Yokuş: “Ali Erbaş kirli dile neden sessiz?”

Yokuş: “Ali Erbaş kirli dile neden sessiz?”

İYİ Partili Fahrettin Yokuş, yaptığı açıklamada Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ı, “Urfa’da önceki gün konuşan kirli dilli siyasetçinin sözlerine Diyanet İşleri Başkanlığı fetva makamı olarak neden sessiz kalmaktadır?” ifadeleriyle eleştirdi.

İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ı eleştirisinde, “Sayın Başkan, siz Allah adına mı fetva makamında görev yapıyorsunuz yoksa iktidar adına mı?” sorusunu sordu.

İYİ Partili Yokuş, son dönemlerdeki dinin siyasete alet edilmesiyle ilgili olarak; “Geçtiğimiz haftalarda Sivas’ta bir siyaset bezirganı kendi partisine oy atanın "Öteki dünya için berat belgesi" alacağını söylemesine neden ses çıkarmamıştır? Yoksa kendisi de mi tasdik etmektedir! Urfa’da önceki gün konuşan kirli dilli siyasetçinin sözlerine ile ülke çalkalanırken Diyanet İşleri Başkanlığı fetva makamı olarak neden sessiz kalmaktadır?” ifadelerini kullandı.

Yokuş, sözlerine şöyle devam etti:

“Diyanet işleri Başkanlığı ülkemizde yüce dinimiz İslam’ın doğru öğretilmesi ve doğru anlatılması için kurulmuş güzide bir kurumumuzdur. Milletimizi yüce kitabımız Kur’an’ı Kerimin ışığı ile aydınlatmak ve manevi açlığını gidermek için vardır. Milletime hak yol ile batılın farkını anlatmak için vardır. Hurafe inanışları din dışı sapkın gelenekleri İslam’ın ışığı milletin zihninden silmek için vardır ışığı ile.

İslam dışı isnatları düzeltmek ve Kur'anı Kerimin ayetlerine şirk koşulması halinde müdahale etmek, insanları uyarmak ve insanların şirkten uzak durmalarını sağlamak için aydınlatıcı bilgi ve yorumlar da bulunmakla mükelleftir. Elbette önemli bir görevi de camilerimizde ve mescitlerimizde günde beş vakit ibadet yapılmasını sağlamaktır.

Diyanet İşleri Başkanlığı 2010 yılında yeniden yapılandırıldı. Çıkarılan kanunla yönetim kadrosu genişletildi. Tabiri caizse devasa bir kurum oluşturuldu. Çalışan sayısı yüz binin üzerine çıkarıldı. Onlarca kişiye merkezde yeni kadrolar sağlandı. Ankara merkez teşkilatının yani Diyanet İşleri Başkanlığının halen 5yardımcısı, 3 Birim Başkanlığı, 2 müşavirlik birimi, 7 Genel Müdürlük ile bu Genel Müdürlüklere bağlı 37 Daire Başkanlığı bulunmaktadır.

Yüce dinimizi temsilde en önemli ve kutsal görevi ifa eden Diyanet İşleri Başkanını ya Cumhurbaşkanı ile temel atma töreninde ya da Cumhurbaşkanının katıldığı cenaze namazlarında yine Cumhurbaşkanı ile tesis açılışlarında görebiliyoruz.”

“NEDEN SESSİZ?”

“Bizim devasa Diyanet İşleri Başkanlığımızın 50'yi aşkın tepe yöneticisi muhteremler nelerle uğraşıyor nelerle. Genelge yayımlamışlar " Hac ve umreye görevlendirilecek imam ve müezzinler için de sigara kullananları kesinlikle yollamayacaklarmış" Bir zamanlar kilise papazlarının "Dişimi - erkek mi " tartışması gibi!

Ülkemizde her gün onlarca meczup ile siyaset bezirganı yüce dinimiz üzerinden yalan yanlış beyanlarda bulunarak, milletimizin dini duygularını yozlaştırmak için her türlü densizliği yaparken, sesi çıkmayan konuşmayan bir Diyanet İşleri Başkanı olur mu?

Siyasi iktidarın dümen suyuna girmiş görüntüsü veren bu zat, ülkemizde Müslümanları temsil edebilir mi? Sigaranın haram olduğu fetvasını verirken, İslam da şirkin en büyük günahların başında geldiğini niye ifade etmez!

Geçtiğimiz haftalarda Sivas’ta bir siyaset bezirganı kendi partisine oy atanın "Öteki dünya için berat belgesi" alacağını söylemesine neden ses çıkarmamıştır? Yoksa kendisi de mi tasdik etmektedir!

Urfa’da önceki gün konuşan kirli dilli siyasetçinin sözlerine ile ülke çalkalanırken Diyanet İşleri Başkanlığı fetva makamı olarak neden sessiz kalmaktadır?”

“SORUYORUZ VE CEVAP BEKLİYORUZ?”

“Sayın Başkan, siz Allah adına mı fetva makamında görev yapıyorsunuz yoksa iktidar adına mı?
"Ak Partiye oy verenden Allah hesap sormaz " ya da beni ehil olduğum için dört dönemdir milletvekili seçtiniz.
Bu nedenle öteki dünyanızı kazandınız. Allah sizden hesap sormaz " şeklinde sözler sarf ederek, yüce dinimize şirk koşan bu densizlere Diyanet İşleri Başkanı yada başkanlığı olarak siz cevap vermeyeceksiniz de kim verecek?

Susmak, aciziyettir, susmak birilerinden icazet beklemektir. Susmak yüce dinimize şirk koşanlara yol vermektir. Vebaldir.
Ya yasalarımızın verdiği görevi yap ya da o koltuğu bırak!”

İlgili Haberler