İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in başkanlığında toplanan parti Başkanlık Divanı gündemdeki konuları masaya yatırdı.
Toplantı sonrasında açıklama yapan İYİ Parti Genel Sekreteri Mustafa Cihan Paçacı, Akşener'in evinin önündeki olaylarla ilgili bazı yayın kuruluşlarının yalan haberler ürettiğini söyledi.
Türkiye'deki mülteci nüfusunun 4 milyon olmasıyla ilgili de konuşan Paçacı "Bu, Türkiye'nin en büyük yıkım planıdır" ifadelerini kullandı.
McKinsey ile yapılan anlaşma, Rahip Brunson olayı, ekonomideki göstergelerle ilgili açıklamalar da yapan Paçacı şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomik krizle mücadele etmek için, öncelikle damadınızı bu görevden alınız. Ekonominin başında olan şahsın çelişkiler yaşamasını bu ekonomi kaldırmaz. Önce damadı görevden alın, sonra piyasaların güvendiği ekonomist bulun. Ekonomi bürokrasisini sadakate göre değil, liyakata göre dizayn edin. Çıkın ‘ekonomiye müdahale etmeyeceğinizi’ açıklayın. Emin olun McKinsey’den daha etkili olur. Enflasyonla mücadelede başarılı olunması, toplumun iktidara güvenerek topyekün mücadele ile olur. Harcamaları kısmakla olur. Her yere saray dikerek, danışmanların altına lüks arabaları çekmekle tasarruf yapamazsınız."
İşte İYİ Parti Başkanlık Divanı sonrası yapılan açıklamanın tamamı:
"İYİ Parti’nin 10 Ekim tarihli Başkanlık Divanı Basın Toplantısına teşrif ettiğiniz için sizlere teşekkürlerimi iletiyorum. Bugün İYİ Parti Başkanlık Divanı’nda Türkiye gündemini şekillendiren çok önemli konuları ele aldık.
Bunlardan en önemlisi son iki ayda Türkiye ekonomisinde yaşanan krizdir.
Damat ve Kayınbabası ekonomiyi kontrol altına alayım derken, ekonomi üzerindeki denetimi tamamen yitirmiştir. Uzun vadeli bir çıkış stratejisinden yoksun,sadece günü kurtarmaya, yerel seçimleri kotarmaya yönelik geçici önlemler ile halkı oyalamaktadırlar.
Dün damat tarafından açıklanan sözde “Enflasyon ile Topyekün Mücadele Programı”da sadece ekonomik çöküşün sonuçlarını erteleme adımlarından başka bir şey değildir. Akp nin derdi vatandaş olmaktan çoktan çıkmıştır,geçim yerine seçimi esas almaktadır.Damat ve Kayınbabası mucizevi ekonomi politikaları uydurmaya devam etmektedir;
Hatırlayalım!Dün,istihdamı geliştirmek için ne buyurmuştu Sayın Erdoğan? 'Her iş veren bir fazla işçi istihdam ederse işsizlik sorunumuz çözülür!'
Çözüldü mü? Hayır!
Bugün de zabıtalarla pazarı,talimatlarla fiyatları kontrol etmeye çalışıyor ki;böyle bir ekonomik vandalizm dünyanın hiçbir ekonomisinde yoktur.
İktisat biliminin doğasına aykırıdır.
Değerli basın mensupları,
Sizler de gayet iyi biliyorsunuz ki,enflasyonla mücadelede başarılı olunması, toplumun iktidara güvenerek, topyekûn mücadele etmesi ile mümkündür.
Devletin bizatihi kendisi tasarruf içerisine girmeli,israf ve aşırı lüks tüketim gösterisinden vazgeçilmelidir.Her yere Saraylar dikerek,yüz milyonlarca dolarlık uçaklar satın alarak,danışmanların altına lüks otomobiller çekip büyük maaşlar vererek tasarruf yapamazsınız.Tarihte bile eşi benzeri görülmemiş israf ekonominizden vazgeçmeden,halkı da tasarruf yaptığınıza inandıramazsınız.
'HAYAT PAHALILIĞI ARTACAK'
Değerli basın mensupları,
%24.5’e çıkan tüketici enflasyonu dar gelirli vatandaşlarımızın hayat şartlarını çok kötü yönde etkilemiştir.
Üretici fiyatları üzerinden enflasyon malesef %46’ya ulaşmıştır.Önümüzdeki günlerde vatandaşa yansıyan hayat pahalılığının daha da artacağını söylemek için kahin olmaya gerek yoktur.
Temel gıda maddelerinde yaşanan fiyat artışları, dar gelirli vatandaşlarımızı açlık sınırına getirmiştir. Dar gelirli aileler kriz öncesinde dahi kırmızı eti rüyasında görüyor iken,bugün fakir fukara el kadar tavuk eti bile alamaz duruma gelmiştir. Pazarda ki meyve sebzeye uzaktan bakmaktadır. Un, şeker, pirinç, bulgur, nohut gibi zorunlu gıda maddeleri lüks tüketim haline gelmiştir.
"HER TARAFA TALİMATLAR YAĞDIRAN SAYIN ERDOĞAN!"
"Bugün itibari ile iktidarın birinci önceliği;sabit geliri olan çalışanlarımızın ücretlerinde iyileştirmeler yapmak, maaşlarına acilen kriz zammı vermek olmalıdır!
Ha bugün düzeltiyoruz, ha yarın düzeltiyoruz derken dar gelirlinin eline geçen para pul olmuştur. Kış şartları sertleştikçe, artan doğalgaz ve elektrik maliyetleri ile birlikte artık asgari ücretle geçim şansı kalmamıştır.
Her tarafa talimatlar yağdıran Sayın Erdoğan!..
Kış şartlarında vatandaşa bir hayır yapmak istiyorsanız; doğalgaz ve elektrik fiyatlarını da bir zahmet %10 indiriverin.
AKP zengin ettiği yandaş kesimleri ihya etmekten vazgeçmeli, geçinme zorluğu çeken geniş kesimleri bir an önce gündemine almalıdır.
İYİ Parti olarak buradan iktidara sesleniyoruz;Artık köşe döndürdüğünüz üç beş kişinin değil milletin iktidarı olunuz!
İktidar bu noktaya gelinceye kadar; bu talebimizi her fırsatta Türkiye’nin gündeminde tutmaya devam edeceğiz."
"ÜLKEMİZ YOL GEÇEN HANINA YAPILDI"
Bildiğiniz gibi gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan’ın İstanbul Konsolosluğu’na giriş yaptıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamamıştır. Konsolosluğun kapısı bellidir, giren çıkan da 24 saat kayıt altındadır. Hükümet, çözülmesi çok zor bir dedektiflik davası varmış gibi davranmaktan vazgeçmelidir.Suudi Arabistan’ın böyle bir hukuksuzluğa Türkiye sınırları içinde cüret etmesi bile Türkiye adına bir utançtır, Türk milleti için bir zuldür. Burası Suudi Arabistan’ın arka bahçesi değildir. Burası dağbaşı hiç değildir.
Başkonsolos dahil bu olayın sorumluları derhal sınır dışı edilmeli ve kapının önüne konumalıdır. Malesef ülkemiz tarihinin hiçbir döneminde bu kadar yol geçen hanı yapılmamış,şer odaklarının dış operasyonlarına bu denli açık hale getirilmemiştir.
12 Ekim’de salıverileceği konuşulan Amerikalı Rahip Brunson Türkiye ABD ilişkilerini olumsuz etkileyen bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Yazılı ve görsel basında, 12 Ekim yapılacak duruşma öncesi, ABD ve Türkiye arasında Brunson’un tahliye edileceğine dair anlaşma yapıldığı haberleri yer almakta. Sn. Erdoğan, ABD’nin baskısına boyun eğmek ve 'eyytt diplomasisine' yeni bir yenilgi halkası eklemek istiyorsa bu kendi tercihidir. Rahip Brunson ajanlık faaliyeti şüphesiyle tutukludur. Ajanlık faaliyetinde bulunanlar baskı ve tehdit ile salıverilmez.
Brunson’un şartsız şurtsuz salıverilmesi, Türkiye aleyhine faaliyet gösteren tüm düşmanlarımızı cesaretlendirecek, iştahlarını kabartacaktır.
Vatandaşlarımızda da zaten yerlerde sürünen yargıya olan güveni ortadan kaldıracak,talimatla çalışan yargı kanaatini güçlendirecektir.
İktidara devlet ağırlığı ile davranması gerektiğini ve bu süreçte MİT in tutuklu değerli elemanının da ülkelerine dönmelerini sağlamanın öncelikli vazifeleri olduğunu hatırlatmak isteriz.
Değerli basın mensupları,
Diğer bir gündem maddemiz ise, Türkiye’nin en önemli sorunlarından bir tanesi olan Suriye iç savaşı ve Suriyeli sığınmacılardır."
"4 MİLYON SURİYELİ YIKIM PLANI"
Akp nin ülkemize doldurduğu Suriyeli sığınmacılar ile ilgili sorunlar her geçen gün derinleşerek artmaktadır. Malesef Şanlıurfa’da yaşanan tatsızlıklar medya ve yetkili makamlar tarafından kamuoyundan gizlenme çabalarına rağmen ayyuka çıkmıştır. Türkiye yaklaşık 4 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmaya devam edemez.
Türkiye ile kültürel hiçbir ortak altyapısı olmayan bu 4 milyon mültecinin Türkiye’de kalıcı hale gelmesi, Türkiye düşmanlarının en büyük yıkım projesidir. Bugün Türkiye’de yaşayan her 20 kişiden birisi Suriyelidir. 2040 yılında Suriyelilerin sayısı 7.5 milyona yükselecek, her 13 kişiden birisi Suriyeli olacaktır.
Ak Parti Hükümetinin; eğer Ülke bekasına kastı yoksa bu kadar saf, bu kadar basiretsiz olmaya hakkı yoktur.
"KESER DÖNER SAP DÖNER..."
"5 milyon seçmenin tercih ettiği İYİ Parti Genel Başkanı Akşener’in konuşması haber kanallarında 2-3 dakika verildi. Anayasamızda haber alma özgürlüğü vardır. Bu özgürlük yerine getirilmelidir. Haber kanalı sahibi olan Demirören’e, Ciner’e, Şahenk’e bir sözü hatırlatmak istiyorum: Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner."
Sayın Basın Mensupları;
Gazetecilik mesleği, ahlakı ve namusu olan bir meslektir..
Bu mesleğin üstadlarından biliriz ki, bu ahlak ve namus, gazetecilik yapanların vazgeçilmezi olmalıdır..
Sayın Genel Başkamızın evinin önünde meydana gelen olayın ardından, kimlerin üflediğini çok iyi bildiğimiz ve kendi ayıplarını örtmek için uydurdukları yalanı, kamuoyuna gerçekmiş gibi duyurmak, öncelikle bu ahlak ve namusu çiğnemektir..
"BAHÇELİ BİLE KABULLENMİŞKEN..."
Birkaç gündür, gazetelerde hasbelkader köşe kapmış bazı isimler, Üsküdar’da meydana gelen olayın, İYİ Partililer tarafından organize edildiği iddiasını dillendiriyor.. Normal şartlarda bu meczup dili ve iddiaları ciddiye almamız mümkün değildir.
Ancak, kafa karıştırmaya yönelik ve fetö yöntemi olan bu hadsiz iddiayla ilgili, milletimizi bilgilendirmek zorunluluk olmuştur..
Birkaç köşe yazarının ardından, bu sabah Habertürk televizyonundaki yayında da, bırakın meslek ahlakını, genel ahlaka bile aykırı bir iddia dile getirildi..
“Çok önemli bir istihbarat alındı”, “Evdeki üçüncü kişi önce MHP Üsküdar İlçe Başkanlığı’na gitti ve işi organize etti”, “Bu kişinin bilgileri ve alınan istihbarat açıklanacak” şeklinde, akla hayale sığmayacak sözler sarfedildi..
Buradan Habertürk yönetimine sesleniyoruz;
Bu izansızlığa, bu yalana tevessül eden bir kişi gazeteci olamaz.
Dün, genel başkanımızın evi önündeki eylemi bizzat Devlet Bahçeli bile üstlenmişken, bu yalan ve iftira tuzağına düşen bir yayıncılık, ülkemiz için tehlikelidir.
Olay günü, sayın genel başkanımızın konvoyuyla birlikte İstanbul’a giden ve o görüntüleri çeken kişi, sayın Genel Başkanımızın üniversiteden bir öğrencisi ve 30 yıllık aile dostudur.
Ve bir ev sahibi, evindeki misafirle ilgili olarak, ne kimseye bir şey sormak ne de açıklama yapmak zorunda değildir.. Evin mahrem olduğu, töremizde yeri olan bir gerçektir.. Ve üzülerek görüyoruz ki, bunu hala anlayamamış olanlar var.
Kaldı ki; bakın size bir görüntü izleteceğim..
Bu görüntüler, bizzat o eylemi düzenleyenlerin çektiği görüntülerdir.. Eger olayın görüntüsünü çekmek, bir tezgahı işaret ediyorsa, asıl adrese bakmak lazımdır..
Sayın Bahçeli’nin olayı üstlendiği hatırlanırsa, evin önünde toplanan partililerinin çektiği görüntüleri de mi sayın Genel Başkanımız çektirdi?
Utanmasalar, sayın Devlet Bahçeli’ye o tweet’leri bizzat sayın Meral Akşener attırdı diyecekler..
Utanmasalar, MHP Üsküdar ilçe yönetimi, İYİ Parti’ye bağlı diyecekler..
Arkadaşlar, herkesi ciddiyete davet ediyoruz..
Bu işler ciddi işlerdir.. Kimler olduklarını bildiğimiz birkaç suflörün fısıltılarıyla, Türk Milleti’ni kandırmaya kalkmak büyük ayıptır..
Sayın basın mensupları, meslek ahlak ve namusuna sahip çıkanları tenzih ederek;
Bu ahlaksızlığı yapan yayıncılığın peşine bırakmayacağımızı ilan ediyorum..
Yıllarca kucak kucağa oldukları için, borazan medyanın fetö yöntemlerine başvurmasını anlarız diyelim, ancak fetö hastalığı kendisini merkez medya olarak tarif eden medyamıza da sıçramışsa, vay halimize..
O zaman bize düşen, fetö’nün medya ayağından olup da, o binalarda saklanabilmiş olanları bulup çıkarmaktır.. Ve emin olun bunu yapacağız..
İYİ Parti Genel Sekreteri Paçacı,toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını cevapladı.
Paçacı, "Dün MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Türklüğün töresinde davete icabet vardır" dedi. O gün yaşanan olayları savundu. Bu konu hakkında ne diyorsunuz?" sorusuna "Suçlu olan bir kişinin olayı başka bir yöne çekmeye çalışmasından başka bir şey değildir" cevabını verdi.
Yerel seçimlere ilişkin bir soruya da cevap veren İYİ Parti Genel Sekreteri, "Onu muhatabına sormak lazım. Muhatabı Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. İkisinin arasındaki bu diyalog bizi ilgilendirmez." ifadelerini kullandı.
SORU-CEVAP
İYİ Parti Genel Sekreteri Paçacı,toplantı sonrasında gazetecilerin sorularını cevapladı.
Paçacı, "Dün MHP Lideri Devlet Bahçeli, "Türklüğün töresinde davete icabet vardır" dedi. O gün yaşanan olayları savundu. Bu konu hakkında ne diyorsunuz?" sorusuna "Suçlu olan bir kişinin olayı başka bir yöne çekmeye çalışmasından başka bir şey değildir" cevabını verdi.
Yerel seçimlere ilişkin bir soruya da cevap veren İYİ Parti Genel Sekreteri, "Onu muhatabına sormak lazım. Muhatabı Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. İkisinin arasındaki bu diyalog bizi ilgilendirmez." ifadelerini kullandı.