Herkes telaşta bizimkiler sakin
İnsan bazen olaylar ve gelişmeler karşısında nasıl tepki göstereceğini şaşırıyor. Ben de bir süredir Türkiye’de yaklaşan ekonomik krizle ilgili iktidarla halkın tepkisi konusunda neredeyse küçük dilimi yutacağım. Türkiye’de halkın yüzde 80’i anladığım kadarıyla bir ekonomik felaketin yaklaşmakta olduğunu fark etmiş, ama kendilerini nasıl etkileyeceğini çözememiş durumda. Bunlar bu krize borçlarını temizleyip mi yoksa daha fazla borçlanarak mı girmeleri gerektiğine karar verebilmiş değil. Zira Türkiye’de özellikle kredi kartı borçları ay ay katlanarak büyüyor.
İktidar ise hâlâ aklınca ekonomik paniği bastırma havasında ama onlar da ne yapacaklarına henüz karar vermiş değil. Bir rivayet hükümetin bankalara mevduat garantisi diye bilinen müşteri hesaplarının karambole gitmesini önleyecek bir tür garanti verecek. Hoş AB ülkeleri liderleri de bu yolda bir girişimde bulunacaklar ama bu garanti kalıcı değil geçici. Başbakan ise hâlâ konu hakkında aklı başında sözler etme yerine konular üzerinde horon tepiyor.
İşadamları uyarıyor, kızıyor. Ekonomi uzmanları uyarıyor, sinirleniyor. Halk ağlıyor, şikâyet ediyor. Bu kez nerdeyse ekmek bulamayan Fransızlara pasta yemelerini öneren kraliçe Marie Antuanet gibi tavsiyelerde bulunacak. Dünya hop oturup hop kalkarak felaket konusunda önlem almaya çalışırken bizimkiler tutturmuşlar bir terane bize bir şey olmaz diye. Aslında keşke söyledikleri gerçek olsa da bize bir şey olmasa. Ama gerçeğin acı yüzü bunun doğru olmadığını gösteriyor.
20’ler, 7’ler, Asya, Afrika, Avrupa ülkeleri maliye bakanları, hükümet başkanları bir araya gelip, vatandaşlarının zarar görmemesi için alınacak önlemleri, ekonomik paketleri tartışıyor, kararlaştırıyor, bizim Tayyip bey den bir açıklama: “Bize bir şey olmaz”. İnşallah olmaz olmasına da gelen dev dalgaları bir şey olmaz lafları ile durduramazsınız.
Türkiye bu geleneksel tevekkülde beni çıldırtıyor. Banker Kastelli olayında gariban halkın paraları yok oldu, binlerce insanın, orta sınıfın birikimleri, tasarrufları yok oldu, etraf süt liman. Ekonomik krizlerde fakir daha fakir oldu, çıt yok. Herhalde AKP iktidarı da biz bunlara ne yapsak seslerini çıkarmaz diye düşünüyor.
Tabii onlara bir şey olmayacak. Bugüne kadar ne oldu ki onlara? Bakın iktidarı besleyen bir Deniz Feneri skandalı ortaya çıktı. Adalet Bakanı bize ne kardeşim diye terslendi. Oysa gelen paranın nerede yok olduğunu artık susturulan bizimkiler değil yabancı ülke yetkilileri haykırıyor. Erdoğan’ın yakın arkadaşı Fırat hakkında Meclis’te yapılan belgeli duyuruda istifa yönünde hiçbir girişim yok. Deveyi hamudu ile götürenler için mali kriz nedir ki? Yalnızca bir dönemlik gündemi dolduracak konu.
Türkiye’nin önünde Amerika’yı derinden vuran mortgage krizinin bir benzeri bulunuyor. Kredi kartları borcu. Amerika’da krizi tetikleyen ev sahiplerinin yüksek ve taksitlerini ödeyememesi ve finansal kurumları zor durumda bırakması olmuştu. Türkiye’de yüz binlerce kişinin kredi kartı borcunun bankaları sıkıştırdığı biliniyor. Şimdi bu tür bir krizde gene hükümet benim ve sizin vergi taksitlerini alarak bu açığı bir şekilde kapatmak zorunda kalacak.
Bu sıkıntı uzun süredir çözüm bekleyen bir sorun. Her ne kadar Tayyip Bey bana mı sordun da aldın kardeşim diye içinden çıktığı bu tür krizler için sonunda kendi adamlarıyla bir çözüm üretmek zorunda. Peki, bu kriz Türkiye’de dünya çapında ekonomik bunalımla birlikte bir sorun yaratmayacak mı? Hele hele devlet garantisiyle özel şirketlerin yaptıkları dış borçları ödeyememeleri durumunda bu borç nasıl ödenecek?
Sanırım onlar gene Arap din kardeşlerinden temin ettikleri kredi ve nakit paralarla bu bunalımdan çıkacaklarını sanıyor. Peki, bu Arap ülkeleri dünya çapında krizde zenginliklerini kaybetmiyor mu? Onlar da kendi başlarının çaresine bakma yolunda düşmediler mi? Tabii ki öyle. Öyle de öyle olmasını alt alta yazıp topladığınızda AKP iktidarının şu anda elinde somut bir plan olmadığı gayet net ortada.
Şimdilik bilinen hükümetin önümüzdeki günlerde bankalardaki mevduatlara garanti verme yolunda. İyi de ya devlet aynen İzlanda’da olduğu gibi iflas ederse? İşte o zaman yandı gülüm keten helva şarkısı Meclis’te hep bir ağızdan Meclis’teki AKP sıralarından söylenecek gibi görünüyor.