ABD'ye verilecek 7.8 milyar doların kaynağı ne?
Sevgili okurlarım, Türk basınında nedenini anlamadığım şekilde yer almayan bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum. Obama yönetimi 7,8 milyar dolarlık füzeleri Türkiye’ye satıyormuş. Bu satışın özelliği Patriot hava savunma füzelerini almak istememiz. Şimdi aklınızdan kardeşim hükümet değil de askerler istemiştir bu satışı diye bir şeyler geçebilir. Doğru olmasına doğru da kasa Erdoğan hükümetinde, param yok derse, askerler yok illa biz bunları istiyoruz diye mi dayattı? Özellikle de bu füzeler PKK ile mücadelede bir şey ifade etmezken.
Aslında bu satışta iki tuzak var. Hatırlarsanız ABD Patriot hava savunma füzelerini veya teknik adıyla füzesavar füze sistemlerini Polonya ve Bulgaristan gibi Rusya’ya komşu yeni NATO eski Varşova Paktı ülkelerinde konuşlandırmak istemişti. Bu duruma Rusya itiraz edince Amerika bu füzeleri buralara koymaktan vazgeçti. Haberlerde bu füzelerin Türkiye’ye konacağı yolunda dedikodular dolaştı.
Buraya kadar her şey iyi güzel de neden Türkiye ABD’nin istediği bir füze sistemini kurmak üzere Amerika’ya 7,8 milyar dolar ödeyecek? Hem de ekonomik krizden insanlarının etkilendiği bir dönemde. Hem de para bulamadığı için, işsiz kalacak insanlara verilmek üzere toplanan bir havuzdaki parayı alıp kullandığı bir dönemde. Hem de sel gibi bir doğal felaketle binlerce insanın ıstırap çektiği bir sırada. Ben mi abartıyorum, yoksa sizler de buralardan kötü kokular alıyor musunuz?
Eğer Türkiye bu füzeleri komşuları için alıyorsa o da bir başka garabet. Suriye ile dans edip, Irak’ı himayeden söz edip, İran’la flört ettiği bir sırada bu füzeler ve füze sistemleri ne kadar ters. Yok, eğer bunlar Kafkaslarda Azerbaycan, Ermenistan veya Gürcistan içinse de saçma. Geriye bir Rusya kalıyor. Peki de biz Rusya ile de sıcak yakınlık ilişkileri yaşamıyor muyuz? O zaman ortaya bir gerçek çıkıyor. Bu füzeler bizim için değil ABD’nin hedefini belirleyeceği ülkeler için alınıyor ve konumlandırılıyor.
Peki, biz soğuk savaş döneminde bu kazığı yemedik mi? Hatırlarsanız Küba krizi sırasında zamanın Amerika başkanı olan Kennedy, Türkiye topraklarında konumlandırılan füzeleri Rusya ile yapılan pazarlık sonucu, bize bile danışmadan kaldırmak sözü vermemiş miydi? Oysa o füzeleri yerleştirirken bizi korumak için yerleştirdiklerini söylemişlerdi. Türkiye gene 1950’li yıllarda yaşadığı kâbusu yeniden mi yaşıyor veya yaşayacak?
Bu iş şaka falan değil. Ben bu haberi ABD Savunma Bakanlığı tarafından Obama imzası ile ABD Kongresine yollanan izin belgesinden öğrendim. Yani iş ciddi. Amerikan yasalarına göre Amerikan yönetimleri bu tür satışların yapılabilmesi için ABD Kongresinden izin ister. Aslında izin değildir bu girişimin adı, resmi adı bilgilendirme sürecidir ama bu arada bir Kongre üyesi çıkar da karşı olduğunu söylerse satış durur. Özellikle bu iş senatoda gerçekleşir.
Şimdi bu füzelerin gerçek görevi ülkeye gelen füzeleri havada yakalayıp vurmaktır. İyi de Türkiye hangi komşusundan bu boyutta bir füze saldırısı bekliyor ki bu tür bir alıma hem de çok sıkıntı içindeyken gerek duymuştur. Evet, İran’ın füze ürettiğini ve bizim de bu füzelerin menzili içinde olduğumuzu biliyoruz. O zaman neden İran ile dans ediyor AKP hükümeti? Bu bir çelişki değil midir? Yoksa bu füzeler, İran’a yapılacak muhtemel bir Amerikan saldırısı için korunma amacı ile mi alınmak istenmektedir?
Bildiğim tek şey, bugüne kadar olduğu gibi Erdoğan hükümeti bu satışla ABD nezdinde yerini sağlamlaştırmaya çalışıyor. Bildiğim bir başka şey de bu tür büyük satışlarda gelenek haline gelen komisyonu bu işte bir politikacı veya siyasi lider aldı mı veya alacak mı? Ben F-16’ların satışında ortaya atılan 200 milyon dolarlık rüşvet olayı ile ilgili söylentileri hatırlıyorum. Bu kez kim veya kimler bu paradan nemalanacak? Bence bu soruların yanıtları Meclis’te sorulmalı. Belki de altından yeni bir Deniz Feneri vakası hortlayacak. Bilemiyorum ama benim bildiğim kafaları karıştıracak ve Türkiye’nin geleceğini karartacak yeni bir eylemin sahneye konduğu. Evet, 7,8 milyar doları Erdoğan hükümeti nerden bulacak; bu hakkıyla sorulması gereken bir soru.