Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıldönümü ve Erdoğan
Başbakan Erdoğan’ın iktidara geldikten sonra uygulamaya koyduğu Kıbrıs siyasetini kabul etmek mümkün değildir. Erdoğan’ın savunduğu Annan Planı’nda öngörülen ‘federasyon’ Kıbrıs Türkünün sonunu getirecek; yok olmamıza neden olacaktı. Neyse ki Rum tarafı planı reddetti de kurtulduk. Erdoğan Kıbrıs meselesini iyi etüd edememiş, Rumu ve hedeflerini iyice anlayamamış ve dolayısıyla Kıbrıs siyasetinde başarısız olmuştur. Erdoğan başarısız olurken biz Kıbrıs Türkleri de maalesef tarihimizde ilk kez Anavatandaki hükümet ve Başbakanı ile ters düşerek kelimelerle anlatılması zor bir sıkıntı yaşadık. Bu sıkıntıyı hâlâ daha yaşamaktayız. .
Bunları neden yazıyorum?
Bu bilinenleri niye tekrarlıyorum? Erdoğan’ın Gazze’ye insani yardım götüren filoya düzenlenen İsrail saldırıları karşısında gösterdiği haklı tepkiyi ve geçtiğimiz hafta Srebrenitsa katliamının 15. Yıldönümünde yine çok haklı olarak söylediklerini biz Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs davamız için yapmadığı-söylemediği için yazıyorum. Erdoğan’ın Filistinli ve Bosnalı Müslümanlar için söylediklerini ve koyduğu tavrı keşke Kıbrıs Türkü için de gösterebilse. Başbakan Erdoğan, bir süre önce “Kudüs’ün kaderi İstanbul’un kaderinden ayrı değildir. Gazze’in kaderi Ankara’nın kaderinden ayrı değildir. Ramallah’ın, Nablus’un, Rafah’ın, Beytüllah’ın kaderi asla ve asla Konya’nın kaderinden ayrı değildir. Dünya katliamlara göz yumsa, biz gözümüzü yummayacağız. Dünya, Filistin’e sırtını dönse, biz Filistin halkına Gazze’ye Kudüs’e sırtımızı dönmeyeceğiz” diye konuşma yapmış, düşüncelerini açıklamıştır.
Erdoğan, Srebrenitsa katliamının 15. yıl dönümü töreninde yaptığı konuşmasında “Saraybosna İstanbul’un kardeşidir. Belgrad Ankara’nın dostudur, Zagreb İzmir’in akrabasıdır, Kızılırmak Nehri’nin, Sakarya Nehri’nin, Tuna’nın, Dirina’nın, tarihi ortaktır, birdir” dedi. Katliam kurbanlarının vatanları, namusları, şerefleri, onurları ve insanlık için hayatlarını verdiğinin ve toplu katliama muhatap olduğunun altını çizen Erdoğan, “Onlar kanlı, acımasız, kuralsız, vahşi bir savaşta katledildiler. Bratunaç’ta, Karakay’da, Potoçari’de, Miniçi’de, Tuzla yolunda bütün bu çevremizdeki dağlarda sadece birkaç gün içinde yaklaşık 10 bine yakın masum insan, hatta kadınlar, çocuklar, kundaklarında bebekler insanlık dışı yöntemle adeta etnik temizliğe tabi tutuldular. Srebrenitsa’yı hafızalarımızdan hiç çıkarmayacak, silinmesine izin vermeyeceğiz” diyerek katliamlarda Şehit olan Müslümanları anmıştır...
Ya Kıbrıs’taki katliamlar?
Sayın Başbakan Erdoğan’a haksızlık etmek gibi bir niyetim yoktur. Ancak AKP’nin iktidara geldiği günden bu yana, Başbakan Erdoğan’ın ağzından tek bir gün dahi başta Muratağa, Sandallar, Atlılar, Taşkent, Alaminyo, Ayvasıl, Kumsal, Limasol, Baf, Larnaka olmak üzere Kıbrıs’ın hemen hemen her yerleşim bölgesinde Rumların yaptıkları katliamları gündeme getirdiğini hiç duymadım. İki günlük bebelerden seksen yaşını aşmış ninelere kadar yapılan katliamları kınadığını hatırlamıyorum. Rumun çağın en büyük katliamlarından birini gerçekleştirdiğini, Kıbrıs Türkünün topyekun yok olmaktan son anda Türkiye’nin müdahalesi ile kurtulduğuna işaret ederek Rum-Yunan ikilisini lanetlediğini hiç ama hiç duymadım. Kıbrıs’ta özellikle 1963-74 yılları arasında yapılanların unutulmaması ve unutturulmaması gerektiğini söylediğini de hiç duymadım. Tersine Erdoğan Kıbrıs Türkünün geçmişte yaşanılan vahşeti unutarak Rumla Birleşik Kıbrıs Devleti çatısı altında birleşmesi gerektiğini telkin etmiş ve etmektedir. Güzeyurt’un, Maraş’ın; Lefkoşa’nın,Girne’nin; Gazi Mağusa’nın kaderi Konya’nın, Ankara’nın kaderinden asla farklı değildir dediğini hiç işitmedim.İtirazım bunadır. İsyanım bunadır. Kıbrıs’ta Türklük mücadelesi veren, Müslümanlık mücadelesi veren, vahşetin her türlüsünü yaşayan, aşağılanan, göçe zorlanan, hunharca katledilen, insanlık dışı şartlarda yıllarca yaşamaya zorlanan, dünyadan tecrit edilerek horlanan ve buna rağmen yılmayan Kıbrıs Türkünün Anavatanının Başbakanının ağzından bunları duymaya hakkı yok mudur? Mutlu Barış Harekatının 36. yıl dönümünde Barış ve Özgürlük Bayramı hepimize kutlu olsun. Şehitlerimizi rahmetle, Gazilerimizi minnetle ve Varoluş Mücadelemizde her zaman destek veren Anadolu’muzun güzel insanlarını şükranla anarken kulağım Başbakan Erdoğan’da olacak...