Birleşmiş Milletler Küresel Mülteci Forumu’na katılmak üzere gittiği İsviçre'nin Cenevre kentine giden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, basın mensupları ile bir araya geldi. Erdoğan, basın mensuplarına yaptığı açıklamalarda Ziraat Bankası'nın Simit Sarayı için Rekabet Kurumu'na başvurmasını değerlendirdi.
"ZİRAAT BANKASI DEĞİL, ZİRAAT BANKASI'NIN GİRİŞİM ŞİRKETİ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ziraat Bankası'nın Simit Sarayı'nın yüzde 51'ini almak için Rekabet Kurumu'na başvurması ile ilgili olarak, "Bunu duyduğum anda genel müdürümüzü aradım. Genel müdürümüz, 'Bir ara gündeme geldi ama böyle bir şeyi şu anda düşünmüyoruz' dedi. Zaten Ziraat Bankası değil, Ziraat Bankası’nın girişim sermayesi şirketi... O tablo şu anda bu seyirde." dedi.
Erdoğan, konu ile ilgili sözlerini şu şekilde sürdürdü; "Benim bunu tasvip etmem mümkün değil. Geçmişte kamu bankalarının görev zararı olayları sebebiyle nasıl battığını hatırlayın; bütün kamu bankaları görev zararı adı altında çökertilmişti. Biz geldik, önce kamu bankalarımızın tamamını görev zararlarından kurtardık. Şu anda Ziraat sadece ulusal değil uluslararası alanda önde gelen bankalardan bir tanesi. Halkbank da Vakıfbank da öyle. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün Vakıfbank’ta belli bir oranda hissesi var. Yeni atılan adımla Vakıflar Genel Müdürlüğü bundan sonra hizmet etmede büyük bir imkana sahip olacak. Yatırımlarını vakıf hizmetlerinde daha etkin gerçekleştirecek."
MONTRÖ'YÜ ELEŞTİRDİ!
Erdoğan Kanal İstanbul projesi ile ilgili de açıklamalarda bulunan Erdoğan, kanalın boğazdaki tehiditi ortadan kaldıracağını belirterek, şunları söyledi; "Boğazlarda, Montrö’de bize tanınan bir hak yok, istedikleri gibi gelip geçiyorlar. Düşünün, sizin Boğazınızı kullanıyorlar ama hiçbir şey elde edemiyorsunuz. Öyle bir durum var. Kanal İstanbul ise böyle değil, Süveyş Kanalı’nda ve diğerlerinde oraların nasıl kendilerine ait hakları varsa biz de bu yatırımı yaptığımız zaman bu tür bir hukukumuz doğacak. Üstelik kaza endişesi de taşımayacaksın. İşin bir de bu güzelliği var.
Bu proje kapsamında çok farklı bir İstanbul’u inşa edeceğiz. Üzerinde 5 tane köprünün olduğu, içme suyu hatlarının deplase edildiği bir modeli hayata geçireceğiz. Bundan inanın bunların haberi yok. Hatta, televizyonlarda da Kanal İstanbul’la ilgili görüntüler var. O görüntüler işin nihai hali değil. Onlar üzerinde de bazı çalışmalar yapılarak çok daha farklı bir noktaya gelinecek. Bize göre bu proje, İstanbul’un güzelliğine çevrecilik açısından güzellik katacak ve Boğaz’daki çevre tehdidini ortadan kaldıracak."
