İskilipli Atıf Hoca neden haindir?
Tarihten öğreniyoruz ki; milletlerin evlatları zor zamanlarda ‘vatanseverlik’ sınavıyla karşılaşabiliyorlar.
Türkler için vatanseverlik sınavı, geçtiğimiz yüzyılda 19 Mayıs 1919 ile 1923 yılları arasıdır. Bir başka deyişle bu süreç; Millî Mücadele-Ulusal Kurtuluş Savaşı günleridir...
O zor günlerdeki kahramanları da, hainleri de rahatça tanıyabiliyoruz. Ama ne acıdır ki; şu son 12 yıldır, o hainlerden özellikle ’din adamı’kılıklıları, bir aklama-paklama çabasıdır; sürüp gidiyor... Öyle ki; Kuvâyı Millîye’ye “Kudurmuş haydutlar” diyen, Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey’in katili; Türkçe ve Türklük düşmanı hain Şeyhülislâm Mustafa Sabri için vakıflar kuruyorlar; böylesine onursuz bir adamı onurlandırmaya çalışıyorlar; ‘din adamıdır’ diye, bilgisiz sade yurttaşlarımızı aldatıyorlar...
Bu aklama-paklama işini, idam edilen bir başka hain için de çok daha rahatça sürdürüyorlar. İngiliz oyuncağı Teâli-î İslâm Cemiyeti Başkanı ve bu cemiyetin Yunan uçaklarıyla Anadolu’ya atılan bildirilerin sahibi; Millî Mücadele düşmanı İskilipli Atıf Hoca’yı ‘idam edilen mazlum bir din adamı’ gibi tanıtıyorlar... İdamın ‘şapka’dan dolayı olduğu yalanını yayarak ihaneti gizliyorlar. Adına parklar yapıyorlar; anıtlar dikiyorlar... En tuhafı da, Atıf Hoca için bir ‘itibar iadesi’ sözü, devletimizi yönetenlerin dilinde bile dolanıp duruyor...
İşte bu aymazlığa Türk’ün bilge evlâdı Sayın Hayri Yıldırım, yayımladığı “İskilipli Atıf Hoca neden haindir?” başlıklı kitabıyla son noktayı koyuyor!
Sevgili okuyucum; Sayın Yıldırım’ın bu eseri, yıllardır halkı aldatan şaklabanların yüzüne, gerçeğin tokadı olarak iniyor!
Bu kitaptan çok şey öğreniyoruz...
Millî Mücadele’nin gerçek düşmanlarından olan İskilipli Atıf’ı günümüzde bir ’din mazlumu’ olarak göstermenin doğru olmadığını bu eserde açıkça görüyoruz. Ama en acı ve gülünç olanı da; Millî Mücadele ile kurulan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Bakanlar Kurulu Üyesi Bülent Arınç’ın, İskilipli için “Millî Mücadele’nin önde gidenlerindendir” dediğini; yine bu kitaptan öğreniyoruz. Bu gerçek dışı acayip sözleri okurken inanın kahroluyoruz!
İskilipli Atıf’a Millî Mücadele’nin ‘önde gideni’ demek; Millî Mücadele’nin ak alınlı, şerefli şehit ve gazilerine yapılabilecek en büyük saygısızlıktır!
Ortalıkta dolaşan bir başka yalan da şudur: İskilipli Atıf Hoca, 1924 yılında yayımladığı “Frenk Mukallitliği ve Şapka” kitabından dolayı asılmış mış...
Gerçekten mahkeme heyeti, sorgu aşamasında, İskilipli’nin yayımladığı ’Şapka’konulu eser hakkında kendisine çokça sorular soruyor. Ama mahkeme hükmünü, ‘şapkadan’ dolayı değil; Millî Mücadele’ye ihanetinden dolayı veriyor. O hüküm de -o yıllarda her vatan hainine uygulandığı gibi- idamdır!
(İLİŞTİRİ: Bu konuda tarihe not düşmek adına bir belge sunmak isterim: İskilip’in Toyhana köyünden Atıf Hoca’nın köylüsü, iki kez Hacca gitmiş olan Mehmet Vahapoğlu sağlığında asker torununa “Millî Mücadele yıllarında Atıf Hoca’nın cebinden İngiliz altınları hiç eksik olmazdı evlâdım” der. Ben bu bilgiyi 1988 yılında Yüksek Lisans tezime de yazmıştım)
Yoğun emek ürünü olan bu kitap, son yıllarda okuduğum en görkemli eserlerden birisi. Konu, en ince ayrıntısına kadar veriliyor. Alıntılar, okuyucuyu yormayan bir üslup içinde, akademik yöntemle sunuluyor. Yazar 86 kaynaktan yararlanıyor.
Yazarımız Sayın Hayri Yıldırım’ı ve bu gerçekler demetini bize sunan Togan Yayınları sahibi İsmail Arlı’yı gönülden kutluyorum.
Sevgili okuyucularım bu esere yayınevinin 212 542 02 97 numaralı telefonundan ulaşabilirsiniz.
Esen kalın efendim.