Askıda adalet, demokrasi ve iş de olmalı!

Askıda ekmek uygulaması başladığında tartışmalara yol açmıştı.

Ama zaman içinde tuttu, fırınlarda, marketlerde hayırseverlerce askıya asılan ekmekleri yoksul insanlar hiçbir ödeme yapmadan alıp evlerine götürme imkânı buldu.

Şimdi bu uygulamanın başka alanlara da genişletilmesi zamanı geldi bana göre.

Askıda adalet de olsa mesela...

- Nereye gidiyorsun?

- Askıda adalet varmış, ondan alacağım.

- Ben oradan geliyorum. Bildiğin gibi değil, adım atacak yer yok. Miting alanı sanki. Alamadım tabii... Gece yarısı kuyruğa girilirse belki sıra gelir.

- Ne varmış dağıtılan paketin içinde...

- Anayasa'dan yasalardan milim ayrılmayan siyaset anlayışı... Tarafsız ve bağımsız yargı... Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına kesinlikle uyulması... Davaların yıllarca sürmeyip birkaç ay içinde sonuçlanması... Kimsenin adliye önlerinde “Adalet istiyorum” diye haykırıp ağlamadığı bir sistem...

- Çok iyiymiş ya! Bu gece birlikte girelim kuyruğa... Sabaha kadar sohbet ederek geçiririz vakti...

- Anlaştık. Dört beş kat giyinmeyi unutma... Geceleri çok soğuk olduğunu söyledi kuyruktakiler. Öksürük krizine girenler bile vardı.

Askıda demokrasi de olsa mesela...

- Yorgun görünüyorsun?

- Askıda demokrasi varmış, ondan almaya uğraşıyorum günlerdir.

- Ne var paketin içinde?

- Düşünce ve ifade özgürlüğü... Yazdıkları haberler, yaptıkları yorumlar nedeniyle gazetecilerin gözaltına alınıp cezaevlerine gönderilmediği dört dörtlük demokratik bir iklim. Hırçın değil şefkatli devlet, sadece seçim döneminde değil bizi her zaman dikkate alıp görüşlerimizi soran iktidar anlayışı...

- İyiymiş ya, ben de mutlaka almalıyım. Çok ihtiyacım var.

Askıda iş de olsa mesela...

- Nereden geliyorsun?

- Duymadın mı, askıda iş varmış. Onun kuyruğuna girdim. Bugün olmadı ama yarın başarırım inşallah...

- Pakette neler olduğunu biliyor musun?

- Evet. Herkese yaşına, yeteneğine, eğitimine, liyakatine uygun işler varmış. Torpil, parti üyeliği, dayı-enişte kıyağı filan aranmıyormuş.

- Allah Allah... Ne güzelmiş be!

-Yarın birlikte gidelim istersen...

- Tabii istemez olur muyum.

Evet...

Askıda ekmek uygulaması başarılı oldu.

Ama yetmez.

Bir an önce adalet, demokrasi ve iş için de askı uygulaması başlatılmalı.

...

“ÇIK DIŞARI!”

“27 Ocak 2025 tarihinde Ankara’daki Turkuaz Aile Hekimliği’ne gittim.

Doktorum Fatma Çavdar Hanım yerinde yoktu.

Saat 13.30’da geldi, odasına girdi, kapıyı açık bıraktı.

Sırada bekleyenlerin en önünde olduğum için doktorun muayeneye hazır olduğunu düşünüp içeri girdim.

Girmemle birlikte doktor hanım öfkeyle bağırdı:

“Çık dışarı, daha bilgisayarı açmadım!”

Çaresiz çıktım dışarı.

10 dakika kadar bekledikten sonra bu kadar sürede herhalde bilgisayarı açmıştır diye düşünüp odaya tekrar girdim.

Doktor hanım masasına oturmuş kek yiyordu.

Bir kez daha bağırdı bana:

“Çık dışarı, muayene başlamadı!”

Dışarı çıkıp yeniden beklemeye başladım.

Sıradakiler homurdanıyor, odaya tekrar girmemi istiyorlardı.

Sonunda bir süre daha beklemenin ardından doktorun odasına bir kez daha girdim.

Akıl alır gibi değil ama odadan üçüncü kez kovuldum.

Yine epey bekledikten sonra odaya girdiğimde doktor hanım neyse ki

bilgisayarını açmış, kekini yemişti.

Ne istediğimi sordu.

Raporlu ilacımın bittiğini, reçete yazdırmak için geldiğimi söyledim.

“Raporu görmeden reçete yazamam. Eczaneye gidin, raporun çıktısını alıp gelin” dedi.

Eczaneye gittim.

Doktorun söylediklerini aktardığım eczacı, “Doktorunuz tüm sağlık bilgilerinizi önündeki bilgisayardan rahatlıkla görebilir. Sizi neden bu kadar yormuş anlayamadım” diyerek şaşkınlığını ifade etti, raporun çıktısını verdi.

Ama ben doktora azarlanmak ve odadan kovulmaktan bıktığım için tekrar ona gitmek istemedim, ilacımı parasını ödeyerek satın aldım.

O gece çok zor geçti. Tansiyonum 16’ya çıktı. Yıllardır kullandığım tansiyon ilacının dozunu artırarak sabahı zor ettim.

Bu olayda beni en çok üzen kızım yaşındaki doktor hanımın etik değerlerden ve nezaketten uzak davranışıdır.

Sağlık Bakanlığının benim başıma gelen tatsız olayın başka hastalarca da yaşanmaması için daha ciddi bir denetim uygulamasına geçmesi yerinde olur diye düşünüyorum.

Saygılarımla arz ederim.”

...

Çeşitli makamlara vermek için hazırladığı dilekçede, gittiği aile hekimliğinde başına gelenleri aynen böyle aktarıyor 72 yaşındaki emekli kadın.

Bakalım dikkate alan olacak mı?

Bu arada Doktor Fatma Çavdar hastasının dilekçesine yanıt vermek isterse sütunumuz kendisine de açıktır

Yazarın Diğer Yazıları