Hurşit Tolon ile Hilmi Özkök farkı
Ergenekon konusunda yayımlanan asparagas haberlerle kafası iyice karışmış olan boyalı basın ve akıl hocası danışmanları, yıllarca bizim uyardığımız bazı konularda ne kadar haklı olduğumuzu şimdi anlamaya başladı. Günaydın hem de koca bir günaydın. Biliyorsunuz, emekli olduktan üç sene sonra konuşan ve konuştukça da herkesin kafasını karıştıran emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün meşhur çuval olayı sırasında Genelkurmay Başkanı olduğunu Yeniçağ gazetesi ve arkadaşım Arslan Bulut gayet güzel bir şekilde anlattı. Ben size bu resimde eksik kalan bir kareyi hatırlatmak istiyorum. Bugün Ergenekon terör örgütü için sanık durumunda olan Hurşit Tolon çuval olayının gerçekleştiği günlerde Ege Ordu Komutanı olarak Ankara’dan ayrılmış 7 Temmuz’da Florida Tampa’daki Merkez Kuvvetler Komutanlıgı’nda Orgeneral Tommy Franks’in görevi devir teslim törenine katılmak için Washington’a gelmişti. Çuval olayı ardından Orgeneral Tolon törene katılmadı ve Washington’da bir açıklama yaptı: “Olayın başlangıcından şu ana kadar süren sessizliğin ve tüm girişimlerimizin cevapsız bırakılmış olmasının bir nedeninin de yaratılan bu çirkin ve kabul edilemez olaya uzun tatil süresinden de yararlanılarak bir senaryo hazırlayabilme zamanının kazanılması amacı şeklinde değerlendiriyorum. Bundan sonra konuyla ilgili olarak ortaya konabilecek hiçbir gerekçe eminim ki, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk kamuoyu vicdanındaki derin üzüntüyü gidermeyecek ve tatmin etmeyecektir. Bu çirkin olayın bölgede bulunan birilerinin kişisel kaprislerini tatmin etmek, anlamsız bir güç gösterisinde bulunmak ya da bölgedeki bazı gruplarla birlikte hazırlanmakta oldukları bir senaryonun parçasını oluşturma gayretlerinden kaynaklandığı kanaatindeyim.”
Tolon Paşa derhal Türkiye’ye döndü. Bu haber o zaman Washington’da görev yapan Türk gazeteciler tarafından merkezlerine bildirildi. Bu açıklama dışında Ankara’da Genelkurmay Başkanı Özkök ve Başbakan Erdoğan’dan tek ses çıkmadı. Ayrıca benim hatırladığım kadarıyla da çuval olayı konusunda bugüne kadar görev başındaki hiçbir Amerikalı yetkili özür dilemedi. Hani bize canlı istihbarat veren Amerikalı yetkililer var ya işte onlar. Hani onlardan aldığımız istihbaratla her gün yüzlercesini kuşatıp bir türlü yakalayamadığımız terörist olaylarını anımsatıyor ya.
İşte emekli Orgeneral Özkök ile emekli Orgeneral Tolon arasındaki fark burada. Biri yediği yemek derdinde, öteki esir alınan silah arkadaşlarının. Acaba Hurşit Paşa’nın yaptığı bu açıklama mı ipinin çekilmesine neden oldu diye de bugünlerde aklımdan geçmiyor değil. Zira Amerikalı genelkurmay başkanlarına mültefit olanların önü ne hikmetse pek açık da. Gelelim ikinci konumuza. Bazı geri zekâlılar, Ecevit’e de darbe yapılacağını yazıp çiziyor. Ecevit’e darbeyi kimin yaptırdığını herkes unutmuş gibi. Almanya’da gizli toplantılar yapan bir medya patronu ile Hüsamettin Özkan, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz ile bazı gazeteciler yok muydu? Kemal Derviş’i askerler getirtmedi Washington’dan. Ecevit’i bazı doktorların zehirlemesinden askerlerin Gülhane’ye yatırarak sağlığına kavuşturması da unutulmuş gibi. Askerler onu indirmek isteselerdi hastanede sağlığına kavuştururlar mıydı? Türkiye tam bir kaos ortamında Ergenekon ninnisi ile uyutuluyor. Dünya ekonomisi çatırdarken, Başbakan ne kadar çok araba satıldığını anlatıyor. Kaç kişinin aç, kaç kişinin işsiz veya kentlerin, tarlaların susuzluktan kavrulduğunu değil arabaları hesaplıyor. Tabii onun, çocuklarının ve damadının tuzu kuru. Dünya ve koca Amerikan ekonomisi göçüyor, bizimki gibi ipte cambazlık yapan ekonomi de her şey yolundaymış. Yaklaşan kasırganın farkında olan ama deneyimsiz siyasetçi ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Şimşek bir toplantıda cari açık konusunda konuşunca Başbakan tarafından telefonla aranarak uyarıldı. Tüm bunlar kameralar önünde oldu. Şimdi siz hâlâ işbaşındaki hükümetin samimi olduğuna inanabiliyor musunuz? Eğer hâlâ anlatılan masallara inanıyorsanız ne diyeyim, iyi geceler...