Lizbon’a Gece Treni ve Muzaffer Özdağ Strateji Paneli
İki konudan söz edeceğiz... “Lizbon’a Gece Treni ile Saramago Yolunda” adlı kitapçık ve bir panel...
Daha önce de yazmıştım; İstanbul’da Ekin Yazın Dostları adlı -Türkiye’ye örnek- bir ’kitap okuma ve değerlendirme’öbeği var. Bu topluluk, kitap değerlendirmenin dışında, bir ’akıl işi’olan felsefe toplantıları da yapıyor... İşte bu öbekten, Pascal Mercier’in “Lizbon’a Gece Treni” adlı romanının etkisinde kalan ’gözü kara’14 okur, valizlerini hazırlayıp 2013’ün Temmuz’unda -romandaki kahramanın yaptığı gibi- gece treni ile Paris’ten Lizbon’a geçerler; Portekiz’in ünlü yazarı Jose Saramago’nun özellikle Görmek ve Körlük kitaplarını Portekizlilerle tartışmak isterler... Yurda dönüşlerinde 7 günlük bu Paris ve Lizbon gezisini -öbeğin arşivine girmesi için- “Lizbon’a Gece Treni ile Saramago Yolunda” adlı bir kitapçıkta anlatırlar... Kitap piyasasına girmeyecek olan bu anı demetinden -Öbeğin iletişim ’Bakanı’Sayın Züleyhan Besli sayesinde- sizlere çok kısa bilgiler vermek istiyorum.
Aydın Ergil, Ekin Yazın Dostları’nın temel direği; özverili bir öncü ve gezinin de lideri. Diğer katılımcılar ise; Aysel Sakarya, Ayşegül Yıldızhan, Baha Oral, Bilge Aytekin, Gülcihan Keleşoğlu, İlknur Odabaşı, Nurdan Ergil, Selma Köktürk, Seray Anıl, Şerife Ertaş, Şeydağ Köktürk, Zehra Sönmezgil ve Zeynep İnci...
Kitaptaki bilgilere göre; topluluk üç gün boyunca Paris’in kültür dokusunu inceler... Bilge Aytekin, Cafe de Flore’nin bir ‘Cafe’ olmasının ötesinde, her yıl “Edebiyat Ödülleri” verdiğini de belirtiyor. Yine Paris’te ünlü ressamların tabloları arasında Osman Hamdi Bey’in tablosuna rastlamaları da çok güzel.
Trenle Lizbon’a geçerler. Pek çok ilginçlik yanında, özellikle Aydın Ergil’in Lizbon’da insandan daha çok ’ağaç’olduğunu, saptaması önemli... Gezginlerimiz, özgür Portekiz’in gururu, kitapları 37 dile çevrilmiş Jose Saramago’nun anısına kurulan Saramago Vakfı’nı ziyaret ederler. Vakıf yetkilileri; bilgiyi, erdemi, insanca yaşamayı ve yaşatmayı ilke edinen bu Türk topluluğunu çok anlamlı bir saygıyla karşılar; ağırlar ve Türkiye’ye uğurlarlar.
Geziye katılan Baha Oral çok farklı bir yetenek... Babası gibi, kültürümüze büyük hizmetleri oldu. Selçuklu’nun Kubad-Abad Sarayını bulan Konya Müzesi Müdürü Zeki Oral’ın oğludur. Baha’nın Meydan-Larousse ansiklopedisinin oluşumunda da katkısı var. O harika bir yazar ve gazetecidir. TRT’de beraber çalıştık. Sevgili dostuma sağlıklı günler diliyorum.
Ve Panel...
Asker, Hukukçu, eski Milletvekili ve Strateji Uzmanı rahmetli Muzaffer Özdağ anısına oğlu Ümit Özdağ tarafından bu yıl 12.si düzenlenen “Strateji Günü” panelinin konusu “Yükselen Asya ve Türk Dünyası” idi. Prof. Dr. İskender Öksüz yönetimindeki paneli takip ettim. Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın açış konuşmasından sonra, yönetici Sayın Öksüz, Dr. Anar Somuncuoğlu’na söz verdi. Anar Hanımefendi “Yükselen Asya ve Türkistan” konulu sunumuyla bizleri donattı. Yrd. Doç. Dr. Kerem Gökten, “Doğu Asya’nın yükselişini” anlattı. Prof. Dr. Merthan Dündar “Japonya büyük güç olabilir mi?” konusunu verirken özet olarak, “Japonya, ABD’nin izni olmadan önemli adımlar atamaz” dedi. Ersin Dedekoca, Asya devletlerinin ekonomik gücünü grafiklerle sundu. (İliştiri: Sayın Dedekoca’nın grafik sunumunu dileyen okuyucularıma e.postayla gönderebilirim.) Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu “Yükselen Asya’da Türkler” konusunu verdi. Şu sözü ilginçti: “Tarihte var olan bir daha var olur. Çünkü devletlerin de içgüdüsü vardır.”
Panel, dinleyici sorularıyla sona erdi.
Esen kalın efendim.