Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve yeni parti çalışmalarını sürdüren eski Başbakan Ahmet Davutoğlu arasında İstanbul Şehir Üniversitesi üzerinden başlayan tartışmalarla ilgili önemli bir ayrıntıya dikkat çekti. Erdoğan’ın yeni parti çalışmalarına kadar Halk Bankası’ndan alınan krediyi ve üniversiteye yapılan arazi devrini gündeme getirmediğini belirten Zeyrek, “Erdoğan, devir kararındaki dört imzanın sahibini açıklıyor, o dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'nin ismini ise anmıyor. Bunun nedeni Güllüce'nin hala AK Parti'de olması mı” ifadelerini kullandı.
Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek’in “Pek yakında: Parsel parsel tahsisler devirler – Bölüm 2” başlıklı yazısı şöyle:
“Herkes merak ediyordu:
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, siyasi arenada karşısına dikilen “eski kardeşi” Abdullah Gül ile uzun süre birlikte çalıştığı Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ı ne zaman siyasi hedef haline getirecek?
Nihayet önceki gün açtı ağzını yumdu gözünü.
Davutoğlu'na “malum Zat” dedi, Gül'e “selef Cumhurbaşkanı.”
İkisini de Şehir Üniversitesi üzerinden Halkbank'ı dolandırmaya çalışmakla suçladı.
Davutoğlu hiç beklemeden, “oğluma kızıma bırakmayacağım” ve “rant alanı olmasın diye eğitim kurumuna devredildi” gibi cümlelerle başka şeyler ima etti. Bununla da yetinmedi “TBMM mal varlıklarımızı araştırsın” restini çekti.
Anlayacağınız çarşı karıştı.
İyi ki de karıştı.
Bu sayede bu işlerin nasıl yapıldığını öğrenmiş olduk.
Artık biliyoruz ki kamu arazileri bir kişinin talimatıyla bir kaç kişinin imzası ile kolayca bedelsiz devredilebiliyor.
Artık biliyoruz ki kamu bankaları bir telefonla milyonlarca lira kredi verdiği gibi bir telefonla o krediyi vadesi dahi gelmeden geri çağırabiliyor.”
CEVİZLİ FABRİKASI NASIL ŞEHİR ÜNİVERSİTESİ OLDU?
“İşin özü şu:
– 2009'da Tayyip Erdoğan'ın talimatı ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) TEKEL'in Kartal'daki Cevizli fabrikasına ait (300 milyon dolarlık) 8 parsel arazisini, üzerindeki binalarla Şehir Üniversitesi'ni kuran Bilim ve Sanat Vakfı'na bedelsiz tahsis etti.
– 2010'da Vakıf, arazideki binaları yenilemek, yeni binalar yapmak üzere Halkbank'tan 300 milyon lira kredi aldı.
– 2013'te Danıştay TMMOB'un açtığı davayı sonuçlandırıp tahsisi iptal etti.
– 2014'te vakıf yapılan yatırımları gerekçe göstererek yeniden tahsis için ÖİB'na başvurdu. Aynı yıl çıkartılan bir kanunla ÖİB'na bu tür arazileri eğitim kurumlarına devretme yetkisi verildi.
– 2015'te ÖİB, vakıf tahsis istediği halde devir prosedürü uyguladı ve yeni yasaya dayanarak o araziyi vakfa bedelsiz devretti. Aynı yıl TMMOB 297 bin metrekarelik bir parselin devrini mahkemeye taşıdı.
– Ekim 2018'de Danıştay bedelsiz devir kararının yürütmesini durdurdu.
– Mart 2019'da Halkbank yürütmeyi durdurma kararını gerekçe göstererek üniversitenin hesabındaki bütün parayı bloke etti.
– Ağustos 2019'da Danıştay bedelsiz devir işlemini iptal etti. Bunun üzerine Halkbank ipotek gösterilen arazinin artık üniversiteye ait olmamasını gerekçe göstererek kredinin erken tahsilatı için süreci başlattı. (Oysa üniversitenin aynı alandaki diğer 7 parsel arazisi ve Tuzla'daki 120 dönüm arazisinde hiçbir sorun görünmüyor.)”
NEDEN 4 YIL SONRA?
“İlginçtir, Erdoğan, TEKEL arazisinin bedelsiz devrini, Halkbank'ın kredisini Davutoğlu ve Babacan parti kurmaya karar verene dek pek sorun etmemiş. Oysa hem Başbakan hem Cumhurbaşkanı olduğu dönemde kararın geri alınması için harekete geçebilirdi.
Halkbank'ın düğmeye bastığı tarihle Erdoğan'ın “Birileri parti kuruyormuş. Bu tür ihanetlerin içinde olanlar bedelini ağır öder” dediği tarihin çok yakın olması olaydaki en dikkat çekici nokta.
Bir detay da şu:
Erdoğan, devir kararındaki dört imzanın sahibini açıklıyor, o dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'nin ismini ise anmıyor. Bunun nedeni Güllüce'nin hala AK Parti'de olması mı?
YÖK Yasası'na göre vakıf üniversiteleri sadece maddi acizlik durumunda hami üniversiteye devredilebiliyor. Halkbank'ın attığı adımlar da yüzde 94 kontenjan doluluğunu yakalayan, gelirleri giderlerinden fazla olan, ödeme güçlüğü çekmeyen Şehir Üniversitesi'ni mali acizlik durumuna sokmuş görünüyor.”