Biden kuyumuzu kazmaya devam ediyor
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, geçtiğimiz Perşembe, Harvard Üniversitesi’nde yaptığı dış politika konuşmasında, Anavatan Türkiye’yi bölgedeki IŞİD tehdidinden sorumlu tuttu. Obama Yönetimi’nin Suriye’de izlediği, bana göre yanlış olan, politikalarını savunan Biden, Suriye’de ılımlı muhalefete destek olunsaydı IŞİD’in ortaya çıkmayacağı düşüncesinin hayali olduğunu belirtti. Washington’ın bölgedeki “ılımlı” olduğu söylenen gruplara temkinli yaklaşmakla doğru bir karar verdiğini ifade ederek bu gruplara yardım eden Türkiye gibi ülkelerin sorunun ortaya çıkmasına neden olduğunu kaydetti. “En büyük problemimiz müttefiklerimiz” diyen Biden, konuşmasında şunları söyledi: “Bölgedeki müttefiklerimiz, Suriye’deki en büyük problemimizdi. Türkler, ki çok iyi dostumuzdur! Ve benim de uzun süre vakit geçirdiğim Erdoğan’la harika bir ilişkim var. Suudiler, Emirlikler vs... Ne yapıyorlardı? Esad’ı devirme ve bir Sünni-Şii vekalet savaşı çıkarmada çok kararlıydılar. Ne yaptılar? Esad’la savaşacak herkese yüz milyonlarca dolar para ve on binlerce ton silah akıttılar, El Nusra, El Kaide için destek olacak, dünyanın diğer yerlerinden gelen eylemcilerin aşırı unsurlarını kabul ettiler. Abarttığımı mı düşünüyorsunuz? Bir bakın. Bunların(yardımlar) hepsi nereye gitti? İşte şimdi olan ise birden bire herkes uyandı.” Kurban Bayramı’nın ilk günü gazetecilere açıklamalarda bulunan Anavatan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Biden’in Harvard Üniversitesi’nde yaptığı açıklamaları yalanlayarak, “Özür dilemezse Biden benim için tarih olur” dedi.
Bu açıklamanın ardından Biden, Erdoğan’dan ve Türkiye’den özür dilemek zorunda kaldı. Biden, göreve geldiğinden beri birçok gaf yapmış ve ertesinde de özür dilemek zorunda kalmıştır.
Biden’in Harvard konuşmasını analiz eden ABD’li uzmanlar, Biden’in “ulusalgüvenliksınırlarını” aşarak “devlet sırlarını” ifşa ettiğini vurgulamaktadırlar.
Bu arada Biden, Harvard’da yaptığı konuşmada Kıbrıs konusuna da değinmiştir. Biden’in IŞİD konusu yanında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Kıbrıs konusunda yürüttüğü müzakereleri de açıkça anlatması, devlet sırlarını ifşa edip etmediğitartışmasına ayrı bir boyut katmıştır. Türk basınına da yansıdığı gibi Güney Kıbrıslı Rum bir öğrencinin “ABD, Türkiye’nin Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’deki istikrarı bozucu rolünü nasıl değerlendirdi? Gelecek yıllarda bu ABD için potansiyel bir problem midir?” yönündeki sorusuna “Evet” diyerek başlayan Başkan Yardımcısı, şunları söyledi: “Ben kariyerimboyunca Kıbrıs konusuna Kongre’de geriye kalan herkesten daha çok derinden dahil olmuş biriyim. Arkadaşlarım; Joe Biden, o polis derler. Şaka değil. Yasa dışı işgalden beri bu konuyu tutkuyla takip ediyorum. Ama mesele şu arkadaşlar. Dediğim gibi dünya değişiyor. Üç şey oldu. Birincisi, Türkiye, Kıbrıs’ta askerinin olmasının kendisine bir menfaat sağlamadığını tam olarak anlamış durumda. İkincisi, Erdoğan işgali önemseyen tek kesimle bir kırılma yaşadı. Bu da (TSK) orduydu. Üçüncüsü, daha yeni (Erdoğan ile) bir tur görüştük ve iki şeyi yapıp yapamayacağımızı anlamak için Ankara’da beni yeniden görme taahhüdünde bulundu. Birincisi, üzerinde anlaşabileceğini söylediği, iki bölgeli, iki toplumlu adaya dayalı hangi çözüm? Ve (ikincisi) onun adına konuşmayacağım ama (Erdoğan), özellikle başta doğal gaz olmak üzere, sadece Türkiye’yi değil Yunanistan’ı da Rusya’nın enerjiyi bir silah gibi kullanmasından kurtarabilecek, Doğu Akdeniz’de ciddi bir boyuttaki doğal kaynakların avantajından yararlanmanın Türkiye için müthiş bir tek taraflı menfaat olduğunu bence anlamaya başladı.”
Geçtiğimiz hafta yazdığım “Biden Kuyumuzu Kazıyor” başlıklı köşe yazımda ABD Başkan Yardımcısı Biden’in azılı bir Türk düşmanı ve Yunan hayranı olduğunu belirtmiştim. Biden’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan özür dilemesi, ABD’nin bölgemizdeki çıkarlarının korunması adına yapılmıştır. Hem Biden, hem ABD Yönetimi kendi çıkarları söz konusu olduğunda her adımı atabilecek “ikiyüzlülük” içerisine girebilir. Bunlar için ABD çıkarları önemlidir ve hedeflerine ulaşmak için her yol mübahtır. Mecburiyetten yapılan “özür” bir yerlere not edilmiştir ve bunun hesabını ABD, Türkiye’den soracaktır. Biden kişisel olarak da Erdoğan’ı ve Türkiye’yi kara listesine almıştır. Bu özürünintikamını ilk fırsatta almaya çalışacaktır. Umarım Biden intikamını Kıbrıs üzerinden almaya kalkmaz. Rum-Yunan dostu Biden Türklere her türlü kötülüğü yapabilecek sapkınlıktan uzak bir psikoloji ve ön yargı içerisindedir. Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı iken zamanının çoğunu Anavatan Türkiye aleyhine kararlar almak üzere harcamıştır. Senato arşivi ve geçmişte verdiği düşmanca beyanatları okumanız Biden’in Türk düşmanlığının boyutunu anlamamıza yardımcı olacaktır.