İHA’nın haberine göre; Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayhan Değer, öksürük hakkında bilinmesi gerekenleri açıkladı.
Değer, öksürüğün çoğunlukla üst ve alt solunum yollarının toz, alerji, balgam ya da mikroplara karşı verdiği bir tepki olduğunu belirterek vücudun bu tepki sayesinde zararlı olabilecek etkenleri atmaya ya da engellemeye çalıştığını vurguladı.
Değer, öksürüğün başta üst ve alt solunum yolları olmak üzere dış kulak yolu, kulak zarı, kalp zarı, mide, sinüsler, yutak problemlerinde de oluşabileceğine işaret ederek, en sık görülen sebepleri şu şekilde açıkladı:
“Üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları (sinüzit, bronşit, zatürre vb), sigara içilmesi, geniz akıntısı, alerji, kirli hava, bazı ilaçların kullanımı, reflü hastalığı.”
“BU ÖNERİLER ÖKSÜRÜĞE İYİ GELİYOR”
Değer, öksürüğe iyi gelen uygulamalar konusunda tavsiyeler verdi. Değer tavsiyelerinde, “Öksürüğe yol açan sebebin bulunup ortadan kaldırılması önemlidir. Fakat doktora gidene kadar kendimizin uygulayabileceği şeylerden bazıları şunlardır; bulunulan ortamda öksürüğe neden olabilecek herhangi bir etken varsa (sigara dumanı, alerjen, oda spreyi, parfüm vs) bunlardan uzaklaşmak gerekir. Boğazdan kaynaklanan öksürüklerde özellikle kuru olanlarda pastil, gargara kullanılabilir. Duş alınabilir. Bir kaba konan sıcak suyun buharı solunabilir. Böylece boğaz ağrısı ve öksürük azaltılabilir. Soğuk içecek ve gıdalardan kaçınmak gerekir. Bol sıvı tüketilmelidir. Adaçayı, ıhlamur, ekinezya, ayva, bal, ıhlamur karışımları zencefil, bal, karanfil karışımları, yeşil çay tüketilebilir” ifadelerini kullandı.
“3 HAFTADAN UZUN SÜREN ÖKSÜRÜKLERDE UZMANA BAŞVURUN”
Uzm. Dr. Değer, öksürüğün süresinin önemine vurgu yaparak şunları söyledi:
“Öksürükler; öksürme sonrası mukus geliyorsa balgamlı, gelmiyorsa kuru öksürük olarak ikiye ayrılır. Ayrıca öksürüğünde süresi önemlidir. Bu duruma göre de 3 haftadan daha kısa süren öksürükler akut, daha uzun süren öksürükler ise kronik öksürük olarak tanımlanır. Kuru öksürüklerde daha fazla vakit kaybetmeden sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Akut öksürüklerde ise öksürüğün sıklığı ve şiddeti giderek artıyorsa, öksürükle gelen mukus sarı-yeşil renkte ve/veya kanlı ise, beraberinde yüksek ateş, aşırı halsizlik, nefes darlığı, hırıltılı solunum, ses kısıklığı varsa, kişinin yaşam kalitesini bozuyorsa yani öksürükten artık uyuyamıyor, beslenemiyor veya konuşamıyorsa derhal bir uzman yardımı alınmalıdır”
“YAŞLILARDA KABURGA KIRIKLARINA NEDEN OLABİLİR”
Değer, öksürüğün baş ağrısı ya da mide bulantısı yapabileceği gibi, geceleri ortaya çıktığında uykusuzluğa yol açabileceğine işaret ederek şunları belirtti:
“Fazla öksürüğü olanlarda göğüs ağrısı gelişebilir. Sürekli öksürüğe bağlı öfke ya da depresyon ortaya çıkabilir. Asosyalliğe neden olabilir. Günlük hayatta yaptığımız yeme içme gibi sıradan şeyleri zorlaştırabilir. Özellikle yaşlı hastalarda kaburga kırıklarına, idrar kaçırmaya ve bayılmaya neden olabilir. Günlük yaşamda ihtiyaç duyulan enerjiyi azaltabilir. Geçmeyen öksürük söz konusu olduğunda kulak burun boğaz hastalıkları ve göğüs hastalıkları bölümüne başvurulmalıdır”
“GEÇMİYOR VE İLERLİYORSA HASTANEYE BAŞVURMAK GEREKİR”
Uzm. Dr. Değer, evde yapılan bu uygulamaların öksürüğü geçirmemesi ya da ilerlemesi durumunda ise yapılması gerekenleri şu sözlerle anlattı:
“Öksürüğün yanında çıkan balgamda kan varsa, hırıltılı solunum oluyorsa, ateş yüksekse, özellikle çocuklarda morarma görülüyorsa, hasta beslenemiyorsa hastaneye başvurulması gereklidir. Muayene ve tetkikler sonucunda sebep bulunarak tedavi başlanır. Eğer solunum yetmezliği varsa özellikle beslenemeyen, yüksek ateşli çocukların hastaneye yatırılarak tedavisi yapılmalıdır. Yaşam kalitesini, yemek yemesini, konuşmasını, uyumasını bozan durumlarda erişkinlere öksürük kesici ilaç verilebilir. Ancak balgamlı öksürüklerde öksürük kesici ilaç verilmesi sakıncalıdır. Bu hastalarda balgamı yumuşatan ve böylece kolay atılmasını sağlayan ilaçlar tercih edilir.”