Ata'yı kemirmek

Bazen insan aklı duruyor. Aklımın durma gerekçesi kafamda dolaşan “neden, neden” soruları. Aslında bu soruların yanıtları çok açık olmasına karşılık ulaştığım nokta beni çok üzüyor ve gönlüm bunu kabullenmek istemiyor.
Mesela bir insan memleketini neden sevmez? Yanıtı, ya satılmıştır, ya da yaşadığı topraklara, komşularına kardeşlerine düşmandır.
Mesela bir politikacı neden kendi seçmenine karşı yalan söyler? Yanıtı basit, biraz daha ısıttığı koltuktan kalkmamak, zengin olmak, ya da birilerine alet olduğu için.
Ne hikmetse Atatürk’ün ölüm yıldönümüne yakın bir tarihte Mustafa diye bir film devreye sokuldu. Tüm Atatürk düşmanları bu filme övgü yağdırdı. AB, ABD ve Arap ajanları, filme övgü yağdırdılar. Oysa filmde daha önce de vurguladığım gibi içten içe Atatürk’ün imajını tahrip vardı. Yok, Atatürk Vahdettin’in emriyle Anadolu’ya gitmiş, yok korkakmış, yalnızmış gibi.
Bu sistem bana yıllar önce atv’de çalışırken Amerika’da elimize geçirdiğimiz bir videonun içinde verilen öneri ve tavsiyeleri hatırlattı. O videoda konuşan bir imam gecelik takkesi ve entarisiyle cemaatine konuşurken, “Adalete, askere ve siyasete nasıl gizli gizli sızacaklarını, bu kurumları ve kuralları beş övüp bir çaktırmadan yererek insanların kafalarını nasıl bulandıracaklarını” öğütlüyordu.
İşte bugün aynen bu metot uygulanıyor. Aynen tüm kurumlara bu şekilde sızılıyor. Atatürk ve devrimleri yok edilmeye çalışılıyor. Önce Latife Hanım, şimdide Mustafa. Onun devrimleri, mücadelesi insani yanı anlatılıyor ayağına verdiği mücadele küçültülüyor, zedelenmeye çalışılıyor.
Yapın beyler yapın, ananızı, babanızı, dedenizi ve geçmişinizi yok edin. Ben babamın, dedemin, atalarımın bana bıraktığı değerleri ve vatanımı kalan üç-beş yıllık ömrüm boyunca da koruyup kollamaya devam edeceğim. Elin gâvuru bizim kadar bile olmayan üç-beş yıllık geçmişine maden bulmuş gibi sahip çıkarken, asırlara dayanan geçmişinizi, ananızı, babanızı karalayın.
Bugün sizlerin dikkatini çekmek istediğim ikinci konu, AKP iktidarındaki gelişmeler. Farkında mısınız, Tayyip bey bir zamanlar haftada iki kez ziyaret ettiği Avrupa ülkelerinden ayağını kesti. Sanki artık gerçek yüzünü göstererek, Batı yerine velinimetleri olan Araplara yöneldiler. Akılları sıra Türkiye’nin tüm hızıyla girdiği ekonomik krizden onların parasıyla kurtulacaklar. Unuttukları nokta bu kriz onların da servetini eritiyor. Petrol gelirleri de iniyor.
Ekonomik kriz deyince aklıma geldi. Şu anda halktan gizlenen kriz büyük bir hızla derinleşiyor. İşten çıkarılan işçilerin sayısını şu bizim holding danışmanı ekonomi uzmanları nedense bir türlü adam gibi irdelemiyor. Bir krizi görmek istememek, bunalım için panik yaratmaktan kaçınmak da bunalımı küçümsemek kadar tehlikeli. Nedeni çok açık.
Bu kriz ABD’de iki yıl önce başladı ve giderek hızlanıp şu andaki noktaya ulaştı. Türkiye’de ise bu kriz bu yaz, ABD’nin iki yıl önce başladığı noktadan başlayıp, altı ay kadar kısa bir sürede hızla gelişti ve inanın şu anda Amerika ve Avrupa’da yaşanan düzeyin önüne geçti. Hükümet bunu istediği kadar gizlesin, krizin patlama süreci bence ocak veya şubat aylarında bir felaket olarak gelişecek. Amacım felaket tellallığı yapmak değil, yalnızca uyarmak.
Kaç fabrika kapandı, kaç işçi çıkarıldı? Basın kuruluşları bile bu krizi hissediyor. Patronlar öncelikle ekonomik önlem diye ellerindeki gazete ve televizyonlardan adam çıkarıyor. Önceki ekonomik krizlerde bunu gördük. Bu da ellerindeki basının kendi yağıyla kavrulma gücü olmadığını ve bu kuvveti kendi ana işleri için bir silah olarak kullandıklarının en açık göstergesi.
Evet, canım Atam, onlar bir yandan senden kalanları ve anılarını kıyısından kenarından yok etmeye çalışırken gene senin kurduğun temel prensiplere dönmek zorunda kalacaklar. Seni yok etmek isterken kendileri yok olacak. Rahat uyu...

Yazarın Diğer Yazıları