...
İLİŞTİRİ: Sevgili okuyucum; geçen hafta tanıttığım “Beraber Yürüttük Biz Bu Yıllarda” adlı Togan Yayınları’na ait eserin yayın evi telefonunu yanlış vermişim. Doğrusu: 212 542 02 97 olacaktı. Düzeltir; özür dilerim.
Esen kalın efendim.

Yazarın Diğer Yazıları