Şu anda şehirlerdeki betonlaşmadan iktidar ve mevcut belediye başkanları dahi şikayet ediyor.
Sputnik'te yer alan habere göre, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve avukat Gülizar Biçer Karaca tarafından hazırlanan ‘Beton Ormanı Raporu'nda, AK Parti'nin iktidara geldiği 2002 yılına göre yapı ruhsat izinlerinin 8 kat arttığı, 16 yılda toplam 2 milyar 350 milyon metrekarelik alanın betona dönüştürüldüğü dile getirildi. Seyr-i Sabah programına katılan Karaca, bu beton yapılanmasının depremler için daha sağlam binalar yaratmadığını vurgularken, iklim felaketleri yarattığını söyledi:
493 AFET TOPLANMA MERKEZİNİN 416'SI AVM OLDU"
"AK Parti Genel Başkanı, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde 11 maddelik bir manifesto açıkladı. Dikey yapılaşmayı kötüleyen akıllı kentler doğa ve çevre mücadelecisi içerikli bir manifestoydu. Biz de bunun üstünde 2002 yılından bu yana AK Parti iktidarı sırasında olanları araştıran bir rapor hazırlamak istedik. O çalışmanın sonucunda AK Parti döneminin 16 yılda beton ve rant iktidarı olduğu ortaya çıktı. Yapı ruhsatlarındaki artış, betonlaşmadaki 2 milyar 350 milyon metrekarenin üstünde bir alan bizi dehşete düşürdü. Bunlar ormanların talanı demektir. Yurt genelinde 9 aydır sürdürdüğüm gezilerde ormanların talan edildiği taş ocakları madenler açıldığını gördük. Bu kadar taş çakıl İstanbul, Ankara ve Bursa gibi AK Parti'nin yerel yönetimlere sahip olduğu yerlere betonlaşma olarak gittiği ortaya çıktı. Bu betonlaşma ve orman talanının sonucunda hepimizin yakından takip ettiği gibi iklim felaketleri geldi. 2002 yılında AVM'lerin metrekaresi 1 milyon 250 bin metrekare olarak ortaya çıktı. 2017 yılında İstanbul'daki AVM'lerin ulaştığı alan 11 milyon metrekarenin üstüne çıktı. İstanbul ciddi bir deprem beklentisinin olduğu şehir. Bu nedenle 1999 depreminden sonra dayanıksız binaların yeniden depreme dayanıklı hale getirileceği iddialarıyla yola çıkıldı. Ama bunların yapılamadığını görüyoruz. 493 afet toplanma alanlarının 416'sı AVM ve rezidanslara dönüştürülmüş.
Kentin dikey yapılaşma yöntemiyle hava akımının ve iklim dönüşümlerini engellendiği ortamlarda yaşanan yoğun yağışların toprağa kavuşamaması neticesinde sel felaketlerinin arttığını örüyoruz. 2002 yılında meteorolojik 140 doğal afetin yaşandığı ülkemizde 2017 yılında 731 doğal afet yaşanmış durumda. Bu afetlerin yaşandığı illere baktığımızda İstanbul, Balıkesir ve Antalya gibi AK Parti'nin belediye yönettiği ve bizim raporlarımızda betonlaşmanın dikey yapılaşmanın en yüksek seviyede olduğu iller olduğu ortaya çıktı. İstanbul 2,2 metrekare yeşil alan ile en düşük olduğu il. AK Parti beton ve rant ekonomisi üstüne dayalı bir anlayışın sonucunda buraya geldik. AK Parti'de yeşilin yerini beton grisi ve asfalt siyahı aldı. Toplanma alanının onlar için hiç önemi yok. 2002'de iktidara geldiklerinde depreme dayalı kentsel dönüşüm gibi bizler için önemli olan projelerle iktidarda kalmayı başardılar. Hangi akla hizmet ettiğini bilemediğimiz yandaşlara inşaat şirketlerine dayalı ekonomiyle insan yaşamını hiçe sayan bir şekilde toplanma alanlarını yok ettiler. AFAD kentlerdeki deprem sonrası toplanma alanlarını küçük yeşil alanları, çocuk parklarını, cami alanlarını ve hatta benzin istasyonlarını hesaplayarak yapıyor. Takdir edersiniz ki bu alanlar depremde bilimsel olarak toplanma alanı olarak bilimsel olarak gösterilemez. Betona 5 trilyon TL harcanma hesaplamasını, 2 milyon 350 bin metrekarelik betonlaşmaya yönelik 2002 yılından bu yana TUİK verileriyle hesaplayarak ortaya çıkardık. Bilime ve üretime harcanması gereken, geleceğe yönelik çağdaş Türkiye yaratılmasına yönelik verilmesi gereken paranın belli başlı inşaat şirketlerine aktarıldığını fark ettik.
"MEVCUT GÖKDELENLERİ BULDOZERLE YIKAMAZSINIZ"
İstanbul ölçeğinde ifade etmek gerekirse, İBB Büyükşehir belediye başkan adayı, Beylikdüzü başkanı. İktidara geldiğinde o bölgenin de çok farkı yoktu. Oradaki yaşam alanlarını 2.2 metrekareden 12 metrekareye çıkardığını gördük. Özellikle atıl olan bölgelerde 10 bin metrekare büyüklüğünde Türkiye'nin en büyük parkını açarak yaptı bunu. Mevcut gökdelenleri elbette buldozerle yıkmak mümkün gözükmüyor. İklim felaketini tersine çevirmenin tek yolu gökdelenleri yıkarak yeşil alan yaratmak değil. Recep Tayyip Erdoğan'ın bir talimatla yapamayacağı hiçbir şey yok. TV ekranlarına çıkarak bunu bir şekilde ifade etmesi herkes için emir sayılırdı. İstanbul'da yüzde 50'nin üstünde kaçak yapılama var. Kaçak konusunda insan hayatına kasteden binalarla barış yapılamaz. Kaçak konusu sadece insanlardan alınan bir ceza bakış açısından vazgeçilecek. İnsanların bu anlamdaki isteklerine CHP kulaklarını tıkamayacak ama önemli olan insanların yaşamı. Bu binaların bilimsel verilere ve yasal koşullara uygun bir sağlamlık olup olmadığı tespit edilip ruhsatlandırma yapılacak. Kanuna aykırı olan her yapılaşmanın hukuki altyapısı oluşturulup mücadelesi verilecek."