Çölün ortasında “7 Şehir 7 Ülke”!

Çöldeki muhteşem federasyon, Birleşik Arap Emirlikleri’nde şimdi de “eski şaşaalı yıllara” kavuşmak için umulmadık çabalar harcıyor.
Gerçekten de, yıllardır federasyonun ekonomik ve sosyal ağırlığını çeken Dubai’de hummalı, fakat kuşkulu faaliyetler göze çarpıyor.
Ne var ki, her şeyden önce, boş yapıların yine yabancı şirketlerle dolması, inşaatların bitirilmesi ve ticaretin yoğunlaşması gerekiyor.
Dubai belki de, krizden kurtulup, kurtulamamanın odak noktası oluyor.
Dubai’de bulunduğumuz 5 gün içinde dahi, yaşantının çok sıkıntılarla karşılaştığını, daha doğrusu artık gelirin “pahalı” gideri karşılayamadığı kanısında olanların çoğaldığı anlaşılıyor.


Ve işte Arapların birleşmiş devletleri
Çöl sıcağının etkisiyle yer değiştiren tepeciklerin yanı sıra süzülen kum tanecikleri... Uçsuz bucaksız bir çöl...
Araplar buna “sahra” diyorlar... Sahra’ya bir vaha gibi serpili Emirlikler... Tam 7 Emirlik... Bütünü “Birleşik Arap Emirlikleri” oluyor...
... Ve 7 ülkeden 1 devlet... İşte “Birleşik Arap Emirlikleri”... Abu Dabi’de, Dubai’de ve diğer emirliklerde, karanlığı gündüze çeviren rengârenk ışıklar, lazerli neonlar ve havai fişeklerin altında federasyonda her şeye rağmen yaşatılmak istenen gecelerden biri daha bitiyor.


Şahin tutkusu
Tutkuları da var çöl insanının, özellikle av tutkuları çok büyük. Tabii av denince de akla “şahin” geliyor.
Bu kuş buralarda binlerce dolar değerinde.
30 bin dolara bile rahatça alıcı bulabiliyor, kutsal bir hayvan gibi muamele gören şahin, tüm çöl insanları gibi ava meraklı olan şeyhlerin zevklerini doruğa çıkarıyor...
Bu insanlar ya şahinle avlanıyor ya da şahin avına çıkıyorlar. Türkiye’den getirilen şahinlerle avlanmanın değeri daha
büyük...


Arap Yarımadasının incileri
Birleşik Arap Emirlikleri, kısaca BAE. Güneybatı Asya’da Arap Yarımadasında 7 emirlikten (Abu Dabi, Acman, Dubai, Füceyre, Resül-Hayme, Şerce ve Ummül- Kayveyn) oluşan bir Orta Doğu ülkesi olarak belleklerde yer alıyor.


Yönetim, Şeyhler Konseyi’nin
Dubai Emiri Şeyh Zayed’in vefatıyla başkanlığa Sheikh Khalifa bin Zaid, Başbakanlığa Muhammed bin Rashid Al- Maktum, Abu Dabi Veliahtı ve BAE Silahlı Kuvvetler Başkomutanı Şeyh Muhammed bin Zayid El Nahayan getirilmiş bulunuyor.
Şeyhlikler iç işlerinde müstakil.
En büyüğü Abu Dabi.
Bundan sonra Dubai Şeyhliği geliyor.
BAE’nin Suudi Arabistan ve Umman’a sınırı vardır. Petrol açısından zengindir.
Çölde birer “Vaha” gibi serpili emirliklerin, zenginliği petrol ve doğalgazdan kaynaklanıyor.
Dubai’nin ticari fonksiyonu da eklenince Birleşik Arap Emirlikleri’nin ekonomik durumu yıldızlaşıyor.

Dubai ve Abu Dabi eski gizemli günlerini arıyor!

16. yüzyılda başlayan Portekiz etkisi 17. yüzyılda yerini İngilizlere bıraktı. Başat kabile Kavasim ile Arabistan içlerinden gelen Vehhabileri korsan olarak gören İngilizler, 1819 - 1820’de kıyı limanlarına karşı saldırıya geçti. Sonunda korsanlığa son veren 1820 Genel Barış Antlaşması’nı zorla kabul ettirdiler. 1853 yılında Denizlerde Kalıcı Ateşkes Antlaşması’nın imzalanması üzerine bölgeye Ateşkes Kıyısı adı verildi. İngilizler 1892 yılında özel Ayrıcalık Antlaşması olarak bilinen bir paktın oluşmasını sağlayarak bölgenin dış politikasını denetim altına aldılar. Ateşkes Kıyısı 1873 -1947 arasında İngiliz Doğu Hindistan Kumpanyası, sonraki yıllarda da İngiliz Dışişleri Bakanlığı tarafından yönetildi. 1971 yılında İngilizlerin Basra Körfezi’nden çekilmesi üzerine, emirlikler Birleşik Arap Emirlikleri adı altında bir federasyon oluşturdu.


Abu Dabi başkent
Abu Dabi, Birleşik Arap Emirlikleri’nin başkenti. Basra Körfezi kıyısında yer alan şehrin nüfusu 1 milyon civarında. 1971 yılında başkent olan Abu Dabi petrol gelirleri sayesinde günümüzde modern bir şehir haline geldi. Günümüzün Abu Dabi Emirliği ise dünyanın petrol rezervinin yüzde 10’una sahip. Abu Dabi’de, ilk göze çarpanlar, mimari harikası yapılar, palmiyeler, lüks villalar, şık alışveriş merkezleri...


Dubai turizm başkenti
Dubai, Arap Yarımadası’ndaki yedi Arap Emirliklerinden biri olan emirlik, bazen kendi emirliğinden “Dubai Kenti” olarak ayırt edilir. 1990’lar sonrası uygulanan politikalar sonucunda ve Hong Kong’un Çin’e devredilmesi ile sonrası bölgenin ticaret başkenti olma yolunda ilerleyen büyük projeler ile dünyaya adını duyuran şehir şu an bölgenin en önemli ticaret ve turizm başkenti. Birleşik Arap Emirliği’nin en büyük ikinci emirliği olmasına rağmen en lüks ve en modern olanıdır. Bu topraklardan petrol çıkarılmaya başlamasıyla Dubai’nin yapısı değişmeye başlar. Şehrin her yerinde gökdelenlere rastlamak mümkün. Şehrin başlıca bölgeleri ise Jumeriah ve Deira’dır.
Şehir dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri. Şehirde lüks oteller bulunuyor ve dünyanın en ünlü şarkıcıları şehirde konser veriyor.
Şehirde “Dünya”nın En Yüksek Binası Burj Dubai (818 metre) Dünyanın ilk 7 yıldızlı oteli olan yelken otel Burj El Arap, muhteşem mimarisi ile göze çarpıyor.
Petrolle başlayan kalkınma, ticaret, finans ve turizm sektörleriyle daha da üst seviyelere çıkmıştı. Bunların dışında, ülkede gıda, tekstil, mobilya, çimento, alüminyum, seramik, demir-çelik ve cam sektörleri geliştirilmeye çalışılıyor.
Petrolün sağlamış olduğu çok büyük gelirle ülkenin her yeri her ne kadar hız kesmişse bile imar ediliyor.
Petrol mamüllerini işleyen büyük rafinelerle, kireç, çimento fabrikalarına modern tesis ve binalara ülkenin her yerinde rastlanıyor. Binaların içi hava şartlarına göre air condition’larla donatılmış, büyük hastaneler, okullar, dinlenme tesisleri inşa edilmiş.
Vahalarda yaşayanlar tarımla uğraşır.Topraklarının ancak % 2’si ekilebilir nitelikte. Tarım ürünleri arasında arpa, buğday ve darı yer alır. Halkın bir kısmı ticaretle uğraşır. Balıkçılık, av ve inci arama işi gün geçtikçe ilerliyor.
Türkiye ile ticaret 1985 yılından sonra gelişmesiyle Türk firmaları BAE’den kriz öncesine kadar geniş çaplı ihaleler almıştı.
Evet, kim ne derse desin, çöle yapılan bunca yatırımın, daha çok uzun süre çalıştırılması,en azından ticaretin yeniden geliştirilmesi için harcanan çabalar görünüyor. Umamalıdır ki, Dubai ve Abu Dabi eski gizemli günlerini arıyor.

Yazarın Diğer Yazıları