Erken teşhisin hastanın karın içi organların kangren olmasını önlediğini ve hayati tehlikesini azalttığını belirtti.
Op. Dr. Umut Faydacı, her yaşta görülebilen kasık fıtığı ile ilgili önemli bilgilendirmelerde bulundu. Kasık fıtığının tanısı ve tedavisi hakkında bilgi veren Op. Dr. Umut Faydacı, hastalığın daha çok kasık bölgesinde ağrı ve şişlik yaptığını ifade etti. Kasık fıtığının kadınlara oranla erkeklerde daha çok görüldüğü, hastalığın doğuştan ve doğumdan sonra da kazanılmış ortaya çıkabildiğini belirten Dr. Faydacı, şunları söyledi:
“Kasık fıtığı, her iki kasıkta, zayıf noktalardan çıkmaktadır. Karın içi fıtıklarını daha sık erkeklerde görüyoruz. Kasık bölgesinde şişlik ve ağrı olması fıtığın belirtisidir. Fıtık başlangıçta daha çok ağrı yapıyor ilerleyen dönemlerde kasıktaki defektin büyümesine bağlı olarak şişlik gelişmektedir. Karın içi basıncını arttıran her türlü durum kasık fıtığına neden olabilir. Zamanla kazanılmış fıtıklar ağır yük kaldırmakla da meydana gelmektedir. Tabi bunun yanında kronik kabızlıkla, kronik prostat hastalığı ile yani ıkınarak yapılan her işte fıtık oluşabilmektedir. Kronik akciğer hastalığında, öksürüğe bağlı sık kusanlarda ve hamilelerde karın içi basıncın artmasına bağlı olarak karşımıza çıkabilir. Kasık fıtığı ileri evrede bulunan kanser hastalarında karın bölgesinde şişliğe bağlı olarak görülebilmektedir.”
Kasık fıtığının yeni doğan bebeklerde görülse dahi hemen ameliyat edilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Faydacı, “Hasta polikliniğe geldiğinde, kasıkta şişlik ve ağrı şikayeti ile bize başvuruyor. Bizim için bu tür şikayetlerde öncelikle muayene önemlidir. Genellikle muayenede biz bunun tanısını koyuyoruz. Küçük fıtıklarda veya kararsız kaldığımız durumlarda ultrason ve tomografi gibi görüntüleme yöntemlerine başvuruyoruz. Biz muayenede kasık fıtığını gördüğümüz zaman tedavi öneriyoruz. Kasık fıtığını yeni doğan bebeklerde bile tanı koyduğumuz zaman, hemen cerrahi tedavi öneriyoruz. Bağırsakların dışarı çıkıp kangren olmasını engellemek ve bağırsakların dolaşımının bozulmasını önlemek için cerrahi planlıyoruz. Hastayı ameliyata hazırlıyoruz. Bu ameliyat açık veya kapalı olarak laparoskopik yöntemlerle yapılabilmektedir” diye konuştu.
Erken cerrahinin hayati öneme sahip olduğunu ve iyileşme sürecinde katkı sağladığını ifade eden Dr. Faydacı, “Açık ve kapalı (Laparoskopik) yöntemlerde yama kullanıldığında bu tekrarlama ihtimali binde 5'lere kadar düşüyor ama biz yama yapışana kadar 6 aylık bir süre zarfında hastada fıtığın tekrarlama riskini yükselten ve karın içi basıncını arttıran durumlardan kaçınmasını öneriyoruz. Hastanın ağır işe girmemesini, eğer kabızsa hemen tedavi olmasını, prostatı ve öksürüğü varsa tedavi olmasını öneriyoruz. Bu şekilde yama zaman içinde yapışarak ve o bölgeyi sertleştirerek tekrarlama ihtimali binde 5'e kadar düşüyor. Fıtığın en korkulan komplikasyonu bağırsakta kangren gelişmesidir. Kangren gelişince, bağırsak delindiği zaman karın içerisine bağırsağın içerisine bulaşarak hastayı zehirleyebiliyor. Fıtık görüldüğü yerde cerrahi olarak tedavi edilmelidir. Ameliyatın bekletilmesinin bir anlamı yok. Çünkü fıtık küçükken onarıldığında ameliyat sonrası ağrı riski daha az oluyor. Tekrarlama ihtimali daha düşüktür. Fıtık ne kadar büyük olursa ameliyat sonrası ağrı ve kanama daha çok gözükmektedir. Onun için kasık fıtığının, erken zamanda tedavi etmemiz hastaların konforu açısından önem taşıyor” şeklinde konuştu.