ALİ KARAHASANOĞLU-YENİ ŞAFAKDanıştay 8. Dairesi, rakamında mı bir uğursuzluk vardır, nedir bilmiyorum, yine tartışmalı kararlardan birisine imza attı.Bunun bir paraleli de, Yargıtay 8. Ceza Dairesi’dir..O da, derin kararlara imza atan bir dairedir..Oysa, Danıştay 8. Dairesi, başörtülü hanımlarla ilgili, gerek öğrenciler, gerekse çalışanlar için yakın tarihlerde verdiği kararlarla, tüm halkın yüreğine su serpmişti.. Bir zulmün sonlanmasında, önemli bir içtihad değişikliğine imza atmışlardı.Şimdi ne oldu da, eski 8. Daire’nin despot yüzünü hatırlatan bir karara imza atıldı?Hayır, eleştirilerim soyut değil..Kararda ne yazılmış ise, hepsine verilecek cevap var..Hangi noktadan kendilerine gerekçe üretmişler ise, hepsi sakat.. Buyrun gerekçelerindeki ilk cümleden başlayalım: “Bu bağlamda; idarenin yetki sahibi olduğu alanlarda yapacağı düzenlemelerde, haklı bir neden olmadan yerleşik istikrar kazanmış uygulamalarından ayrılması, sahip olduğu serbestiyi düzenli idare ilkesine ve bu ilkenin bağlı olduğu eşitlik ilkesine aykırı kullanması anlamına gelecektir.”Yani kısaca, Danıştay 8. Daire, “İstikrar kazanmış uygulamalardan vazgeçemezsiniz” diyor..Bunu söyleyen 8. Daire’ye, “Kararınızda bol bol ismi geçen Atatürk’ün devrimcilik ilkesini ne yaptınız o zaman” diyeceğim ama..O işi Atatürkçülere bırakalım..