TBMM'de devam eden bütçe görüşmelerinde Diyanet'in bütçesinin ele alındığı oturumda konuşan İYİ Parti Ankara Milletvekili İbrahim Halil Oral, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ı eleştirdi.
"Hutbelerde haram yemeyin, hırsızlık etmeyin, rüşvet almayın vermeyin, iltimas geçmeyin ifadelerini duyamaz olduk" diyen Oral, "Camilerde hutbeler siyasi gündemler ve ideolojik yaklaşımlar esas alınarak okunmaktadır" ifadelerini kullandı.
Konuşmasında Diyanet'in Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulduğunu hatırlatan, Antalya Milletvekili Oral, "Diyanet İşleri Başkanlığı ve Genelkurmay aynı kanunla Atatürk tarafından kurulmuştur" dedi.
Oral'ın açıklamaları şöyle:
"Diyanet İşleri Başkanlığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından Genelkurmay Başkanlığı ile aynı kanun içerisinde kurulmuştur. Atatürk, Diyanet İşleri Başkanlığı’na büyük önem vermiştir. Diyanet’e verilen önemi göstermek için uzun yıllar Protokolde Cumhurbaşkanı’ndan sonra Diyanet İşleri Başkanı gelmiş, sembolik olarak Genelkurmay Başkanı’ndan 5 lira fazla maaş verilmiştir. Diyanet, toplumumuzda birlik ve beraberliğin mayası haline gelmiş, dini sapkınlarla mücadele etmiş ve Türk vatandaşlarının doğru dini bilgiye ulaşmasının, dini hizmetlerin doğru yürütülmesinin öncüsü olmuştur.
Bir ilahiyatçı kardeşiniz olarak bugün de Diyanet yönetimi için benzer şeyler söylemek isterdim. Ancak günümüzde maalesef Diyanet yönetimi neresinden tutulursa tutulsun elde kalır bir hale gelmiştir.
Meclisimiz her geçen yıl Diyanet’e daha nitelikli faaliyet yürütmesi için, daha çok bütçe hakkı tanıyor. Ama sonuç yine hüsran oluyor. Televizyonlarda din adına konuşan bir kısım din adamları, İslam’ın içini boşaltarak sadece şekli bazı hususları dile getiriyor. Hutbelerde haram yemeyin, hırsızlık etmeyin, rüşvet almayın vermeyin, iltimas geçmeyin ifadelerini duyamaz olduk. Camilerde hutbeler siyasi gündemler ve ideolojik yaklaşımlar esas alınarak okunmaktadır. Bu sebeplerle bazı camilerde vatandaşlarımızın cuma namazını terk ettikleri bilinmektedir. Hatta bu sebeplerle namaza gitmeyen insanlarımız vardır.
Sayın Ali Erbaş geçtiğimiz günlerde “Kur’an okumayan çocuklar şeytanla beraberdir.” diye demeç vermiştir. Bu nasıl bir dildir? Bu nasıl bir zihniyettir. Hiçbir vatandaşımıza böyle ifadelerde bulunulamaz.
İslam dini böyle mi anlatılır? Resulullah Efendimiz bir hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: “Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.” Bu hadisin gereğini yapmıyorsunuz, yapamıyorsunuz.
Bu bütçeyi Türklük ve Atatürk düşmanı bir meczubu ziyaret eden Ali Erbaş yönetecek. Bu durumu kabul etmemeliyiz, edemeyiz. Sayın Erbaş’a sesleniyorum: Siz, büyük din adamı, ilk diyanet işleri başkanı, verdiği fetvalarla Müslüman Türk milletinin üzerinde yaşadığı vatanın kurtarılmasına büyük katkılar sunan merhum Rıfat Börekçi Hocanın makamında oturup; işgalci ve ırz düşmanı haçlıları öven o meczubu ziyaret edemezsiniz."
“İSLAM SİYASALLAŞTIRILIYOR”
"Bugün 100 civarında ilahiyat fakültemiz, 1500’ün üzerinde imam-hatip okulumuz, 100 bin camimiz ve 150.000 civarında din görevlimiz var. Peki, neden gençlerimiz en basit dini bilgilere bile sahip değil, neden hâlâ gençlerimizi terör örgütlerinin pençesinden kurtaramıyoruz, neden boşanma oranlarımız evlilik oranlarımızı geçiyor, neden hala kadına ve çocuğa şiddeti önleyemiyoruz, neden hâlâ rüşvetten, torpilden yakınıyoruz. Neden binlerce insanımız yıllarca yanlış bilgilerle, bir teröristi din adamı gibi görüp peşine takıldı? Demek ki, Diyanet İşleri Başkanlığı da Milli Eğitim Bakanlığı da görevini doğru düzgün yapmıyor.
İslam siyasallaştırılıyor değerli milletvekilleri. Bakın eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan Prof. Dr. Ali Bardakoğlu ne diyor:
“İslam bir ideoloji değildir. Siyaset ve İslam’ın iç içe olması İslam’a büyük haksızlıktır. Siyasete kızan dine de kızmaya başlıyor. Siyasetin yanlışı dine ait olmaya başlıyor” ne kadar da doğru bir tespit.
Sıffin Savaşı’nda mızrakların ucuna Kur’an yaprakları takan, İslam adına hile yapan zihniyet bugün milletimizin üstünde bir gölge gibi dolaşmaktadır. Allah adına yalan uyduranlara karşı, mızrak uçlarına Kur’an yaprakları takan hilecilerin bu zihniyetine karşı Hz. Ali’nin ilmi ve cesaretiyle mücadele etmek zorundayız.”