Doç. Dr. Uzun, doğada kendiliğinden yetişen alıcın, kalsiyum, potasyum, fosfor, demir açısından zengin olduğunu söyledi. Alıcın pek çok besin elementi, antioksidanlar ve diğer bazı kimyasal bileşiklerle birlikte vücuda önemli katkılarının olduğunu vurgulayan Uzun, anne sütünün artırılmasına da büyük fayda sağladığının altını çizdi.
KAN DAMARLARINI GÜÇLENDİRİYOR
Alıcın, kalp ve damar hastalıklarına iyi gelmesinin yanı sıra tansiyonu düzenlemede de önemli rol oynadığını belirten Uzun, “Kalbin en iyi ilacı alıçtır. Alıç, özellikle kalp destekleyici ve kalp-damar sistemi fonksiyonlarını normalize etmek için kullanılmaktadır. Kalpte oksijen ve kan akışının artmasına yardımcı olur ve kan damarlarının çeperlerini güçlendirir. Kalp ritm bozuklukları, sinirsel kalp çarpıntıları, kalp yetmezliği, ağır enfeksiyon hastalıkları sonrasındaki kalp kasları zafiyeti, kalp krizi sonrası yüksek kan basıncı ve damar sertliğinde faydalıdır. C vitamini bakımından da çok zengin bir meyvedir” şeklinde konuştu.
Dünyada 50’nin üzerinde, Türkiye’de ise 17 civarında alıç türü olduğunu ifade eden Uzun, Anadolu’da alıcın meyve olarak tüketildiğini ancak yararlarının çok iyi bilinmediğini kaydetti. Üzerinde çok sayıda bilimsel çalışmanın yapıldığı alıcın yaprak veya çiçeklerinin kaynatılarak içilebildiğini anlatan Uzun, şunları söyledi:
“Alıcın yetiştiği ortama baktığımızda herhangi bir kültürel bakım koşulları olmadığını, sulama yapılmayan, doğal ve kıraç alanlarda kendiliğinden yetiştiğini görüyoruz. Bazı meyve ağaçlarının yanında da alıcın yetiştiğini görebiliyoruz. Dolayısıyla alıç, çok fazla bakım koşulları olmadan yetişebildiği için aynı zamanda önemli bir peyzaj bitkisi. Alıç, saha ağaçlandırmalarında veya çevre düzenlemelerinde de kullanabileceğimiz bir bitki. Alıcı meyve olarak tüketmenin dışında sarı, turuncu, kırmızı meyveleriyle birlikte çok iyi bir peyzaj bitkisi olarak da kullanabiliriz. Bu yönüyle değerlendirilebilir, zaten bununla ilgili ülkemizde çalışmalar da yapılıyor.”