ABD'de olanlar doğru aktarılmıyor

Başbakan Erdoğan’ın ABD’de bulunduğu dönemde yaşananlar, Türkiye’nin itibarının AKP iktidarı zamanında ne kadar erozyona uğradığının en açık kanıtı. İşin bundan daha acısı Başbakanı izlemekte görevli Türk basın mensuplarının cehaleti ve bilgisizlikleri. Veya durum böyle değilse yalakalıkları.

Dilerseniz Başbakanın korumaları ile New York’ta Obama’nın gizli servis ajanları arasında yaşananlardan başlayalım. Bu olayı bile arkadaşlar net bir şekilde anlatamadılar. Ben şimdiye kadar 30 yıl içinde gelen ve giden liderleri izlediğim için artık bu durumları ezbere bilir hale geldim. Birincisi koruma dedikleri gizli servis ajanları, bar veya pavyon koruması değil. Secret Service denilen kurum hem ABD Başkanlarını hem de ülkeyi ziyaret eden yabancı liderleri korumakla görevlidir. Bu kurum çok ciddi bir müessesedir, her işleri planlı ve programlıdır. Ajanlar, Merkezle sürekli irtibat halindedirler. Aralarında en az bir veya birkaç tane korunacak liderin dilini bilen ajan vardır. Bu kurum, bizimki gibi Başbakanın yeğeninin komutasında falan da değildir.
Kurumun başı ise öyle her siyasi iktidar tarafından değiştirilemeyen, veya değiştirilmeyen işinde uzman bir kişidir. Kurumun merkezi de Beyaz Saray’ın ve Başkanın yanında bulunur. Bu örgüt öylesine etkilidir ki Başkanın bütün hareketlerini önceden planlayıp kontrol eder ve saat kaçta nereden ve nasıl geçeceğini söyler, başkanlar da buna uyar. Secret Service tarafından onaylanmaksızın veya habersiz bir yere başkanlar gidemez, gitmez. Toplantılarda Başkanlar konuşursa o salondan çıkmadan salonda kimse ayağa kalkamaz ve salonu terk edemez.
Şimdi bu noktaları aklınızda tutun ve gelelim New York’ta olanlara. Biliyorsunuz, bizimkiler alışıklar kafalarına göre takılmaya ve istedikleri gibi sokakta gezmeye, oyuncak dağıtmaya. Zira onlar kendi korumalarının halka saldığı dehşet ve korkunun altına sığınmıyorlar mı? Daha geçenlerde Başbakana yaklaşmak isteyen bir kadının başına gelenleri hatırlayalım.
Ayrıca düşünün, Amerika kıtasına geliyorsunuz ve yanınıza aldığınız polisler İngilizce bilmiyor. ABD Başkanlarının geçtiği güzergâhlar zaman zaman koruma altına alınır ve kimseye izin verilmez. Eğer Erdoğan ve yanında taşıdığı grup benim gördüğüm gibi sallana sallana tam bir Kasımpaşalı olarak bu güzergâh üzerinde ise geçişe müdahale edilmesi normal. Bugün bizim yemyeşil basındaki haberler Secret Service, Erdoğan’a verilen ekibi değiştiriyor diye. Neden? Nedeni basit belli ki aralarında yeteri kadar Türkçe bilen yoktu da bu olay meydana geldi. Yeni ekipte başta da söylediğim gibi mutlaka Türkçe bilen birden fazla eleman olacaktır inanın.

Şimdi gelelim yazımın son konusu olan Pitsburg’daki G-20 zirvesine. Hani bizimkilerin Kürt ve Ermeni açılımlarını satacaklarını ilan ettikleri toplantılara. Hani Erdoğan’ın 20 ülke liderine bu açılımları “excuse me” diye anlatacağı toplantılara. BBC’nin ele geçirdiği toplantı için hazırlanan nihai belgede Erdoğan hükümetine kötü haber var. Tüm dünya liderlerine aldıkları borçları geri ödemeleri, tasarruf yapmaları ve yeniden kredi almamaları tembihlenecekmiş. E bizimkilerin bir türlü alamadıkları IMF kredilerini ve dünyada en fazla borçlu ikinci ülke statüsünde olduğumuzu düşünürseniz, bu bildiri sanki bize verilmiş bir ultimatom gibi bir şey.

Dış politika alanında ise hatırlarsanız bizimkilerin hemen hemen herkesle görüşeceği ileri sürüldü seyahate başlarken. Anlaşılan selam verilip el sıkılan her lideri görüşülen kişi olarak falan tanımladılar. Bakın New York’ta neler yaptılar? Ayak basar basmaz ilk olarak Musevi lobisini kabul. Bu acele, bu telaş neden acep? Türkiye’de Musevilerle görüşemiyorlar mı? Ya da İsrail ile temaslarında hatlar mı bozuk, anlamak mümkün değil. Ama bence net olan bir gerçek, Türkiye ne yazık ki dünya ülkeleri arasında AKP iktidarı sırasında oldukça gerilere gitmiş gibi görünüyor. Ne yazık değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları