Aydil Erol ve Ziya Gökalp...
Sevgili okuyucum, Aydil Erol 1950’li yıllardan beri eserleriyle Türk kültürüne, Türklüğün esenliğine hizmet eden değerli bir aydınımız. Hâlâ insanımızı bilgilendirmek için çırpınıp duruyor. Bana ulaşan her yazısı kısa ve çarpıcı. Sevgili Aydil “Gazze, Mısır” diye hömkürenlere bakınız ne diyor:
“Söyleyin! Televizyonlarda Arapların biz Türkler için ağlayanını gördünüz mü? Karabağ’da Türkler katledilirken, Adeviye meydanında gösteri yapan Mısırlı gördünüz mü siz hiç? Kerkük’te Türkmen katliamı yapılırken, Gazze’de sokaklara dökülen Filistinli gördünüz mü hiç? Ya da, Doğu Türkistan’da Türkler katledilirken, ‘Müslüman Kardeşler’neredeydi; hiç merak ettiniz mi? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni tanıyan bir tane Arap ülkesi gösterebilir misiniz? Söz konusu TÜRK olunca, neden ortada ‘Müslüman Kardeşliği’ diye bir kavram kalmıyor; nedenini hiç merak ettiniz mi?”
İşte sevgili Aydil bizi böyle sarsıyor... Geçenlerde Prof. Dr. Sayın Yusuf Halaçoğlu’nun tarihî bir tespitini gönderdi. Sayın Halaçoğlu’nun bu tespitini ibretle okuyalım efendim:
“Anadolu Selçuklu Devleti’nin çöküşüyle birlikte Anadolu’da Tevaif-i Mülük adı altında onlarca beylik kuruldu. Bu beyliklerin hepsi Türk beylikleriydi. Devletin yıkılışı dönemindeki güçsüzlüğünü göz önüne alacak olursanız, biraz gücü olan her kesimin bir beylik kurarak, kendi varlığını ispat ettiğini görürüz.”
“Madem ki, Anadolu Kürtlerin kadim yurtları ise, böyle bir rahat dönemde neden bir beylik kuramadılar? Nüfusları mı yeterli değildi; yoksa burada değiller miydi?”
“Tarihte bu gibi devletlerin çöküş dönemlerinde fırsattan istifade ederek birçok devletçikler kurulmuştur. Tabii devlet kurma kültürünüz varsa... Nitekim Anadolu’nun en küçük beyliği, Söğüt’te kurulmuştu. O kadar az bir nüfusla Kayı’lar bir beylik kurmuşsa, bugün Anadolu’nun Kürdistan olduğunu söyleyenler, o dönemde neredeydiler?”
Sayın Halaçoğlu, öyle bir soru sormuşsunuz ki; bu sorunuzun muhatapları, size gerçek bir yanıtı asla veremezler...
Ve Ziya Gökalp! Efendim Millî Düşünce Merkezi bir Akademi gibi çalışıyor. 25 Mart 2015 tarihinde Merkez’in “Ziya Gökalp Salonu” nda, Prof. Dr. Sayın Hüseyin Akyüz; “Ziya Gökalp’in Düşünce Dünyası” konulu bir konferans verdi. Harika bir sunumdu. Bir-kaç cümleyle ifade edersek; şöyle dedi Sayın Akyüz: “Yavuz Sultan Selim, Mısırlı mollaları getirmesiyle Türkler geri plana çekildi”, “Ziya Gökalp bütün düşüncesini medeniyet kavramı üzerine oturtur”, “O, Durkheim’den kültür tanım ve değerlerini değil; sadece sosyoloji metodolojisini aldı.”, “Kültür bir millete mahsustur. Kültür dildir sanattır, estetiktir”, “Gökalp İstanbul Darülfünunun’da sosyoloji bölümünü kurdu.”, “Gökalp; Nemrut Mustafa Paşa divanında ‘Ermeni soykırımı yoktur; mukatele (karşılıklı ölümler) vardır. Ben bu mahkemeyi tanımıyorum. Türk milletine hakaret edemezsiniz’dedi. Aynı tavrını Malta’da da sürdürdü”, “Terbiye bir milletin vicdanında yer alanları anlatır”, “Yönetimle bilim; siyasetle bilim birbirlerinden ayrılmalıdır”, “Üniversite emirlerle düzeltilemez”, “Ziya Gökalp toplumcuydu”, “Onun için Oğuz birliği en yakın amaçtır”, “Gökalp, vatandaşlığa dayalı millet tarifini kabul etmez.”
Değerli okurum, Sayın Akyüz gerçekten bir Ziya Gökalp uzmanı. Konferansın tamamını yakında Merkez’in internet sitesinden izleyebilirsiniz.
Ve yine kısa bir siyaset haberi... Efendim, çalışkanlığıyla ve ‘bir halk adamı’özelliğiyle tanınan değerli Merkez Valimiz Sayın Muammer Muşmal, MHP’den Konya aday adayı. Sayın Muşmal’ı, 2005 yılında Elazığ Valiliği sırasında tanıdım. Kendisiyle barışık, harika bir insan. Bu seçkin vatan evladına siyasette başarılar diliyor; Türk varlığının umudu MHP’nin iktidar koşusunu alkışlıyorum.
Esen kalın efendim.