Hedeflenen Amerikan rüyası bitiyor

Biz, itişe kakışa yaşamaya çalışır, küçük başarıları dünya şampiyonluğu olarak lanse ederken dünya büyük bir değişim yaşıyor. Bu özellikle Özal döneminden bu yana örnek alınan ve şu anda işbaşındaki hükümetin de tatlı hayaller kurduğu Amerikan rüyası bakımından önemli.
Yaşanan petrol krizi ve akaryakıt fiyatlarında önlenemeyen bu artış bütün ülkelerden daha fazla ABD rüyasını yıkmaya başladı bile. Her Amerikalının bir evi ve bir arabası olma kuralı bozuldu. ABD’de halk müstakil evlerde oturabilmek için kent dışında bahçeli siteler oluşturdu. Bu sitelerin ortasında alışveriş merkezleri ve öteki sosyal tesisler oluşturuldu. Bu işyerlerinden uzak yerleşim yerlerine ulaşım ise her Amerikalının kolayca bir otomobile sahip olmasıyla gerçekleşti.
Ancak dünyanın en ucuz akaryakıtını kullanan Amerikalılar yaklaşık bir yıl içinde 4 katına çıkan akaryakıt fiyatları ile şaşkına dönmüş durumda. Bir zamanlar peynir ekmek gibi satılan sekiz silindir Jeep tipi büyük araçların, minibüslerin yerine millet elektrikli, pille çalışan araçların kuyruğunda. Ayrıca ekonomi yapmaya başladılar bile. Hafta sonu gezileri azaltıldı. Ancak doğrudan telaffuz edilmeyen enflasyon tırmanışı korkutucu boyutlarda.
Şimdi göçen ekonomik sıkıntı inşaat sektörünü de tamamen yıkmış gibi görünüyor. Ev fiyatlarındaki büyük düşüş birçok orta gelirli ailenin evlerine banka ve kredi kurumlarının el koymasına neden oldu. Yapılan tahminlere göre yıl sonuna kadar bir milyon aile evsiz kalacak, yani evleri ellerinden alınacak. Şimdiye kadar el konulanlar da cabası. Bu arada kredi kurumlarından ve en büyük bankalardan iflas bayrağını çekenleri ise saymıyorum bile.
Amerikan mallarının üretimi diye bir şey de kalmadı. Satılan malların üzerinde Çin, Meksika, Honduras malı etiketleri var. İşçiliğin ucuz olduğu ülkeler. Bunun anlamı işçilik, yani tüketici durumundaki işçilerin işlerini kaybetmesi ve tüketicilerin de üreticilik statülerini kaybetmeleri.
Diyeceksiniz ki servisler, yani hizmetler sektörü ayakta. Hayır değil. Bir mal veya hizmet için Amerikalı bir şirketin 1800 ile başlayan müşteri hizmetleri servisini arıyorsunuz, karşınıza Yeni Delhi’den Hindistan’dan Hint aksanı ile konuşan birileri çıkıyor. Bilgisayar ve teknoloji işlerini şimdiden başkalarına kaptırmış durumdalar. Amerikan okulları eğitim açısından dünyanın oldukça gerisinde.
Gelelim sağlık sektörüne. Amerikalı hasta ilaç çok pahalı olduğu için Kanada’ya giderek dörtte bir fiyatına ilaç alıyor. Hastaneler ve sağlık sigortası çok pahalı olduğu için yalnızca dar gelirliler acil servislerden hizmet alabiliyorlar.
Şimdi diyeceksiniz ki bize ne? Size şu, böylesine ekonomisi sağlam olanları bile yıkan bir ekonomik kasırga gelirken, onlar türbandı, falandı filandı asparagas konularla meşguller. Türkiye’nin öteki ülkeler gibi acil ekonomik önlemler alması gerekmesine rağmen kime ne? Ben yaklaşık bir yıldır yazıyorum ama onlara göre bozgunculuk yapıyoruz.
Bugünlerde canlı olan bir konu var. Sağ olsun gazeteci arkadaşlarım araştırmadan yazıp duruyorlar. Ben size çok basit bir ipucu vereyim. Eğer ABD’ye 500 bin dolar getirirseniz size derhal oturma ve çalışma izni anlamına gelen yeşil kartı verirler. Hele sizin 25 milyar dolarınız olduğunu duydularsa kırmızı mumlu davetiye ile sizi hem de derhal vatandaş yaparlar.
Peki, bu olay bu kadar basit mi? Bence değil. Ben artık bu yaşımda tesadüflere inanmamaya başladım. Hiçbir şey tesadüf değil, sadece tesadüf süsü verilen plandır unutmayın.

Yazarın Diğer Yazıları