Çocuk sağlığıyla ilgili profesörden dikkat çeken açıklama

Çocuk sağlığıyla ilgili profesörden dikkat çeken açıklama

Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, Bir çocuğun ilk 5 yaşta kötü beslenmesi yetişkinlikteki sağlığını etkilediğini açıkladı.

İHA’nın haberine göre; Türk Pediatri Kurumu’nun KKTC’de 58’ncisini gerçekleştirdiği Türk Pediatri Kongresi’nde konuşan TPK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, çocuklarda 5 yaş öncesi beslenmelerinde yetersizlik görmeye başladıklarını kaydederek bir çocuğun beslenmesinin ileriki yıllardaki sağlığını da belirlediğini dile getirdi.

Çokuğraş, “Biz pediatristlere bu konuda ciddi bir görev düşüyor. Bütün çocukları mutlaka bu açıdan izlememiz gerekiyor. Beslenme, ilk 5 yaşta son derece önemli, daha sonraki hayatındaki sağlığını etkiliyor. Sağlık Bakanlığının beslenme destekleri de var, ücretsiz. Bu çocuklara bunları vermek mümkün. Birtakım enteral nütrisyon solüsyonları, proteini, yağı, karbonhidratı uygun olan solüsyonlar. Saptayıp, gereken çocuklar için verilmesi lazım.” Sözlerini kullandı.

Türk Pediatri Kurumu tarafından 9 – 13 Mayıs tarihleri arasında KKTC’de düzenlenen 58. Türk Pediatri Kongresi’nde çocuk sağlığı ve hastalıklarıyla ilgili tüm konular tartışıldı. Kongreye Türkiye’nin her yerinden bin 788 pediatri doktoru ve yan branşlardan hekim katıldı. 75 bilimsel panelin gerçekleştirildiği kongrenin basın toplantısında konuşan Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyeleri, ülkemizde çocuk sağlığı ve hastalıkları ile ilgili önemli başlıklara değindi, pediatri doktorlarının yaşadığı problemlere değinildi.

Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, Cumhuriyetin 100. Yılında gerçekleştirdikleri kongrenin ana konusunun cumhuriyetin kazanımları ve sağlık alanındaki getirileri olduğunun altını çizdi ve önemli açıklamalarda bulundu.

Basın toplantısına Türk Pediatri Yönetim Kurulu Üyeleri Çocuk Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Karadağ, Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, Çocuk Romatoloi Uzmanı Doç. Dr. Kenan Barut, Çocuk Gastroenteroloji, Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Ömer Faruk Beşer, Çocuk Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Özgür Kasapçopur, Pediatrik Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Çiğdem Aktuğlu Zeybek,Çocuk Nefroloji Uzmanı Prof. Dr. Cengiz Candan ile Çocuk Beslenme ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Kıykım katıldı.

“PEDİATRİ ARTIK TERCİH EDİLMİYOR”

Çocuk sağlığı ve hastalıklarının sorunlarını da kongrede tartıştıklarını kaydeden Prof. Dr. Çokuğraş, “Asistanından uzmanına, yan daldaki branşlara kadar her türlü sorunu konuşuyoruz. Pediatrinin 17-18 yan dalı var. Ama pediatri hekimleri ve asistanlarının can güvenliği sorunu var. Bazen sözlü, bazen fiziksel şiddete varıyor bu. Birinci önceliğimiz bu konu. Yine malpraktis sorunumuz var. Bir işlem yaparken kılı kırk yarıyorsunuz ve yüksek tazminatlar söz konusu. Çok riskli branşlar çoğu, yoğun bakım, yeni doğan onkoloji, kaybedilme riski her zaman var bu hastaların. Ama haksız yere ciddi tazminatlar, hekimlere dönüyor. Deprem bölgesi başta olmak üzere çok zor çalışma koşulları var. Tüm bunlardan dolayı karşımıza şu çıkıyor; pediatri artık tercih edilebilir bir uzmanlık alanı olmaktan çıkıyor. Tıp okuyanlar saldırıya uğramayacağı, nöbetlerin görece daha rahat geçtiği, dermatoloji, biyokimya, radyoloji gibi bölümleri seçiyor. Cerrah olmak da istemiyorlar. Riskli işlerle uğraşan branşları istemiyorlar. Sağlık ocağı açılır gibi tıp fakülteleri açıldı ülkemizde. Artık buralarda çalışacak pediatri asistanı da yok. Örneğin Elazığ çok eski bir üniversite, 60 pediatri asistanı vardı, şimdi 8 kişi kaldı. Birkaç ay içinde 1 kişi kalacak. Maraş, Malatya, Kırıkkale, Trabzon, Samsun gibi yerlerde de böyle. Oysa Ankara Şehir Hastanesi’nde 320 pediatri asistanı var” dedi.

“DEPREMZEDELER GÜNDEMDEN DÜŞMEMELİ”

TPK Başkanı Prof. Dr. Haluk Çokuğraş, depremin üzerinden üç aya yakın bir süre geçtiğini ve depremzedelerin gündemden düşmeye başladığını kaydederek “Asıl bundan sonra depremzedelere ulaşmak önemli olacak. Sadece çocuklar depremzede değil, sağlık çalışanları da depremzede. Malatya’daki asistan arkadaşlarımızın hala kalacak yeri yok. 5 tane konteynır götürdük. Arsuz’da kreş yapma planımız var dernek olarak. 0-5 yaş çocukların böyle yerlere ihtiyacı var. Değişik uzuv kaybı yaşayan 800 küsür çocuk var. Hem protez, hem fizik tedavi olanakları, hem psikolojik destek, hem de eğitim ihtiyaçları için oluşturduğumuz bir organizasyon var, cocukprotez.org. Şimdiye dek 3 çocuğun protezi takıldı tedavilerinin uygulandığı yerlerde. 140 çocuk başvurdu, 18 çocuk var değerlendirme aşamasında” dedi.

“UZMAN EKSİKLİĞİ SAĞLIKTA ŞİDDETİ KÖRÜKLÜYOR”

Pediatri doktoru eksiğinin, sağlık sisteminde kısır döngüye de yol açtığına değinen Prof. Dr. Çokuğraş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Az doktorla çalıştığınızda ürettiğiniz hizmet azalıyor, hizmetin niteliği düşüyor ama hasta sayısı aynı. Bu, sağlıkta şiddeti de körüklüyor. Hematolojik onkoloji çok önemli bir yan dal örneğin. Ama pek çok yerde yan dal asistanı bulamıyoruz. Çocuk yoğun bakım, çocuk acil, yeni doğan veya çocuk nefroloji gibi branşlarda tercih edilebilirliğimiz azalıyor. 42 yıldır devam eden mecburi hizmet eziyeti var. Dünyanın hiçbir yerinde yok böyle bir sistem. Bu gidişle önümüzdeki yıllarda çocuk hekimine ulaşmak çok zor olacak.”

“ÇOCUKLARDA BESLENME BOZUKLUĞUNU SIK GÖRMEYE BAŞLADIK”

Bir çocuğun beslenmesinin ileriki yıllardaki sağlığını da belirlediğini hatırlatan Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş ise ilk 5 yaş çocukların beslenme bozukluklarının arttığına işaret etti ve şunları söyledi: “Ülkemizde giderek zorlaşan ekonomik koşullarda, çocuk beslenmesiyle ilgili beslenme bozukluğu görme sıklığımız ne yazık ki artacak. Biz pediatristlere bu konuda ciddi bir görev düşüyor. Bütün çocukları mutlaka bu açıdan izlememiz gerekiyor. Beslenme, ilk 5 yaşta son derece önemli, daha sonraki hayatındaki hastalıkları etkilemesi açısından. İyi bir beslenmeyle götüremezsek, sonuçlarına hep birlikte katlanacağız maalesef. Ben kendi günlük klinik pratiğimde eskiden ‘Sebze çorbana kuzu eti koyacaksın’ derken daha rahattım, şimdi çekiniyorum. 3 tane hastamdan ‘1 yıldır et yemedim’ sözünü duydum. İstanbul’da bunu görüyorsak, Anadolu’nun farklı yerlerinde çok daha fazladır. Sağlık Bakanlığının beslenme destekleri de var, ücretsiz. Bu çocuklara bunları vermek mümkün. Birtakım enteral nütrisyon solüsyonları, proteini, yağı, karbonhidratı uygun olan solüsyonlar. Saptayıp, gereken çocuklar için verilmesi lazım. Sadece bebeklerin değil, gebelerin beslenmesi de son derece önemli.”

“EN İYİ HEKİMLER ÜLKEMİZDE YETİŞİYOR”

Prof. Dr. Çullu Çokuğraş, sağlıkta şiddet ve zor çalışma koşulları nedeniyle pediatri hekimlerinin artık yurt dışına gitmek istediğini kaydederek “Eskiden gidin, öğrenin, mutlaka dönün derdim. Artık diyemiyorum. Harıl harıl dil öğreniyor yeni mezunların hepsi. Oysa hepimizin yurt dışından hastası var. Ne yazık ki orada uzmana istedikleri zaman ulaşamıyorlar. Bizde bu yok. Hekime gayet kolay ulaşabiliyor vatandaşlarımız, hatta dövebiliyorlar bile! Uzmanlar bu nedenle kaçıyor. En iyi ve ulaşılabilir hekimlik bizde. Halkımız anlamıyor, yurt dışında sistem nasıl bilmiyorlar. O sistem burada olsa, hekime asla ulaşamayacaklar. Burada çok iyi yetişmiş hekimler gidiyor. Havada kapıyorlar, çünkü ciddi hekim açığı var tüm dünyada” diye konuştu.

“İLAÇLARA ERİŞİMDEKİ SIKINTI GİDERİLMELİ”

Son zamanlarda bazı ilaçlara erişimde de sıkıntılar yaşandığına işaret eden TPK Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Aktuğlu Zeybek ise “Özellikle yurt dışından gelen ilaçlarda yaşıyoruz, tedaviler aksıyor. Bir dönem bu sıkıntıları yaşadık, ardından bolluk yaşadığımız bir dönem oldu. Şimdi yine yoka doğru gidiyoruz. Muadili olmayan ilaçlarda özellikle sorun yaşıyoruz. Dövizdeki oynamalar, düşük fiyat politikaları nedeniyle firmalar ilacı ülkemize getirmiyor ya da kardan zarar etmek istemiyorlar. Kendi ilacımızı üretemiyoruz, yurt dışı bağımlıyız. Kendi ülkemizde üretilenlerde de ham maddelerin getirilmesinde sorunlar var. Alternatif ilaçlar kullanmak zorunda kalıyoruz ama etkileri nasıl olacak hastalarda, bunu ileride göreceğiz. Özellikle metabolik ilaçlarda ilaç kapsamından çıkan bazı ürünler var. Böyle olunca ek ücret isteniyor, ithal ürünler bunların çoğu. Astım ilaçları, enfeksiyon ilaçlarında sıkıntılar oldu” dedi. Prof. Dr. Haluk Çokuğraş ise ülkemizdeki ucuz ilaç politikası nedeniyle Trakya’da Yunanistan, Bulgaristan’dan gelip bavul bavul ilaç alımı yaşandığını, reçetesiz satılmasının önüne geçilmesi gerektiği konusunda uyarılar yaptıklarını kaydetti.

“ÜNİVERSİTELERDE KADROLARIN YÜZDE 60-70’İ BOŞ”

Prof. Dr. Ömer Faruk Beşer ise tıp fakültesi öğrencileri arasında yüzde 50’ye yakınının yurt dışına gitmeyi planladığına işaret ederek şunları söyledi:

“Yetişmiş hekimlerden de var. Hali hazırda ülkemizde birçok şehirde, büyük şehirler de dahil olmak üzere, birçok branşta ve pediatrinin üst branşlarında hekime ulaşma sorunu var. Birkaç yıl içinde bu sorun daha da derinleşecek. 10 yıl önce Türkiye’nin ilk 50’si alınıyordu pediatri uzmanlığında, şu anda sıralama çok geriye düştü. En çok tercih edilen bir alandan, boşta kalmamak için yazılan bir branşa dönüştü. Dermatoloji, radyoloji en alttaydı eskiden. En üstte cerrahi, kadın doğum, çocuk beyin cerrahisi vardı. Şimdi kimse bu branşlara gitmek istemiyor. Önlemler alınırsa ülke olarak olumlu yönde faydalanacağız. Son 2 yıldır üniversitelerde çocuk gastroenteroloji, hematoloji bölümlerinde kadroların yüzde 60-70’i boş. Birkaç yıl içinde başka uzman yetişmeyecek, mecburi hizmete yollanamayacak. Urfa’da çocuk gastroenteroloji, hematoloji uzmanı yok örneğin. Birçok şehirde sıkıntı. Çocuk yoğun bakım için de geçerli bu durum. İstanbul’da bile sıkıntı söz konusu bu alanda. Üst ihtisas alanları bunlar."

Doç. Dr. Kenan Barut ise “Gelecekte kozmetolojide, plastik cerrahide, saç ekiminde bol bol doktor bulacağız ama ciddi bir operasyon geçirmesi gereken örneğin kanser olan çocuğunuza doktor bulamayacağız” dedi.