Odatv yazarı Ali Demir Öğretici kazandıran yatırım araçlarıyla ilgili dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Döviz, altın, banka faizi vb. yatırım araçları yerine İstanbul Borsa''sındaki kurumsallaşmış şirketlerin hisse senetlerinin tercih edilmesi gerektiğini belirterek; "Döviz, altın, banka faizi, B tipi fon, A tipi fon, BES, repo, sanal (kripto) emtia gibi araçlar size reel olarak kazanç sağlamadığı gibi ülkenin ileri gitmesini de sağlamıyor. Derim ki: İstanbul Borsa''sında alınıp-satılan 405 pay senedinin içindeki sağlam, ciddi, dürüst, kurumsallaşmış 50 civarı şirketin pay senetlerini satın alarak vatana ve kendinize iyilik yapınız." ifadelerini kullandı.
Ali Demir Öğretici''nin yazısının ilgili bölümü şöyle:
"1980’li yıllara kadar ulusal çapta yayın yapan on büyük gazetenin doğru düzgün “ekonomi” sayfası bile yoktu. 2021 yılı itibariyle ekonomi hakkında bilgiler ileten onlarca gazete, dergi ve yüzlerce web sitesi mevcuttur. Ekonomi kanalları var artık... Borsayla, dövizle yatıp kalkıyoruz.
Bunca bilgi kaynağı arasında doğruları tespit etmek, parayı yönetmek çok güçleşti diyebilirim. Ortalama Türk insanı 1980’li yıllardan beri ekonomi, tasarruf, yatırım konularında hep "söğüşlenmektedir."
SAHTE UZMANLARI DİNLEMEYİN
Bunca yıl şunu gördüm: Ana akım medyada köşe tutan, yalılarda yaşayan "televoleci iktisatçılar" daima egemenlerin sazını çaldığından ne dedilerse tersi olmuştur!
“Hisse senetleri yükselecek, altın patlayacak, dolar düşecek, sanal paralar uçacak” diyen sahte uzmanları asla dinlemeyiniz. Sosyal medya adı verilen çöplüklerde ahkam kesenlerin çoğunun ipleri başkasının elinde, inanın bana...
Bir ülke döviz, altın, faiz, repo, sanal emtia ve beton ile asla kalkınıp zenginleşemez. Halkın tasarrufları üretimi artırıcı araçlara (enstrüman) yönlendirilmedikçe ihracat artmaz, ithalat düşmez. Üretim şart...
Türkiye''nin iç tasarrufları yanlış araçlara kanalize edildiği için dışarıdan (Dünya Bankası, Uluslararası Para Fonu vb.) borç alma gerekliliği söz konusu olmaktadır.
Yastık altında, evde, cepte taşınan altın, döviz gibi saklama araçları kalkınmanın yavaşlamasına, ülkenin geri kalmasına sebep oluyor.
Gelişmiş, sanayileşmiş ülkelerde (örneğin İsveç) tasarrufların yüzde 60’tan fazlası menkul kıymetlere (şirketlerin pay senetlerine) yatırılır. İnsanlar şirketlere ortak olarak temettüden (kar payı) ve senedin prim yapmasından ötürü kazanç sağlıyor.
Türkiye gibi eğitim ortalamasının 6-7 yıl olduğu ülkelerin vatandaşları ise tasarruflarını “faiz, döviz, altın, sanal emtia ve çürük (spekülatif) pay senetleri” arasında heba edip duruyor.
VATANA VE KENDİNİZE İYİLİK YAPINIZ
Lafı fazla dolandırıp insanların vaktini çalmak istemem. 30 yıldır yaptığım gözlemlere dayanarak şunu ifade edeyim: Döviz, altın, banka faizi, B tipi fon, A tipi fon, BES, repo, sanal (kripto) emtia gibi araçlar size reel olarak kazanç sağlamadığı gibi ülkenin ileri gitmesini de sağlamıyor.
Derim ki: İstanbul Borsa''sında alınıp-satılan 405 pay senedinin içindeki sağlam, ciddi, dürüst, kurumsallaşmış 50 civarı şirketin pay senetlerini satın alarak vatana ve kendinize iyilik yapınız.
Ortaklarını mağdur etmeyen şirketleri buraya yazamam. “Yönlendirme yapıyor” diyenler olabilir. 405 şirketin son 20 yıllık fiyat grafiğini tek tek açınız. Yirmi sene önceye göre dolar bazında 1-5-10-20-50-100 kat artan şirketleri kendiniz belirleyebilirsiniz. Elinizdeki parayı 5-10-20-30 şirkete yatırıp rahatınıza bakınız.
“Dolar, altın vb. çok kazandırıyor” diyenler son yirmi yılda 100-500 kat kazanç sağlayan yerli şirketlerimizin olduğunu fark edince çok pişman olacaklardır. "
