Gazeteci Fatih Altaylı, Galatasaray'la ilgili çarpıcı ifadeler kullandı.
Altaylı, kendi adını taşıyan internet sitesindeki yazısında önce karaborsa bilet iddialarına değindi ve şu ifadeleri kullandı:
"Dün Galatasaraylı taraftarlardan epey bir teşekkür aldım.
İki yıldır hiçbir önemli maç arifesinde bilet bulamayan ve karaborsacıların kucağına itilen taraftarlar, Hayrettin Kozak ve benim deşifre ettiğim kulüp içi rezaletten sonra ilk kez bir büyük maça bilet bulabildiler.
Her nasılsa, ilk kez biletler satışa sunulduktan 10 saniye sonra tükenip, taraftar karaborsadan kazıklanmaya zorlanmadı.
Bizim yazdıklarımızdan sonra kulüp içi çetede ciddi bir panik var ve savcı A. A. vasıtasıyla yargı üzerinde etki kurup, soruşturmaları engellemek veya yönlendirmek istiyorlar."
Altaylı, yazısının devamında Galatasaray'ın felaket bir futbol ile Şampiyonlar Ligi’ne ve 30 milyon avroluk gelire veda ettiğini vurguladı ve şöyle devam etti:
"Görünen o ki, şampiyon takımın gazı kaçmış. Erden Timur’u harcayarak bu duruma sebebiyet veren çete ve onların kontrolündeki Başkan Özbek kına yakabilirler.
Galatasaray, kendi kötü futbolunun yanı sıra hakemlere de bağlıyor elenmesini.
Okan Buruk bunu açık açık söyledi.
Gerçekten de Galatasaray’ın ilk maçında Abdülkerim’in hareketine hem penaltı hem kırmızı kart gösteren hakem kendi liginde aynı pozisyona ne penaltı verdi, ne de sarı kart gösterdi.
Belli ki, UEFA Galatasaray’ı pek istemiyordu en üst ligde.
Peki niye?
Yanıtı basit.
Avrupa futbolunun patronu futbolda siyaset istemiyor. Hele hele İsrail karşıtı siyaset istemiyor.
Ancak Galatasaray’daki bilet skandalının diğer bacağı olan taraftar grubu, tribüne siyaseti dibine kadar sokuyor.
Galatasaray Şampiyon Ligi’nden elendiyse bunda kötü futbol kadar, Galatasaray tribünlerine asılan pankartların de etkisi vardı.
“Free Palestine” ve Gazze pankartları ile donatılmış tribünler ne Gazze’nin işine yarar ne de Galatasaray’ın.
Tam aksine, tüm Türk takımlarının ama özellikle Galatasaray’ın başına dert açar, Avrupa futbolundan dışlanmasına neden olur.
Yönetimin karaborsacılık ve diğer yöntemlerle desteklediği taraftar gurubunun liderinin şahsi görüşleri ve tarikat, cemaat ilişkileri Galatasaray tribünlerine yansıtılamaz.
Bunu yansıtmalarına izin verilemez.
Siyasetle ve şimdi de siyasetin kontrolündeki adalet ilişkilerini bu görüntü ile yürütmek isteyen yönetim, bu işin de sorumlusudur.
Sen oraya o pankartları asarsan, asmalarına izin verirsen, UEFA da sana “Git o zaman Palestine liginde oyna” der.
Gazze’de olanlar hepimizin canını acıtıyor.
Ama bunu anlatmanın yeri Galatasaray tribünleri değil.
NOT: Galatasaraylı taraftar “Ne oldu da birkaç içinde her şey bu kadar değişti?” diye soruyorlar. Yanıt çok basit. Erden Timur gitti. Dursun Özbek aslına rücu etti. Şu anda kulübü büyük oranda GSİAD, Metin Öztürk ve Galatasaray Lisesi’nden dönemdaş olan bir klik yönetiyor. Bunlar hem Galatasaray Spor Kulübü’nü batırıyorlar hem de Galatasaray Lisesi’nin arkasına saklanarak şahsi menfaat elde ediyorlar."