İddiayı ispat yükü

MHP lideri Devlet Bahçeli, partisinin TBMM'deki son grup toplantısı çıkışında gazetecilerin sorusu üzerine, kendisine "olağanüstü kurultayı toplaması" yönünde çağrıda bulunanlarla ilgili olarak "Bunların içinde birisi var ki, Fethullah Gülen hareketinin siyasi figürü olarak MHP'de görevlendirme meselesidir" dedi.

İşin siyasi ahlak boyutu bir tarafa, Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre "iddiada bulunan iddiasını ispat etmekle mükelleftir".

Medeni hukukta "İspat yükü, kanunda aksi/özel bir düzenleme/hüküm bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."

"Karşı ispat" da mümkündür tabii; pekala "iddia"nın muhatabı olan "diğer taraf" da "ispat yükünü taşıyan tarafın iddiasının doğru olmadığı hakkında delil sunabilir". Ama bu durum, "ispat yükü"nü, iddiada bulunan yahut o iddianın lehine sonuç doğuracağı kişinin üzerinden almaz.

Anlayacağınız, karşı taraf -Misal, Meral Akşener'in boy boy "Sadece Gülen cemaatiyle değil, hiçbir cemaatle mensupluk ve müritlik ilişkim yoktur… ABD'ye, hayatımda bir kere, o da milletvekili değilken Tansu Çiller'in danışmanı sıfatıyla, kalabalık bir heyetle gittim; onun dışında hiç gitmedim; inanmayan hiçbir belgeye ulaşamazsa bunu pasaport kayıtlarımdan görebilir…" diye demeç vermesi gibi- hakkındaki iddianın aksini kanıtlamaya çalışsa bile bu sorumluluk herkesten önce Sayın Bahçeli'nin üzerindedir.

(Yazıya vesile son birkaç günün malum "MHP içinde görevlendirilmiş cemaat figürü" polemiği olduğu için buradan girdik; yoksa aynı şekilde Sayın Bahçeli hakkında akla hayale sığması zor iddialarda bulunanlar da bu iddialarını ispatla yükümlüdürler; aksi halde MHP liderine dönük itiraz ve eleştiriler -de- ilkesel değil ancak kişisel çerçevede değerlendirilir.)

-Devşirilmiş olanlarını bilemem- benim bildiğim hiçbir "Türk Milliyetçisi", "ülkücü", MHP'nin "Fethullah Gülen'in görevlendirdiği bir siyasi figür" tarafından (başka herhangi bir cemaat, tarikat, grup, odak, güç tarafından da) yönetilmesine rıza göstermez. "Söylenti"nin, "sezgi"nin, "şüphe"nin ötesinde sahiden böyle bir tehlike varsa, onu bertaraf için elinden ne geliyorsa da yapar; bir an tereddüde düşmez.

Bu durumda çok açık ki, ortaya attığı iddianın "olağan sonucu" MHP Genel Başkanı'nın lehine, iddianın muhatabı olan kişilerin aleyhinedir.

Yani… Yukarıda da belirttiğim gibi konuya açıklık getirme, "iddia" olmaktan çıkarıp delillendirerek kesin, somut, şaibesiz bir gerçeklik olarak ortaya koymak görevi Sayın Bahçeli'nindir.

Bu yönde kuracağı "gerçekliği su götürmez bir tek cümle", kendisini, "mevcut koşullarda" olağanüstü kurultayı toplamak istememekte "haklı" hale getirecek, sadece delegasyonu değil tabanı da topyekün etrafında kenetleyebilecekken, MHP liderinin tam tersi, kendisini daha da tartışılır hale getiren bir üslupta ısrar etmesini anlayabileceğimiz günleri de görebilecek miyiz, yoksa bugünler "kimsenin sırrına eremediği flu sayfalar" olarak mı geçecek MHP'nin kurumsal tarihine merak ediyorum…

Yazarın Diğer Yazıları