Peşmergebaşı Mesut Barzani, ağzından zehir saçmaya devam ediyor...
Le Figaro gazetesinin sorularını yanıtlayan Barzani, "Kürtlerin bağımsızlık ilan etme zamanı geldi. Ancak Irak'tan barışçıl bir şekilde diyalog ve müzakere yoluyla ayrılmak istiyoruz" dedi.
İşte Barzani'nin Le Figaro'ya verdiği söyleşi:
LE FIGARO: Musul'u IŞİD'den özgürleştirecek operasyonun sonuna yaklaşılıyor. Kenti daha sonra kim yönetmeli?
Mesut BARZANİ: Peşmerge'nin Irak güçleri ile katıldığı savaş çok zorluydu. Musul'un batısının tümüyle özgürleştirilmesi hala güç olmasına rağmen, iyi sonuçlar elde ettik. Elbette IŞİD'in yenilmesi, İslam Devleti'nin sonu anlamına gelmiyor, başka bir isimle devam edeceklerdir. Eğer IŞİD'in bölgede bulunma nedenleri ortadan kalrıdılmazsa İslam Devleti tehdidi de sürekli olacaktır. Musul'un yönetimine, IŞİD girmeden önce sayıları 250 bini bulan Kürtler dahil, tüm bileşenler katılmalı. Musul Vilayet Konseyi, kentin yönetiminden sorumlu olmalı. Ama bu yönetim çok karmaşık ve Bağdat yönetimi tek başına bu beceriye sahip değil. Bu kentte sunniler, hristiyanlar, yezidiler, Şabaklar da var. Bu azınlıkların da, IŞİD yönetiminde çektiklerini çekmemeleri için, yönetime girmesini garanti eden bir anlaşma imzalamalıyız.
LF: Peşmerge Musul'un güvenliği için IŞİD sonrası bir rol oynamalı mı?
BARZANİ: Kürt savaşçıları Musul'da polis rolü oynamayacaklar. Ama polisin ve yerel halkın gücünü aşan tehditlere karşı Irak ordusuna yerel destek verebiliriz. Kente dışarıdan bir gücün girmesini engelleyecek bir güç oluşturmalıyız. Ayrıca yeniMusul Valisi'nin belirleneceği seçimlerin de güvenliğini sağlamalıyız. IŞİD'in Musul'da yeniden doğuşunu engelleyen koşullar bunlar.
LF: Bağdat'ın Musul'un yeniden yapılandırılması planı var mı? Yabancı güçlerin kentin özgürlüğüne kavuşmasından sonra kalmasını isteyecek misiniz?
BARZANİ: Musul'un yeniden yapılandırılması Bağdat yönetiminin kapasitesini aşar. Bu uluslararası güçlerin desteğini gerektirir. Çünkü IŞİD'den sonra da terör karşıtı operasyonlar sürecektir. Teröre karşı hala yapılacak çok iş var. Bu nedenledir ki, yabancı güçlere IŞİD'in yenilmesinden sonra kentin etrafında kalmaları çağrısı yapıyorum. Hem kentin yeniden yapılanması hem de azınlıkların arasındaki uzlaşmayı sağlamak için kalmalılar. Aksi taktirde Amerika'nın, durum hala kırılgan olduğu halde, 2011'de Irak'ı terketmeleri ile yapılan hatayı tekrarlamış oluruz.
LF: Fransız ordusundan kalmalarını mı istiyorsunuz?
BARZANİ: Kalmalarının hepimizin yararına olduğuna inanıyorum. Kusursuz bir askeri işbirliğimiz ve istihbarat alışverişimiz var. Bunu terörizme karşı korumalıyız.
LF: Musul etrafında konuşlanan Şii milisleri ne yapmalı?
BARZANİ: Musul'un bağımsızlığının ardından Halk Hareketi bölgeyi terketmeli. Adamları ise saldırıdan önce nerede iseler o pozisyona geri dönmeli. Artık onlara ihtiyacımız olmayacak. Her güç, 17 Ekim'de başlayan operasyondan önceki pozisyonuna geri dönmeli.
LF: Peşmergeler de mi buna dahil?
BARZANİ: Peşmerge 16 Ekim'de nerede mevzilenmişse orada kalacak. Bu pazarlık konusu edilemez. Bu tarihten sonra bölge, Kürt savaşçılar sayesinde özgürlüğüne kavuştu. Bölge halkı kendilerini kimin koruyacağını soruyor. Güvenlik garantisine ihtiyaçları var. Bağdat'la varmayı umduğumuz yeni anlaşmada Peşmerge'nin nerede kalacağına, nereden gideceğine karar vereceğiz. Eğer Bağdat bize yeterince garanti veremezse, halkı yüzüstü bırakamayız. Ayrıca bizimle Bağdat arasında tartışılan diğer bölgelerde de halkın referandumla kiminle kalacağına karar vermesini istiyoruz. Bu nedenle Şii milislerin bölgede kalmasının hiçbir meşruiyeti yoktur. Eğer Bağdat taahhütlerine uysaydı, bölgedeki problem çoktan çözülmüş olurdu. Anayasa'nın 140'ıncı maddesi çok açık. Bölgedeki bir anlaşmazlık referandumla giderilerek koşulların normale dönmesi sağlanır.
"Kerkük Kürdistan'dır"
LF: Evet ama siz Kerkük gibi bazı bölgelerde ilerlediniz. Bu petrol kentini elde tutmak için nereye kadar ilerlemeye hazırsınız?
BARZANİ: Bu konuştuğunuz bölge tümüyle Kürt bölgesidir. Biz kimsenin toprağını almadık. Kerkük Kürdistan'dır. Tarihi ve coğrafi olarak bu konuda hiçbir şüphe yok. Ama bu Kerkük'ün tümüyle Kürtler'e ait olduğu anlamına da gelmez. Hristiyani arap, Türkmen ve Kürt bütün kent sakinlerine aittir. Orada bir monopol uygulamak istemiyoruz. Referandum yapılmalı ve tüm taraflar bu sonuca saygı göstermeli. Ama bu andan itibaren askeri ya da politik gruplar bölgede valıklarını dayatmak isterlerse, haklarımızı korumak için bütün gücümüzü kullanırız.
"Kürtler'in bağımsızlık süreci başlamıştır"
LF: Bağımsızlık için yıl sonuna kadar bir referandum organize etmek istiyorsunuz. Bağdat'ta Başbakan Haydar El Ebadi, önceden izin almanız gerektiğini söylüyor. İzin isteyecek misiniz?
BARZANİ: Bizim referandumumuz Kürtler için mutlak bir haktır. Kimseden izin almaya ihtiyacımız yok. Bağdat ile gireceğimiz uzun müzakerelerin ardından, halkımızdan yetki almak için bu referanduma ihtiyacımız var. Kürtlerin bağımsızlık zamanı geldi. Ama Irak'tan diyalog ve müzakere yoluyla, barışçıl ayrılmak istiyoruz. Bir asırdır Irak'ın toprak bütünlüğünü korumaya, Bağdat'ın gerçek bir partneri olmaya çalıştık. Karşılığında ne bulduk ? 4 bin 500 köy yok edildi, kimyasal gaz kullanıldı, 10 bin kişi öldürüldü. 2003'ten sonra bize haklarımızı verecek bir Anayasa ile yeni bir sayfa açılacağına inandık. Ama Bağdat finansal yardımları kesti. Sözler tutulmadı. Biz sadece iyi komşu olmak istiyoruz. Bağımsız Kürdistan sorunları artırmaz, sorunları çözer. Bizi bağımsızlığa götüren süreç başlamıştır. İlk etap referandum olacaktır. Ama elbette bu bir kaç günde olacak bir süreç değil.
LF: Bunun için uluslararası topluluktan garanti aldınız mı?
BARZANİ: Karar Kürt halkı tarafından alınacaktır. Eğer uluslararası toplumun bize bunu hediye etmesini beklersek, Kürt Devleti hiçbir zaman kurulamaz.
LF: Bağdat'ın yardımı olmadan bağımsızlığınızı sağlama olanaklarınız var mı?
BARZANİ: Hiç önemli değil, Ertesi gün boğulsak bile bizim önceliğimiz Kürt halkının kararıdır. Katliamlardan ve savaşlardan yorulduk. Artık Kürtler kim olursa olsun, kimseye bağımlı olmayı kabul etmeyecektir.
LF: Müstakbel Fransa cumhurbaşkanına mesajınız ne olurdu?
BARZANİ: Fransa'nın Kürt davasına desteğini sürdürmesini istiyorum. Unutmayın ki Hollande Kürdistan'ı iki kez ziyaret etti. Bu bizim için büyük bir mutluluktur. Halefinden de, günü geldiğinde, Kürdistan'ın bağımsızlığını tanımasını, ya da sürece engel olmamasını diliyorum.
