İki gerçek darbeci için suç duyurusu
Türkiye’de ne zaman birileri bir şeyleri örtbas etmek istese garip olaylar meydana gelir. Bence İstanbul’daki Amerikan Konsolosluğu’na saldırı da bu garip işlerden biri. Kale gibi konsolosluğa girip girmeyeceğini terör eğitimi almış kişiler bilmiyor muydu? Bunlar buraya giremeyeceklerini hem bilecekler hem de saldıracaklar. Bunda bir şeyler eksik.
Peki, o zaman kapıda bekleyen Tük polisini öldürmek mi amaç? Bu cinayeti işleyip gidecekler ve suçu gene Ergenekon palavrasına mı yıkacaklardı? Kapıda polisleri vurup kaçacak, sonra da işte Ergenekoncular Türk polisine saldırarak intikam alıyor mavrasını sıkacaklardı. Tabii bilinmez bunlar hep fikir jimnastiği. Ne tesadüfse tam da bu sırada PKK’lılar Alman turistleri kaçırdı. Ne garip tesadüfler zinciri?
Ergenekon deyince aklıma geldi. Savcı Öz sürekli darbeci arıyor ya işte kendisine profesyonel ve sabıkalı bir darbeci. Hem darbeyi yapmış, hem seçimle işbaşına gelen hükümeti devirip, Türkiye’ye bir Turgut Özal ile Tayyip Erdoğan kazandırmış olan Marmaris fatihi ressam sanatçı Kenan Evren. Adam alenen topla, tüfekle, tankla darbe yapmadı mı? Öyle ötekilerin iddia edildiği gibi emekli olup amiral battı oynar gibi bilgisayarlarda yapmadı bu işi.
Bu arada bir başka garabet de, Erdoğan’ın Hocam dediği, tarikat liderinin en iyi general olarak tanımladığı emekli orgeneral Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök yeniden sahnelerde. Emekli olduktan sonra sesi soluğu kısılmıştı, ama şimdilerde çok konuşmaya başladı. Adamın ağzından çıkan her kelime bir darbe suçu bence. Soruyorlar, sizin zamanınızda darbe girişimi oldu mu diye? Yanıt evet de diyemem hayır da. Bu gazetecilik dilinde evet anlamına gelir.
O zaman sormazlar mı adama, siz Genelkurmay Başkanı’ydınız, bu tür bir girişim, anayasa ve yasaların ihlali olduğuna göre Başbakan’a gidip bu adamları emekli edin dediniz mi diye? Dediyseniz Başbakan bu kişi ve yetkilileri şûrada emekli etti mi diye? Eğer siz söylediniz ve Başbakan emekli etmediyse, o da, yani Başbakan da darbe suçu işledi. Eğer siz böyle bir durumu biliyor ve sesinizi çıkarmadıysanız, siz de darbe suçuna ortaklık etmediniz mi?
Hadi konuyu bu kez tersinden alalım. Eğer sizin zamanınızda böyle bir girişim olmadıysa, siz nasıl bir komutansınız ki emriniz altındaki astlarınızı bu tür açıklamalarınızla töhmet altında bırakıyorsunuz, onların üzerine kara çalınması için ortam hazırlıyorsunuz? İşte Abdullah Gül’ün görüşeceği sorunlara çözüm arayacağı emekli orgeneral Özkök böyle bir kişi ve böyle bir komutan. İkisinin de patronu aynı, neden herkes şaşırıyor ki bu görüşme gösterisine?
Savcı Zekeriya Öz, bırakın ortalıkta dolaşan teorik darbecileri, alın size iki adet elle tutulur darbe suçlusu. Biri fiilen yapmış öteki ise darbeye çanak tutmuş veya ortam hazırlamış ya da darbeyi bilmesine rağmen önlememiş, susmuş bir kişi. Bunlardan daha iyi sonuç alacağınız sanık olabilir mi? Bunlardan Evren, Türkiye’ye imam hatipleri hediye etti, öteki de Başbakan’ın “Hocam” diye hitap ettiği kişi.
Türkiye üzerine oynanan oyunlar ve onların ne yazık ki ülke içindeki işbirlikçisi figüranların maskeleri de gördüğünüz gibi düştü. Türkiye büyük bir ülke, Türk olmak gurur ve onur verecek bir meziyet. Herkes Türklüğü taşıyamaz ve herkes Türkiye gibi büyük bir ülkeyi de yönetemez. Türk olduğunu söyleyemeyenler ise sadece yönettiğini sanır, İran’daki mollalar gibi.