Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit YUSUF
Hüseyin Macit YUSUF

Anastasiadis anlaşma istemiyor

Kıbrıs konusundaki gelişmeler sorunun çözülmesini sağlamaya yeterli değildir. Yaşanmakta olan hareketlilik sunidir ve her türlü samimiyetten uzaktır. Rum tarafının uzlaşmaz tavrı inanılır gibi değildir. 2004’te Annan Planı Referandumu’na evet diyerek adada barış sağlanmasına çalışan Anastasiadis’in başkan seçildikten sonra takındığı tavır birbirine tamamen zıttır. Rum liderlerin muhalefette iken yürüttükleri siyaset ile iktidara geldiklerinde yürüttükleri siyaset arasında dağlar kadar fark vardır. Samimiyetten uzak bu siyasilerle ne yazık ki çözüm aranmaktadır.
Ankara’ya bir çalışma ziyaretinde bulunan KKTC Dışişleri Bakanı Özdil Nami, Anavatan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile birlikte düzenledikleri basın toplantısında önemli açıklamalar yaptılar.
Kıbrıs müzakerelerinin çok kritik bir aşamaya geldiğini belirten Davutoğlu, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde yapılan seçimler sonrasında büyük bir beklenti oluştuğunu ancak ekonomik kriz ve Rum yönetimi içindeki gelişmeler sebebiyle şu ana kadar anlamlı bir müzakerenin başlayamadığını kaydetti.
Dışişleri Bakanı Nami de Davutoğlu ile Kıbrıs konusunda gelinen aşamayı ve bundan sonra takip edilecek yolu paylaştıklarını kaydetti. Nami, “Kıbrıs Türk halkı 50 yıldır Kıbrıs sorunuyla yaşıyor. Bunu aşmanın, bu konuyu bitirmenin zamanı geldi” dedi.
BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Alexander Downer’ın Ankara ziyaretinde de çerçevesi ve takvimi belirlenmiş ciddi müzakereler yapma vaktinin geldiğini kendisine ifade ettiklerini aktaran Davutoğlu, müzakerelerdeki gecikmenin sadece adada değil, Doğu Akdeniz’de de gereksiz gerginliklere sebebiyet verdiğini ve müzakereleri hızlandırma iradesini vurguladıklarını anımsattı.
BM Genel Kurulu çerçevesinde Yunan mevkidaşı Evangelos Venizelos ile yaptığı görüşmede de Rum ve Türk müzakerecilerin karşılıklı olarak Ankara ve Atina’yı ziyaretleri konusunda mutabık kaldıklarını hatırlatan Davutoğlu, “Bu, belki de son 50-60 yıllık kriz döneminde ilk defa bir KKTC temsilcisinin Atina’yı, Güney Kıbrıs Rum yönetimi temsilcisinin de Ankara’yı ziyareti anlamında önemli bir psikolojik eşiğin aşılmasını sağladı” dedi.
“Önümüzdeki günlerde, muhtemelen kasım başında, 4 Kasım’da liderlerin bir araya gelmesi söz konusu. İstişarelerimiz bu anlamda devam edecek” diye konuşan Davutoğlu, ekim ayının hazırlık ayı olacağını, kendisinin de KKTC’ye ziyarette bulunmayı planladığını kaydetti. Davutoğlu Türkiye ve KKTC’nin bu konudaki kararlılığını ortaya koyduğunu ancak Rum kesiminin aynı tutumu sergilemediğini söyledi. Türk tarafının bütün bu olumlu çabalarına, Anastasiadis yaptığı açıklamalarla gölge düşürdü; anlaşma ümitlerini bir kez daha yok etti.
Rum tarafında yayımlanan Alithia gazetesi “Anastasiadis Ankara’ya Meydan Okuyor... Türkiye Adım Atarsa Noel’e Kadar Çözüm...” başlığıyla manşete çektiği haberinde Anastasiadis’in, Güzelyurt kökenli Rumların düzenlediği “anti-işgal eylem” sırasında yaptığı konuşmaya yer verdi. Gazete Anastasiadis’in, “Türkiye’nin adım atması halinde, Noel’e kadar çözüme hazır olduğu” söylemini, Türk yetkililerin Mart ayına kadar müzakerelerin ve referandumun tamamlanmasını isteyen açıklamalarına cevap olarak yorumladı.
Gazete “Türkler Cesur Adımlar Atarsa Noel’e Kadar Çözüm” başlığıyla iç sayfasında detaylandırdığı haberini özetle şöyle sürdürdü: “Başkan Anastasiadis, Türkiye ve Kıbrıslı Türkler, BM kararlarını uygulamak istediklerine ve bunu kastettiklerine ikna edecek cesur adımları atarlarsa çözüm Noel’e kadar, hatta daha da önce başarılabilir vurgusunu yaptı.
Diyalog olsun diye diyaloğa girmesinin söz konusu olmadığını yineleyen Anastasiadis, gerek Türkiye’ye gerek Kıbrıslı Türk vatandaşlarımıza son kez, güven inşa edilmesi yönünde cesur adımlar atılır ve aynı zamanda BM kararlarına, Doruk Anlaşmaları’na, Avrupa ilke ve değerlerine ve hepimizin istediği şey olan (Kıbrıs Cumhuriyeti’nin) dönüşüme nihayet saygı gösterilmesi halinde yeni bir diyaloğa başlama çağrısı yapıyorum” diyerek müzakerelerin bundan sonrasını adeta sabote etti.
Her vesile ile yazıp söylediğimiz gibi Rum’la anlaşma olması mümkün değildir; Rum tarafı maalesef Kıbrıs’ı bir Yunan adası olarak görmekte ve biz Kıbrıs Türklerini eşit ortak olarak kabul etmemektedir. Bu durumda yapılacak tek şey, geçen hafta yazdığım yazıda belirttiğim gibi, Anavatan Türkiye’nin bir deklarasyon yayınlayarak belirli bir takvim çerçevesinde Kıbrıs sorununun çözülmemesi halinde KKTC’nin tanınmasının gündeme getirileceğinin açıklanmasıdır. Anastasiadis gibi dengesiz, samimiyetsiz liderlerin keyfini bekleyecek halimiz ve zamanımız yoktur herhalde.

Yazarın Diğer Yazıları