Bazı insanlar kapalı alanlardan neden korkar

Bazı insanlar kapalı alanlardan neden korkar

Klostrofobi, toplumda bilinen adıyla kapalı alan korkusu; kişinin asansör, penceresiz oda, tren, tünel, uçak gibi kapalı alanlarda korkuya neden olan bir çeşit kaygı bozukluğu. İşte, kapalı alan korkusunun nedenleri?

Kapalı alanlarda kalp çarpıntısı, nefes almada güçlük, titreme, boğulma korkusu klostrofobinin belirtilerindendir. Yaşam kalitesini olumsuz etkileyen ve bireyde panik atak gibi başka rahatsızlıklara da yol açabilen klostrofobinin tedavi edilmesi oldukça önemlidir.

Psikiyatri Bölümünden Uzm. Psikolog Gözdem Özdem Akaydın, klostrofobi hakkında bilgi verdi.

Halk arasında kapalı alanda kalma korkusu olarak bilinen klostrofobi, aslında bir çeşit kaygı bozukluğudur. Klostrofobisi olan kişiler asansör, uçak, kilitli ve penceresiz odalar, mağaralar, tren ve araba gibi kapalı alanlarda bulunmaktan hoşlanmazlar.

Genellikle, klostrofobinin iki önemli semptomu olan kısıtlama korkusu ve boğulma korkusu üzerinden durulur. Klostrofobikler bir bölgeye kısıtlandığı zaman, boğulma korkusu yaşar ve sınırları içinde hava eksikliği olabileceğine inanırlar.

Birçok farklı durum veya duygu klostrofobiyi tetikleyebilir. Bazı durumların yalnızca düşünülmesi bile tetikleyici olabilir.

BELİRTİLERİ NELERDİR?

Klostrofobi belirtileri diğer anksiyete-kaygı bozukluğu belirtileriyle örtüşür.

Klostrofobi yaygın olarak görülen;

Kalp çarpıntısı,

Titreme,

Nefes almada güçlük gibi belirtilerle fizyolojik sorunlara yol açabilir.

Klostrofobisi olan kişilerde, panik ataklar yaygın bir şekilde görülür.

Panik atak yaşayan kişide şu belirtiler ortaya çıkar:

Göğüs ağrısı,

Ağrıya eşlik eden göğüste sıkışma hissi,

Mide bulantısı,

Midede kelebek uçuşması hissi,

Ağız kuruması.

Terleme,

Titreme,

Sıcak basması hissi,

Nefes almada zorluk,

Boğulma hissi,

Ayrıca klostrofobisi olan bireyler yukarıdaki semptomlara ek olarak;

Kontrolü kaybetme,

Bayılma,

Ölme korkusu da yaşayabilirler.

NEDENLERİ NELERDİR?

Kişiden kişiye farklılık gösteren klostrofobinin kesin nedenleri belli değildir. Ancak çocukluk travması ve genetik yatkınlık olasılıkları üzerinde durulmaktadır.

Genetik: Klostrofobiye yol açan diğer bir neden de genetik olabilir. Nitekim 2013 yılında yapılan bir araştırmada, klostrofobisi olan bireylerde GPM6A genindeki bir mutasyonun daha sık olduğu saptanmıştır.

Çocukluk travması: Çocukluk çağında cezalandırma nedeniyle ya da farklı nedenlerle çocuğu kapalı bir odada kilitlemek, ilerleyen yıllarda klostrofobinin gelişmesine neden olabilir.

DOKTORA BAŞVURULMALI

Kişinin işlevselliğini sınırlayan veya yaşam kalitesini düşüren herhangi bir anksiyete (kaygı) halinde mutlaka bir psikiyatri uzmanına başvurulmalıdır. Kapalı alan korkusunun panik ataklara ve sosyal fobiye dönüşmesi halinde zaman kaybedilmeden uzman yardımı alınmalıdır. Akabinde mutlaka alanında uzman bir psikoterapist ile çalışılmalıdır.

KLOSTROFOBİYİ YÖNETMENİN YOLLARI

Nefes egzersizleri,

Görülen, duyulan, dokunulan, koklanabilen ve tadılan şeylere odaklanmak yani beş duyunun kullanılması kaygıyı azaltmaya yardımcı olur.

Alanında yetkin bir psikoterapist, kişide kaygı arttığında yukarıda sıralanan tekniklerin en iyi şekilde nasıl uygulanabileceğini öğretebilir.