Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu yerel seçim öncesi partisinin Eyüpsultan'daki toplantısında konuştu.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:
İzmir'de 50 milyona metro yapılıyor bu maliyet İstanbul'da üç katı Ankara'da iki katı. Bir ara okullarda süt dağıtacaklardı, bir çocuk zehirlendi proje rafa kalktı. İzmir'de yıllardır bu uygulama yapılıyor. Sütü de gidip kooperatiften alıyor. Üretici kazanıyor. Aile ayrımı yapmadan herkese dağıtıyor.
Bütün adaylarımıza aynı şeyi söylüyorum kazandığınız andan itibaren siz bütün beldenin belediye başkanısınız. Burada bir ayrıcalık yapılması gerekiyor, yoksulların olduğu mahalleye daha fazla hizmet götürülmeli.
Hiçbir belediye işçisinin işine son verilmeyecek. Mensup olduğu parti ayrı bir mesele ama önemli olan o insanın huzur içerisinde yaşaması.
Bütçe görüşmelerinde dedim ki asgari ücret 2 bin 200 olsun. Onlar kalkıp ücreti 2 bin 20 yaptı. Seçildiğimiz bütün belediyelerde asgari ücret 2 bin 200 lira olacak. Ocakla nisan arasındaki fark da ödenecek.
Bu para esnafa gidecek, o farkla gidip daire alacak araba alacak hali yok. O farkla esnaf kazanacak. 2 bin 200 lira çok büyük bir para değil. Açlık sınırı 2 bin 9 lira.
Sarayda oturup ahkam kesmekle işsizlik sorunu çözülmez. Bu seçimlere sandığa düşünerek gideceğiz ve vicdanımızı sorgulayarak gitmek zorundayız. İstanbul'da yaşıyorsunuz her yerden gelen vatandaşlarımız var. İstanbul'da ortaçağ koşullarında yaşayanlar da var beyaz yakalılar da var İsviçre şartlarında yaşayanlar da var.
İstanbul'u nasıl oldu da biz beton ormanına çevirdik. Görkemli camiler beton ormanlarının arasında kaldı. Tarihi camiler, İstanbul'un kimliğini yansıtan camiler betonların arasında kaldı.
Neden atalarımızın yaptığı görkemli eserleri 21 yüzyılın beton ormanlarına mahkum ettiniz. Nerede insan varsa orada rant vardır. Sorun şudur rantı kimin için harcayacaksınız, kime vereceksiniz. Kentsel dönüşüm yapıyorsunuz ama oradaki vatandaşları alıp sürüyorsunuz. Üsküdar'da yaptılar bunu.
Belediye başkanı kenti tek başına yönetemez. Bir insan her şeyi bilmez, her şeyi yapamaz da. Liyakat kelimesini Türkiye'nin gündemine getiren benim. Devleti de liyakatle yöneteceksiniz, belediyeyi de liyakatle yöneteceksiniz. İşi ehline vereceksiniz. Bir mahalleyle ilgili karar alınıyorsa kesinlikle ama kesinlikle o mahallenin muhtarının görüşü alınacak.
Sosyal yardımlar muhtarlar aracılığıyla yapılacak. Yardımlar siyasi amaçla yapılmayacak. Vatandaşın en rahat ulaştığı kişi muhtardır. Derdi olan önce muhtara gelir. Muhtarlık kurumunun bir bütçesinin olması lazım. Bir yerde anne çocuğunu besleyemiyorsa muhtar ya da bakkal o eve bir şeyler gönderir.
Çok önemli bir konu daha var; Gençler ve uyuşturucu. Bu en çok fakir mahallelerin sorunu. En çok onlar hedef alınıyor. Gençleri, eğitimle kültürle sanatla ve sporla buluşturacağız. Spor yapan çocuk kötü alışkanlıklardan uzak durur. Kültür merkezlerinin bu açıdan faydası var.
Okul yapmak Milli Eğitim Bakanlığı'nın görevi. Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı'mız baktı MEB'in yapacağı yok bütün ilçelere gitti okul yaptı. Aynı şekilde Ekrem İmamoğlu da İstanbulluların desteğini alacak. İstanbul'a yeni bir kimlik kazandıracak. Çözülmeyecek hiçbir sorun yoktur. Bir kavga sürecinden geçtiğimizi ben gayet iyi biliyorum. Bir tahrik sürecinden geçtiğimizi de biliyorum. Bizi tahrik etmek istiyorlar, bizi bir kavga ortamına çekmek istiyorlar. Herkesin özellikle partili arkadaşlarıma söylüyorum herkesin bundan kaçınması gerekiyor. Tahriklere asla kapılmayacağız. Türkiye'nin derdi başkadır.
"ŞİMDİ PATATES İTHAL EDİYORUZ"
Şimdi patates ithal ediyoruz. Bu memlekette patates ekecek yer mi kalmadı. 2018 yılında Yunanistan'dan 115 milyon dolarlık pamuk ithal ettik, 28 milyon dolarlık buğday ithal ettik, 13 milyon dolarlık tütün ithal ettik. Buraya gelirken varlık kuyruğunun önünden geçtim. Düşük gelirli birçok vatandaşımız kuyruğa girmiş. Biz bu tür kuyrukların önüne geçeceğiz.
Beka sorunu diyorlar, bir ülke üretimden koparılırsa beka sorunu çıkar. Nohuttan tut ete kadar her şey ithal.
AK Partili kardeşlerime şunu söylüyorum. Sandığa giderken elini vicdanına koy. 17 yıldır oy verdin, baş tacı ettin. 17 yılın sonunda getirdi seni soğan kuyruğuna mahkum etti. Ülkücü kardeşlerime de seslenmek istiyorum, bayrak hepimizin bayrağıdır, vatan hepimizin vatanı bunlar tartışılamaz. Biz hiç kimseyi ötekileştiremeyiz. Dünyanın hangi ülkesi kendi silah fabrikasını yabancı bir orduya satmıştır. Tank - palet fabrikasının yüzde 49'unu Katar ordusuna sattılar. Buna itiraz etmeyen vatansever olamaz. Ordu peygamber ocağıdır diyoruz. Sümerbank'ı sattın anladık ama ordunun fabrikası satılır mı? En büyük hissedar Katar ordusu.