İYİ Parti Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu Meclis’te basın toplantısı düzenledi. İktidarın para politikalarına değinen Tatlıoğlu, "Türkiye, 10 yıllık kağıtlarda kendisine en yakın ülkenin 2,5 katı faize sahiptir." ifadelerini kullandı.
"Türkiye, Hindistan’ın, Meksika’nın 4 misli faiz ödemektedir. Polonya’nın 5 misli, Brezilya’nın 8,5 misli, Kore’nin, ABD’nin 34 misli faiz ödemektedir." diyerek dünya ülkelerinden örnekler veren İsmail Tatlıoğlu, sadece Ocak ayında bütçeden 22 milyar TL faiz ödemesi yapıldığını belirtti.
İsmail Tatlıoğlu’nun açıklamaları şu şekilde:
"Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, %17 olan politika faizini değiştirmedi.
Kurul, kararında, enflasyonda kalıcı bir düşüş gözlenene kadar para politikasındaki sıkılaşmanın devam edeceğini ifade etmiştir.
Halihazırda uygulanan faizi, dünyada emsal ülkelerle karşılaştırdığımızda ortaya çıkan tablo şu şekildedir.
Tabloda seçilmiş ülkelerin, merkez bankaları tarafından uygulanan politika faizi, piyasa faizi ve 10 yıllık devlet tahvili faizleri yer almaktadır.
Tabloda yer alan ülkelerde politika faizi ortalama %1,7 iken, Türkiye’de 10 kat fazla, %17 olarak uygulanmaktadır.
Türkiye, 10 yıllık kağıtlarda kendisine en yakın ülkenin 2,5 katı faize sahiptir.
Yine 10 yıllık tahvil faizlerinde ortalamadan 4 kat daha fazla faiz ödemektedir.
Gelişmiş ekonomilerde bu oranlar negatiftir.
Dünya daha önce görülmemiş bir para bolluğu yaşamaktadır.
Bizim de aralarında olduğumuz gelişmekte olan ekonomilerde ortalama faizler %3-4 düzeyindedir.
Türkiye, Hindistan’ın, Meksika’nın 4 misli faiz ödemektedir.
Polonya’nın 5 misli,
Brezilya’nın 8,5 misli,
Kore’nin, ABD’nin 34 misli faiz ödemektedir.
Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne geçtiğimiz Haziran 2018’den bu yana Türkiye, faiz oranları bakımından açık ara dünya lideri konumundadır.
Türkiye sadece ocak ayında bütçeden 22 Milyar TL faiz ödemesi yapmıştır.
Bu bir aylık faiz ödemesi başından bu yana bütçeden yapılan karşılıksız desteklerin 2 katından daha fazladır.
2016 yılında 20 milyar 314 milyon TL faiz dışı fazla,
-2017 yılında 8 milyar 932 milyon TL faiz dışı fazla,
-2018 yılında 1 milyar 148 milyon faiz dışı fazla,
Verilmiş iken;
-2019 yılında 24 milyar 808 milyon TL faiz dışı açık,
-2020 yılında 38 milyar 781 milyon TL faiz dışı açık, verilmiştir.
Diğer yandan, 2021 yılında 65 milyar 450 milyon TL faiz dışı açık öngörülmektedir.
Bunun anlamı, kamu giderlerinden faiz harcamaları çıkarıldığında, kamu gelirlerinin giderleri karşılayamaz hale gelmesidir. Bu durum borçların sürdürebilirliği riskini ortaya çıkarmaktadır.
Partili Cumhurbaşkanlığı yürürlüğe girdiğinde 1 trilyon dolar civarında olan Kamu Borç Stoku, yalnızca 2 buçuk yılda 2 ye katlanmıştır. (2 trilyon lira)
İç Borç Çevirme oranımız 2001 krizi seviyesine yaklaşmış vaziyettedir.
Bu son 2 yıldır artan yükün büyük kısmı kamu bankalarının üzerinde ve tıpkı 90’lı yıllarda olduğu gibi kamu bankaları üzerinden borcun kamusallaştığı bir süreci yaşamaktayız.
Kaynaklarımız faizin finansmanına gitmektedir.
Tüm bunlar çok açık bir şekilde, uygulanan ekonomi politikaların sonucudur.
Türk Ekonomisi’nde kalan son çıpa olarak görülen Kamu Maliyesi de tüketilmiş durumdadır.
Bakanlar nezdinde, TCMB nezdinde, TÜİK nezdinde yaşanan son değişimlerin,
Piyasadaki aktörlere verilmeye çalışılan mesajların bir sonuç üretmesi mümkün değildir."
"TÜRKİYE İÇİN BİR BAŞARISIZLIĞA İŞARET"
"Dünyada bugüne kadar toplam 193,291,612 doz aşı uygulanmış, maalesef 130 ülkeye henüz hiç aşı ulaşmamıştır. 100 kişiye düşen doz oranına baktığımızda, Türkiye’nin beklenen seviyenin altında kaldığı görülmektedir.
Salgının başından bu yana görülen savrukluk, aşı meselesinde de kendisini göstermektedir.
Elimize ulaşacağına dair önceden ilan edilen miktarda aşının da temin edilemediği görülmektedir.
Şili ve Sırbistan gibi ülkelerin bile bizden daha hızlı aşılama yaptığı bir ortamda, salgının başından itibaren süreci yönetmede sıkıntı yaşayan İngiltere’nin ve hem nüfus hem ölçek itibariyle kıyaslanamaycağımız ABD’nin de önümüzde olduğu aşılama süreci Türkiye için bir başarısızlığa işaret etmektedir."