Erdoğan'ın karşısında muhalefet yok

Bu yazıyı yazarken, Bush’a Iraklı bir gazetecinin ayakkabı fırlatışını televizyondan seyrediyordum. Saldırı ardından Bush’un yaptığı açıklama saldırının yarattığı gerginliği yansıtırken espri yaparak gerginliğini kamufle etme çabasını sergilemeye çalıştı. Bush kendisine fırlatılan ayakkabının 41 numara olduğunu söyledi. Belki ayakkabı 41 numaraydı, ama bence Irak halkının duyduğu kini yansıtması açısından 100 numara olarak havalandı.
Devlet yöneten bazı liderlerdeki arsızlık insanı şaşırtacak boyutlarda. Bizde de bunun benzerlerini sık sık görmeniz mümkün. Siyaset sahnesinde zikzaklar çizen açıklamalarıyla başı Başbakan çekiyor. Bir gün önce bir şey, ertesi gün başka bir şey. Halkçı olduğunu belirten bir liderin etrafına halkının ve seçmenlerinin bile yaklaştırılmaması, sizlerce de ilginç değil mi?
Bu arada The Economist dergisi yaptı yapacağını. Hemen hemen her Türk’ün kafasında olan ve Erdoğan’ın karşısında muhalefet olmadığı yolundaki görüşü sergilemiş. Bu sır değildi, ama kimse bu konuda açıklama yapmaya cesaret edemiyordu. Hani çok özgür ve liderlerde çok demokrat ya işte o yüzden.
Aslında dergi bir gerçeği daha yüksek sesle tekrarlıyor. Dergi “Türkiye’de laik, güvenilir bir muhalefetin olmaması, Türk demokrasisinin en aksayan yanlarından biri olarak görülüyor” diye yazmış. Bunun böyle olduğu gayet net değil mi? İktidarla mücadele etmesi ve hatta işbirliği içine girmesi gereken iki muhalefet partisi CHP ve MHP oturmuş birbiriyle mücadele ediyor.
Türban konusunda Anayasa Mahkemesi’ne giden CHP şimdi Atatürk’ün mücadele ettiği tüm prensiplere ters düşen çarşaflıları partilileştirme çabasında. CHP’nin halktan kopuk yöneticileri böylece kazanacakları oydan fazlasını kaybedecekleri de ortada. İçeriği olmayan şekilci bir girişimden başka bir şey değil bence bu olay.
Öte yandan MHP bugüne kadar AKP’ye verdiği desteklerden bir yenisine daha adım attı. Türban konusunda CHP’ye yüklendiler. Peki, o zaman sormazlar mı adama Gül’ün Çankaya’ya çıkışında ne yaptınız, türban için anayasayı değiştirme olayında neler söylediniz diye. Tabii sorarlar ve göreceğiz tüm bu tepişmeler AKP’nin kaybettiği desteğe yeniden kavuşmasını sağlayacak.
Madem bu kadar yolsuzluklara karşısınız, madem bu kadar özgürlüklerden yanasınız, önce anayasada 1980 ihtilalinin getirdiği maddelerin değiştirilmesi konusunda neden çalışma yapmıyorsunuz? Gerçek Ergenekon Kenan Evren dönemi değil miydi? Amerikalılara neler verdi, ne konuda hangi sorunlar üzerinde Türkiye’nin kaderini değiştirdi? Bu dönemin aydınlatılması gerekmez mi?
Hadi bu kadar samimiyseniz görüş ve düşüncelerinizde buyrun Evren dönemini yargılayalım ve o dönemde el sürülemeyen, dokunulamayan konulara dokunalım. Bakın bakalım altından neler çıkacak? Ondan sonra vatanseverlere uzanırsınız, yeniden inanırlık kazanır yaptıklarınız.
Aylardır yazıp çizdiğimiz federal Kürt bölgesi konusu gerçeklik kazanmaya başladı bile. Bakın Gül, aşiret reislerinin ayağına nasıl gidiyor. Öte yandan Ermeni diasporası bayrakları açtı bile. Şimdilerde Washington’da dolaşan söylentilere göre, yeni ABD Başkanı Obama, 24 Nisan tarihinde başkanlar tarafından yayımlanan yıllık bildiride Ermeni soykırımı kelimesini kullanacakmış.
Türkiye’nin gönlünü almak için de dönüp, “bakın ben bildirinin içine soykırımı kelimesini koyarak Meclis’ten bu yasanın çıkmasını önledim” diyecekmiş. Sizleri tatmin etti mi ne dersiniz. Abdullah bey Ermenileri davet etmedi mi Türkiye’ye. Ben başından beri söylüyorum da inanmıyorsunuz, “Kürtler federe devlet, Ermenilere soykırımı tazminatı” bakalım bunlara ek olarak daha neler getirecek Türk milletinin başına AKP iktidarı.

Yazarın Diğer Yazıları