BAE kendini “Arap Baharı”ndan soyutluyor!
Birçok Arap ülkesinde, trajik gelişmeler olurken, Birleşik Arap Emirlikleri’nde “huzur” kendini gösteriyor.
Nitekim, BAE’nın 40. kuruluş yıldönümü, muhteşem törenlerle kutlanırken, sakinlere de maddi bakımdan büyük kolaylıklar sağlanıyor.
40. yılını kutlayan “çöldeki federasyon”da, Emir Şeyh Halifa bin Zayed Al Nahyan’ın maaşlara yüzde 45 oranında zam yapması, bu arada borcunu ödeme güçlüğüne düşen halka da, 3 milyar dolar civarında fon ayırması 40. kuruluş yıldönümünü ve coşkulu törenleri adeta taçlandırıyor.
Tam bir huzur...
Birkaç ay kadar önce de, emekli subay ve üst zevatın maaşlarına yüzde 50 zam yapıldığını hatırlayanlar, her şeyden önce “Arap Baharı” nın ateşinin burada “sönük” olduğunu da düşünüyor.
Gerçekten de, zaten bir “küreselleşme” sürecini yaşayan BAE’nın, tam bir “huzur” ve “refah” içinde olduğu hemen anlaşılıyor.
Her ne kadar, geçmişteki ekonomik krizin, federasyonun ikinci büyük Emirliği Dubai’yi sarstığı biliniyorsa da, buna Abu Dabi tarafından yapılan 20 milyar dolarlık acil yardımın, bir “cankurtaran simidi” olduğu da zihinlerden silinmiyor.
Aslında, nerden bakılırsa bakılsın, BAE’nın “Arap Baharı”ndan soyutlandığı anlaşılıyor.
BAE’da kaldığımız süre içinde, görüştüğümüz bütün bakanlar ve yüksek dereceli zevat, ülkenin daha da “güvenli” ve “müreffeh” olmasını istiyor ve çabalıyor.
Öyle olağanüstü projelerden bahsedildi ki, yakın zamanda BAE’nın “süper devletler” kategorisinde yer almaması için bir neden bulunmuyor.
Muhteşem hedef
Zaten, denizin doldurulup, Yas ve Saadiyat adacıklarının oluşturulması, üzerinde de şimdiden milyarlarca dolarlık proje uygulamalarına geçilmesi bile BAE’nın hedefini sergiliyor.
Öte yandan, kurulmakta olan sanayi şehri Masdar, ağır teknoloji içeren bir üs olmaya aday gösteriliyor.
Aslında, Dubai’deki, 128. katına çıktığımız Halifa Kulesi ve yelken biçimindeki ünlü oteli Burç el Arap, her şeyi çok güzel ispatlıyor.
İstikbal turizmde
Yeri gelmişken, BAE’nın petrol, doğal gazda geliri ve ticari faaliyetlerinin yanı sıra istikbalinin turizmde de yattığı öne sürülüyor.
Sadece, Şeyh Zayed’in adına yaptırdığı muazzam camii ziyaret edenlerin, gün geçtikçe arttığı beyan ediliyor.
Abu Dabi’deki muhteşem cami, Arap, Hint, Selçuklu mimarisinin birçok karakteristiğini topluyor.
Uzaktan, Taç Mahal’i andıran, tümü mermerden yapılan ve bazı süslemelerinde İznik çinisi kullanılan Şeyh Zayed Camii dünyanın 4. büyük Müslüman ibadethanesi sayılıyor.
Abu Dabi’de, dünyanın en yüksek “eğri kulesi”nin bile hizmete açıldığını belirtirsek, alınan mesafenin büyüklüğü kendiliğinden ortaya çıkıyor.
Çarpıcı örnekler
Süper gelişmeye en çarpıcı örnek ise, daha 40-50 sene önce, develer üstünde sahrada gezinen, balıkçılıktan geçinen BAE’lıların şimdi, insansız uçak yapabilecek imkanlara sahip olması gösteriliyor.
Çölde, 7 Emirlilikten oluşturulan BAE’nın aldığı mesafeyi çok iyi kavrayan ve değerlendiren Türkiye Büyükelçisi Vural Altay, dost ülke ile olan politik, ekonomik ilişkilerimizin gün geçtikçe geliştiğini ifade ediyor.
Zaten, rakamlar da bunu teyit ediyor.
Ne var ki, BAE ile ilişkilerin daima sıcak tutulması ve özellikle karşılıklı davetlerin sıkı sık gerçekleştirilmesi gerekiyor.
BAE’de Türk firmalarınca üstlenilen projeler: Yaklaşık 7 milyar doları buluyor.
Bazı çarpıcı rakamlar
Gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH):248 milyar dolar
Büyüme oranı: %2.6
Nüfus: 6,5 milyon
Kişi başına GSYİH: 38 bin dolar