Kerkük’ün hatırlattıkları!
Bazı Kürt kökenli Türk vatandaşlarının Türkiye Cumhuriyeti’nin milletvekili seçimlerine “resmen” katılma kararına rağmen, Irak’ın kuzeyindeki peşmerge güçten “talimat” veya “onay” almaya gitmeleri, ister istemez “Kerkük”ü gündeme getiriyor.
Acı da olsa gerçekler ne yazık ki, önümüzde duruyor.
Oysa, sadece türküler, şarkılar ve hoyratların dedikleri, her Türk’ü heyecanlandırırken, üzüntüye boğmaya da yetiyor.
Türkülerde, şarkılarda, hoyratlarda sanki Türkmenler feryat figan ediyor.
Gözyaşları arasında, artık Kerkük’ün hoyratlarda kaldığı intibaı, insanı adeta eritiyor.
Eskilerde Irak’a gittiğimizde, en keyif aldığımız, daha doğrusu heyecanlandığımız anlar, Türkmen kardeşlerimizden “hoyrat” dinlemek oluyordu.
Yönetimde iken yani diktatörlüğü zamanında Saddam Hüseyin’in “zalim” baskısı altında inim inim inleyen soydaşlarımız, dertlerini ancak ezgilerle dile getiriyordu.
Geçmişteki bütün “zalim” ve “kötü” yönetime rağmen, ufukta az da olsa özgürlük umudunu hiçbir zaman yitmiyordu.
Ne var ki, hem Saddam Hüseyin zamanında, hem de şimdi büyük çileler çeken Türkmen kardeşlerimizin feryadına ne yazık ki kulak verilmiyor.
AKP iktidarının “beceriksiz” politikası yüzünden kaybedilen “kırmızı hatlarımız” ın yeri doldurulamıyor.
Koskocaman Türkiye Cumhuriyeti’nin, Irak’ın kuzeyindeki oluşumda sesi böyle mi kısılacaktı?
Düşman namlusunun ucundaki Türkmen kardeşlerimiz, Türkiye’nin “aktif” politika uygulamasını hâlâ bekliyor. Aslında Irak’ın kuzeyinde, tarihi bir trajedi yaşanıyor.
Soydaşlarımızın toprakları, evleri, dükkanları, otomobilleri bir bir ellerinden alınıyor.
Hiçbir Türkmen yüksek derecede bir memurluğa, yahut güvenlik elemanlığına kabul edilmiyor.
Üstelik, Irak hatta İran, Suriye ve ne acıdır ki Türkiye’den getirilen peşmergeler Kerkük ve civarına yerleştirilerek, bölgenin nüfus yapısı bozulmuş bulunuyor.
2012 yılında, peşmergelerin oluşumları daha da büyüterek uluslararası düzeye bir güç olarak çıkmaları da bekleniyor.
Başta ABD olmak üzere, İngiltere ve İsrail tarafından desteklenen ve bu üç devletten “askeri” dahil olmak üzere, “maddi” yardım alan peşmerge yönetiminin, gün geçtikçe Türkmen kardeşlerimize hayatı zehir edeceği aşikar görünüyor.
Zaten Amerikalılar bile Barzani’nin “Kürt devleti” sevdası yüzünden Irak’ın üçe bölüneceğini artık itiraf ediyor.
Bu arada, Suriye’de çıkarılan isyanların da temelinde, komşu ülke topraklarından sonu sahile ulaşan bir parçanın alınmasını sağlayarak, peşmergeleri denize ulaştırmak olduğunun yattığı iddia ediliyor.
Ne var ki, Barzani’nin hayalindeki “Kürt devleti”nin kuruluşunun ise, bölgede hele Türkiye tarafından hiç de kabul edilemeyeceği uyarıları yapılıyor.
Her şeyden önce, Kerkük’ün ve Türkmenlerin geleceğini sadece hoyratlarda bırakmayarak acil ve hayati önlemler alınması gerekiyor.
Artık, Türkmenlerin can güvenliği her şeyin ötesinde geliyor.
Eğer, Türkiye’nin “cesur” bir yaklaşımı olmazsa, daha çok Telaferler görmek kaçınılmaz bir durum arz ediyor.
Gerçekler, neredeyse hoyratlardan da daha acı geliyor Türkmenlere...
AKP’nin özellikle Kıbrıs’tan sonra, Irak’ın kuzeyi ile ilgili “ilgisizliği” şimdiden en hafifiyle “gaflet” olarak değerlendiriliyor.