Metin Kurt / Aksaray / YENİÇAĞ
30 Ağustos Zafer Bayramının 102.yılı kutlamaları için buradayız 102 yıl önce Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları sadece yunana değil tüm emperyalist güçlere karşı kazandıkları zaferle bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atarken ezilen, Sömürülen, işgal altında yaşayan tüm dünya halklarına örnek oldular.
Kuzey Afrika’da, Balkanlarda , Suriye’de, Irak ta ,Filistin’de yıllarca savaşmış, evinden, ailesinden yurdundan yıllarca uzak kalmış, yorulmuş, umudunu yitirmiş bir ordudan, savaşan, mücadele eden, inanan, umut eden, vatanı için gözünü kırpmadan şehit olan yepyeni bir ordu yaratarak dünya tarihinde eşi benzeri görülmemiş büyük zaferi kazanan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını minnetle anıyoruz.
102 sene önce Mustafa Kemal ve arkadaşları sadece 7 düvele karşı savaşmadılar. İngiliz muhiplerine karşı, Amerikan mandacılarına karşı da savaştılar ve zafer kazandılar. Bugün hala varlıklarını sürdüren ingiliz muhiplerine ve amerikan mandacılarına buradan sesleniyorum. Sizler 102 sene önce emellerinize ulaşamadınız. Şimdide ulaşamayacaksınız. Gelecekte de ulaşamayacaksınız.
Bağımsızlığımıza göz diken dâhilî ve haricî bedhahlara bu meydandan haykırıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’ni temelleri öyle sağlam atılmış ki hiç kimse hiçbir güç bu ülkeyi ne Afganistan’a ne Irak’a ne de Suriye’ye benzetmesin. Savaş meydanlarında, yokluklar içerisinde kazanılan bağımsızlığımızı tehdit edecek hiç kimsenin tehdine boyun eğecek değiliz.
Bilerek ve isteyerek zenginin malına, mal katıp kendi zenginini yaratan, işçiyi, memuru, emekliyi, çiftçiyi fakirleştiren, yokluğa ve yoksulluğa mahkum eden AKP hükümetine Atatürk’ün gençliğe hitabesinin bir bölümünü okuyarak seslenmek istiyorum.
“Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasî emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve cumhuriyetini kurtarmaktır!”
Saygılarımla.