27 Mayıs İhtilâli'ni anlamak...
Francis Bacon’un dediği gibi; ‘Doğru bilgi güçtür’. Güçtür; ama bilginin gücü, kişinin bilgiyi ‘özümsemesiyle’ orantılıdır. Bu nedenledir ki; 16. yüzyıldan beri Avrupa’da ‘bilginin veriliş yöntemi’ çok önem kazandı. Kendimden örnek verirsem; yakın tarihle ilgili uzmanlık diplomamız var. Doğrusu, diploma gölgesinde uyuyanlardan da değilim. Konumla ilgili her bilgiye, hâlâ bir öğrenci heyecanıyla ulaşmaya çalışırım. Söz gelimi 27 Mayıs ihtilâli (Ak devrim, Harekât, Darbe)ni anlatan pek çok anı okudum... Ve ben 27 Mayıs ihtilâli’ni gün gün çok iyi bildiğimi sanıyordum. Ancak, geçen hafta değerli aydınımız Sayın İbrahim Metin’in “İhtilalciler Hesaplaşıyor” adlı eserini okuyunca fena halde yanıldığımı anladım! Çünkü Sayın Metin, bilgiyi değişik bir yöntemle veriyor. Bilgiyi, okuyanı yormadan -kalıcı biçimde- belleğimize öyle güzel yerleştiriyor ki; hayran kalırsınız. Yıllar sonra 27 Mayıs’ı bu kitapla anladım, dersem beni kınamayız.
Size bu eserden bilgiler sunmak istiyorum; ama hangi birini vereceğim? Doğru ve ilginç bilgiler belli sayfalarda değil ki; 480 sayfalık kitabın her sayfasına bağdaş kurmuş... Ama ben yine de bu köşenin aldığı kadarını sizlere ileteceğim.
Bu eserden şunu iyice anladım: Eğer rahmetli Alparslan Türkeş birikimsiz, projesiz birisi olsaydı ve ihtilâlin ilk günlerinde rahmetli Menderes’in -tüm yanlışlarına karşın- can güvenliğini sağlama telaşına düşmeseydi; kendisi ve arkadaşları, İsmet İnönü yönlendirmeli ‘Tabiî Senatör”lük ‘yem’ini yutacak kişilikte olsaydı; 14’ler olayı kesinlikle gerçekleşmezdi.
Adından da anlaşıldığı gibi kitap; çoğunlukla 27 Mayıs ihtilâli’ne karışan subayların anılarıyla örülü. Bir başka deyişle belgesiz sözler yok. Yazarımız İbrahim Metin, Avni Alevli’nin anılarına arada bir eleştiri de getiriyor. Alevli’nin 1939’da başlayıp “1941 yılında fiilen kurulan” Cumhuriyetin ilk ihtilâl örgütünden söz etmesi ilginç... Kitap, Talat Aydemir’in sözlerini de barındırıyor. ‘27 Mayıs’ ihtilâl örgütünü kuran Talat Aydemir’dir. Aydemir’in Kore’ye gitmesi sonucu 1958’de örgütü Türkeş yönetmeye başlıyor... Mehmet Rıfkı Erdoğdu’nun anılarında geçen CHP milletvekili’nin bir sözü ihtilâlin temel yanlışını ortaya koyuyor. CHP Mardin Milletvekili Vahap Dizdaroğlu “DP’yi kapattınız iyi ettiniz. Yalnız CHP’yi de kapatmalıydınız; hata ettiniz” demesi kitabın en can alıcı noktasıdır.
Sayın Metin’in “Demokrat Parti’nin temkinsizliği” başlıklı bölümdeki harika yorumunu özellikle okumanızı öneririm. Değerli yazarımızın 1958 yılında öne çıkan ve günümüzde de süren, Türk kültürüne ve Türk yurduna -basın alanındaki ödünsüz- eşsiz hizmetleri, gerçekten alkışlanmaya değer niteliktedir.
Bu ilginç esere Alparslan Türkeş yanında; Sayın Ahmet Er’in ve rahmetli Dündar Taşer’in ‘bilge’ kişiliği özellikle damgasını vuruyor.
Yeri gelmişken gençliğimde edindiğim bir bilgiyi paylaşmalıyım: Sadi Koçaş 1965 yılında Milliyet gazetesinin ikinci sayfasındaki yazısına partilerin ekonomi anlayışını belirten bir çizelge de koymuştu. O çizelgede Türkeş’in partisi CKMP, CHP ve TİP’in yanında yer alıyordu. Özellikle 1968’den sonra Türkiye’de gelişen olaylar, Türkeş’in ve partisinin toplumcu kimliğini perdeledi.
“İhtilalciler Hesaplaşıyor” adlı bu eşsiz eser Töre-Devlet yayını. Kitaba imdevlet@gmail.com adresinden ve 532 774 11 23 numaralı telefondan ulaşabilirsiniz.
Düzeltme: Geçen hafta, yazımın son paragrafında şair dostumun adını yanlışlıkla Osman Akar olarak yazdım. Doğrusu Hasan Akar olacaktı. Düzeltir; özür dilerim.