Halid Tadmori ve Millî Düşünce Merkezi...
Konulara geçmeden önce bir-iki sözüm var... Yurdumuz zor günler yaşıyor. Türk devlet geleneğinde ’devlet’kadife eldiven içinde demir yumruktur. Türk devleti mazlumu, kadife eliyle okşar; haini ise demir yumruğuyla ezer! Türkler dünyada, varlıklarını 4 bin yıldır kesintisiz olarak sürdürmesini -bir anlamda- bu davranışlarına borçludurlar. Nitekim Antalya’nın Serik ilçesi Yörük Beylerinden rahmetli Mehmet Akıl şöyle derdi: “Yurdu, yumruk zapteder!” Terörist başına ’övgüler düzen’Valilerle devlet yönetilemez. Devlet adamı; çevresindeki coğrafyaya ’hayran olmadan’önce, oranın tarihini, orada yaşayan insanların ’iç dünyasını’, kişilik özelliğini bilmek zorundadır. Devlet yönetimi duygusallığın çok ötesinde bir davranış ister.
Evet, şimdi konularımıza geçebiliriz...
Sevgili okuyucum, Genel Başkanlığını Sayın Yahya Akengin’in, Genel Sekreterliğini Sayın Yavuz Gürler’in yaptığı Türk Dünyası Yazarlar ve Sanatçılar Vakfı (TÜRKSAV) her yıl kişi ve kurumlara “Uluslararası Türk Dünyasına Hizmet Ödülleri” veriyor. Vakıf bu yıl ödül töreninin 18.sini gerçekleştirdi. Azerbaycan, Bulgaristan, Kazakistan, Kırgızistan, Lübnan ve Türkiye’den seçilen kişi ve kurumlara görkemli bir törenle ödülleri verildi. Ancak Lübnan temsilcisi Prof. Dr. Mimar Halid Tadmori bürokratik bir engelden dolayı törene yetişemedi. Ama Vakıf, 23 Ekim 2014’de Sayın Tadmori’yi Türkiye’ye davet etti ve Vakıf merkezinde ödülünü törenle verdi. Töreni izledim. Seçkin bir davetli topluluğu vardı. Lübnan’ın Ankara Büyükelçisi Sayın Mansur Abdullah da oradaydı. Sayın Tadmori’ye verilen Ödül “Kaplumbağa üstünde duran Bilge Kağan anıtı” idi. Halid Tadmori gerçek bir Türk dostu ve bir ’Osmanlı çocuğu’. Lübnan’da kaybolmaya yüz tutmuş Osmanlı eserlerini tek tek çıkartarak belgeleyen birisi. Şunları söyledi: “Lübnan’da 63 Osmanlı eseri var deniliyordu. Biz 1350 eser tespit ettik. Bu eserler hâlâ ayakta. Osmanlı’nın Askerî Kışlası, günümüzde Lübnan Başbakanlık Sarayı”, “14 Arap ülkesinde Osmanlı eserleri var”, “Türkiye Arap coğrafyasında bu konuda bir çalışma başlatmalı”, “Arap dünyasındaki tarih kitaplarını İngilizler, Fransızlar bozdular. Nitekim tespit ettiğimiz bu eserleri halkımız Fransızların sanıyor”, “Abdülhamid Han Elektriği İstanbul’dan önce Beyrut’a getirdi”, “Osmanlı’dan önce Tunuslular hamamı bilmezdi. Türkler öğretti”, “Coğrafyamızda 400 yıllık bir tarih değil, Selçuklularla beraber 700 yıllık bir Türk tarihi var.”
Sayın Tadmori Türk milletinin değerini çok iyi biliyor. Onu saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Bir diğer konumuz Millî Düşünce Merkezi...
Sevgili okuyucum, Devlet eski Bakanımız Sayın Sadi Somuncuoğlu’nun kurduğu Millî Düşünce Merkezi başkentimizde adeta ’bilgi üretim fabrikası’gibi çalışıyor. Sayın Hicabi Koçak, Sayın Hakan Paksoy gibi pek çok kişi, merkezin hizmet erleri... Her hafta Çarşamba günü vatanımızla, milletimizle ilgili önemli konferanslar veriliyor. Nitekim 22 Ekim 2014 Çarşamba günü; Genelkurmay 2. Başkanı, 2. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Sayın Edip Başer’in verdiği konferansın konusu “Millî güvenlik ve millî egemenliğimiz” idi. Sayın Başer sakin üslubuyla yoğun dinleyici kitlesine çok değerli bilgiler sundu.
Millî Düşünce Merkezi, Cumartesi günleri de Abdullah Somuncuoğlu’nun öncülüğünde üniversiteli gençlere yönelik konferanslar düzenliyor. 25 Ekim 2014 Cumartesi günü gençlerin arasına bende katıldım. Bir hanım kızımızın açış konuşmasından sonra Ziya Gökalp’in ölüm yıldönümü dolayısıyla kısa bir bilgi verildi. Sonra da Ankara İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sayın Şaban Ali Düzgün “İslam dünyasında zihniyet çözümlemeleri” konulu konferansını verdi. Sayın Düzgün, inanın gerçek bir bilge! Türk milletinin böyle bir evladını tanımak bana gurur verdi.
Esen kalın efendim.