20 yıl doluyor
Türkiye’de AKP hükümeti beceriksiz Kürt açılımına, kendi amacı ve taraftarları arasında destek ararken düzenlediği toplantılarla da amacını ortaya koyuyor. Cengiz Çandar, Ruşen Çakır, Oral Çalışlar ve Taraflı öteki iktidar yanlısı tarafgir borazanlar bu olayın zeminini hazırlama çabasında. Bana bu isimler nedense Washington’da düzenlenen bir toplantıda ön sırada birbirine kaykılarak yaslananların bir resmini hatırlattı.
Bu gurubu o zaman fotoğraflarını çekerek ölümsüzleştirmiştim. Yalnız kadroda bir kişi eksik. Muhtemelen şimdilerde arka planda kalmayı yeğliyor. Henri Barkey. Toplantı ne toplantısı mı? Tarikatın Washington’da düzenlediği Abant toplantıları. Kendisi Kürt konularına pek meraklı bir kişidir, neden sessiz acaba?
Gelelim bugün yazmak istediğim esas konuya. 1995 yılı içinde evde otururken ABD Dışişleri Bakanlığı basın bürosundan bir yetkili, bakanlık üst düzey yöneticilerinden birinin sınırlı sayıda gazeteciye Amerika’nın önümüzdeki 20 yıl içinde izleyeceği politikaları konusunda bilgi vereceğini ve katılıp katılmayacağımı sordu. Katılacağımı söyledim.
Herkes genel ve ülkesini de kapsayan ve kıtası bazında sorular sormaya başladı. Örneğin Arjantinli gazeteci o yıllar da Güney Amerika’daki yaygın krizleri sorarken, Hollandalı AB’ye yönelik sorular sormuştu. Ben de orada öylesine dekor gibi durmaktansa yetkiliye Türkiye’ye yönelik önümüzdeki 20 yıl içindeki Amerikan politikalarını sordum.
Bu soruma Amerikalı yetkili sanki bekliyormuş gibi derin bir nefes alarak yanıt vermeye başladı Ortadoğu petrollerinin önümüzdeki 20 yıl içinde üretiminde azalma beklediklerini ve yeni Ortadoğu’nun ise orta Asya, Kafkaslar ile Hazar bölgesi olacağını söyledi. O yıllarda Bakü-Ceyhan Boru hattı tam potansiyel ile çalıştığı için aklıma yattı bu yanıt.
Amerikalı yetkili sözlerini But! (ama) diye sürdürdü. “- Bunun için Türkiye’de istikrarlı bir hükümete ihtiyacımız var” dedi. O yıllarda Türkiye’de koalisyon hükümetleri peş peşe iktidara geliyor, ülke yolsuzluk söylentileri ve haberleri ile çalkalanıyordu.
Ben bu yazamayacağım haberi o sene gene bizim patronun Ağustos ayında evinde düzenlediği ve hükümet yetkililerinin katıldığı resepsiyonda başbakana aktarma şansı buldum. Kendisi benim anlattıklarımı dinledikten sonra konuyu hiç anlamadığını belirten bir tavırla, “şekerim bunları sana neden anlattılar” diyiverdi. Ben de boş bulunup beni “Messenger” (mesaj taşıyan kişi) olarak düşündüler herhalde dedim.
Bu konuşmadan kısa bir süre sonra o başbakan yapmayacağım dediği ve Amerikalıların en sinirlendiği kişiyle Erbakan ile koalisyon yaptı. Amerikalılar ise yurt dışına bir Avrupa Başkentinde çağırdıkları o yıllarda biri İstanbul belediye başkanı öteki Erbakan’ın sağ kolu olan iki kişiye kendi partilerini kurma talimatı verdi ve bu yeni girişime destek olacakları güvencesini fısıldadılar. Ben bu toplantıyı, o toplantıya katılan Amerikalı yetkiliye bir basın toplantısında doğrudan sordum. Aldığım yanıt hayır veya evet yerine “no comment” (yorum yok) oldu.
Şimdi bu yirmi yıl dolmak üzere. ABD’lilerin kurdurduğu partiyle enerji nakil hatları ve bölgedeki İsraillik görevini başarı ile götürdüler. Bu planın en son kalıntıları olarak da Ermenistan sınırı ve Kürt devletinin kurdurulması ile yürüttükleri politikaları tamamlayacaklar. Anlattığım 20 yıllık politikaların da dolmasına çok az bir süre kaldı.
İşte bir süredir yazdığım AKP ve Tayyip Erdoğan miadını doldurdu tahmininin ardında bu olay var. Zira bu parti artık kurulma amaçlarını tamamladı ve ülke çapında topladığı tepki nedeniyle artık Amerika’nın işine yaramaktan uzak ve canını sıkar bir duruma geldi. Bu nedenle önümüzdeki 20 yıllık yeni politikada ABD kartını oynayacak yeni parti ve yeni lider kim olacak işte ben onu merak ediyorum.