Şok rapor dünyayı salladı! Amerika- Çin geriliminde yeni boyut

Şok rapor dünyayı salladı! Amerika- Çin geriliminde yeni boyut

Amerika ve Çin arasındaki ‘koron virüsün kimden çıktığı’ savaşı, yeni bir boyut kazandı. CIA tarafından ortaya çıkarılan raporda, Çin hakkında dikkat çeken ifadeler yer aldı.

Korona virüsün nasıl ortaya çıktığına dair tartışmalar devam ediyor. Amerika, virüsün Çin tarafından üretildiğini savunurken, Çin virüsün tamamen doğal kaynaklardan ortaya çıktığını aktarıyor. Geçtiğimiz günlerde açıklamalarda bulunan Dünya Sağlık Örgütü de virüsün doğal yollardan ortaya çıktığını açıklamıştı. Ancak CIA, DSÖ ve Çin Devlet Başkanı Şi Jinping arasındaki geçen diyalogla ilgili detaylar paylaştı.

CIA raporlarında, Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’in DSÖ’yü arayarak, korona virüsün salgın olarak dünyaya ilan edilmesinin süresini uzatmaya çalıştığı aktarıldı.

Ancak DSÖ, bu iddiaları da yalanladı. DSÖ yetkilileri, Çin Devlet Başkanı ile böyle bir diyaloğun gerçekleştirilmediğini savundu.

TRUMP, KAYNAĞI KESTİ

ABD Başkanı Donald Trump, 'Çin-odaklı' olmakla suçladığı WHO'ya Mart'ta kaynak aktarmaya son verdi. Çin'in salgının başlangıcındaki politikası geniş bir kesim tarafından eleştirildi.

Hükümet, dünyayı uyarmaya çalışan doktorları susturdu, salgını ABD ordusunun başlattığını öne sürdü ve Associated Press ajansına göre insanlar Wuhan'dan kaçıp virüsü tüm dünyaya yayarken salgını altı gün boyunca gizledi.

Çin, 24 Ocak'la 29 Şubat arasında 2 milyarı maske olmak üzere 2,5 milyar adet kişisel koruyucu malzeme ithal etti. Salgın neredeyse tüm dünyaya ve Çin'e malzeme satan ülkelere de yayılınca bu kez ABD dahil bu ülkelere tıbbi malzeme yardımı kampanyasına girişti.

Çin 31 Aralık'ta Dünya Sağlık Örgütü'ne vatandaşları arasında yeni tip bir korona virüsün görüldüğünü bildirdi, ABD'yi 3 Ocak'ta resmen bilgilendirdi.

20 OCAK’TA AÇIKLANDI

Pekin 20 Ocak'ta virüsün insandan insana geçmeye başladığını açıkladı. WHO'da kamu sağlığı acil durumu ilan edilip edilmemesi konusunda 22 ve 23 Ocak'ta iki oylama yapıldı ama komisyon bir karara varamadı. Acil durum ilanı 30 Ocak'ta çıktı.”  

CIA'in raporu, 1 Mayıs tarihli ABD İç Güvenlik Bakanlığı raporunun hemen ardından yayınlandı. Geçen hafta Associated Press haber ajansının ele geçirdiği raporda, Çinli liderlerin Ocak ayının başında salgının 'ne kadar ciddi olduğunu kasten sakladığı yazılıydı.

Rapora göre, Amerikalı yetkililer Çin'in tıbbi malzeme stoklamak için korona virüsün ne kadar bulaşıcı olduğunu ve salgının kapsamını gizlediği görüşünü taşıyordu.

ÇİN HAKKINDA ŞOK İDDİA

Gizli olmayan ancak üzerinde 'sadece resmi kullanım için' ibaresi bulunan İç Güvenlik Bakanlığı raporu, Çin'in k

orona virüsün ne kadar ciddi olduğunu gizlerken tıbbi malzeme ihracatını azalttığını, ithalatıysa arttırdığını kaydediyordu.

Raporda Çin'in salgının gerçek boyutunu, 'ihracat kısıtlamaları olduğunu inkar ederek, ticaret verilerini saklayarak ve geciktirerek' örtbas etme girişiminde bulunduğu aktarılmıştı.

Rapora göre Çin, yurt dışından tıbbi malzeme ithal etmek amacıyla, Ocak ayının büyük çoğunluğu boyunca Dünya Sağlık Örgütü'nü korona virüsün 'bulaşıcı' olduğu yönünde bilgilendirmekten kaçındı.

Çin'in bu dönemdeki yüz maskesi, cerrahi koruyucu giysi ve eldiven ithalatı hızla arttı. Rapora göre bu bulgular, Çin'in ithalat ve ihracat çizgisindeki değişikliklerin normal olarak kabul edilen aralıkta seyretmediğine ilişkin yüzde 95 oranındaki olasılığa dayanıyor.

TRUMP ATEŞLEDİ 

ABD ve Çin arasındaki kapışma, son haftalarda dünyanın bir numaralı gündemi. Washington'dan Pekin'e yönelik suçlamalar, ilk olarak ABD Başkanı Trump'ın korona virüsü 'Çin virüsü' olarak tanımlamasıyla başladı.

Daha sonra ise Vuhan kentinde yer alan Viroloji Enstitüsü'nü hedef alan iddialar, ABD yönetiminin en üst düzey isimleri tarafından dile getirilmeye başladı.

Nisan ayında ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun, virüsün dünyaya nasıl yayıldığı konusunda bir incelemenin başlatıldığını duyurması sonrası, Trump da düzenlediği bir basın toplantısında konuya değindi.

Başkan Trump, virüsün doğal yollarla yayılmış olabileceği teorilerine değinmeden, "Bir hata sonucu mu bu salgın kontrollerinden çıktı, yoksa bunu kasten mi yaptılar?" ifadesini kullandı. Trump, "İlişkilerimiz çok iyi gidiyordu. Bir anda bu ortaya çıktı. Çok ciddi bir değişim bu. Çin'e kızmalı mıyız diye sorarsanız cevabım gayet gür bir sesle 'Evet' olurdu" dedi.

Bu açıklamaya cevaben, Viroloji Enstitüsü'ndeki P4 Laboratuvarı'nın başında olan Yuan Zhiming, devlet televizyonunda yer alan röportajında "Virüsün bizden yayılmış olması olasılığı yok" ifadesini kullandı.

Aynı dönemde CNN televizyonu konuyla ilgili istihbarat kaynaklarına dayanan haberinde, Amerikalı yetkililerin virüsün bir 'biyolojik silah' olarak geliştirildiğine inanmadıklarını ancak Covid-19'un buradan kazayla yayıldığı ya da burada çalışan bir kişinin hastalığı başkalarına da bulaştırmış olabileceği ihtimalini araştırdıklarını kaydetmişti.

Nisan ayının son gününe gelindiğinde, ABD Ulusal İstihbarat Direktörlüğü nadir görülen bir açıklama yaptı ve virüsün kökeni konusundaki farklı ihtimalleri hâlâ değerlendirdiklerini ama Covid-19'un 'insan eliyle üretilmiş ya da genetiğiyle oynanmış bir virüs olmadığını saptadıklarını' açıkladı.

Bu açıklamayla Amerikan istihbarat örgütleri ilk kez açık ve net bir şekilde virüsün bir biyolojik silah olduğu yolundaki - hem ABD hem de Çin'de dile getirilen - komplo teorilerini reddetmiş oldu.

Donald Trump aynı gün Beyaz Saray'daki basın toplantısı sırasında gelen "Virüsün kökeninin Vuhan Viroloji Enstitüsü olduğuna kuvvetle kanaat getirmenizi sağlayan bir kanıt gördünüz mü?" sorusunu, "Evet, gördüm. Dünya Sağlık Örgütü utanmalıdır çünkü Çin'in halkla ilişkiler ajansı gibi davranıyorlar" diye yanıtlamıştı. Daha sonra bu iddiasını neye dayandırdığı sorusuna, "Size bunu söyleyemem. Söyleme iznim yok" diye cevap verdi.

Pekin yönetimi ise, virüsün laboratuvarda üretildiği iddialarını, Beyaz Saray yönetiminin, dikkatleri ülke içi sorunlardan başka yere çekmek için yaratıldığını söyleyerek defalarca reddetmişti.

Çinli bilim insanları virüsün büyük olasılıkla Vuhan'daki bir vahşi hayvan pazarından yayıldığını savunuyor. Fakat istihbarat örgütlerinin açıklaması, virüsün Vuhan'da bulaşıcı hastalıkları araştıran bir laboratuvardan 'yanlışlıkla' sızmış olabileceği tezini reddetmiş değil.

Bu senaryo özellikle ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo tarafından dile getirilmişti. Çin'in bu laboratuvara yabancı uzmanların girip inceleme yapmasına izin vermesini isteyen Pompeo, ülkedeki diğer laboratuvarların güvenli olup olmadığını sorgulamıştı.

İlerleyen günlerde Pompeo, katıldığı bir televizyon programında, korona virüs salgınının Çin'de bir laboratuvardan yayıldığı iddiasını tekrarladı ve "Çıkış yeri konusunda çok büyük kanıt var" dedi. ABC televizyonunda konuşan Pompeo, bu iddiasını hangi kanıtlara dayandırdığına açıklık getirmedi.

Bunun yerine Pompeo, Pekin'in standartları düşük laboratuvar işletmek konusunda kötü bir geçmişi olduğunu savundu ve "Çin laboratuvarı nedeniyle dünya ilk kez bir virüsle karşı karşıya kalmıyor" dedi. Pompeo, virüsün 'kaza ile mi, planlı olarak mı yayıldığına' ilişkin soruya ise, "Çin Komünist Partisi'nin işbirliğini reddetmesi nedeniyle yanıt verilemediğini" savundu.

Ancak Pompeo'nun iddialarındaki sertlik zaman içerisinde yumuşadı. Önceleri bu iddiayı destekleyen 'dev kanıtlar' gördüğünü söyleyen Pompeo, daha sonra bu söylemi yumuşatıp 'önemli kanıtlar' gördüğünü anlattı.

Pompeo, 8 Mayıs Cuma gününe gelindiğindeyse iddialarından geri adım attı. Katıldığı bir radyo söyleşisinde önce, "Laboratuvarın çevresinden geldiğine yönelik kanıtlar var ama bu yanlış olabilir" dedi. ABD Dışişleri Bakanı, daha sonra katıldığı bir başka radyo söyleşisinde ise, "ABD'nin virüsün bir laboratuvardan çıktığına dair kanıtlar gördüğünü ancak durumun bu olmayabileceğini" belirtti.