Yeni Şafak yazarı: "Suriyeliler savaş sona erse dahi dönmeyecek"

Yeni Şafak yazarı: "Suriyeliler savaş sona erse dahi dönmeyecek"

Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı Özlem Albayrak, sahilleri Suriyelilere yasaklayan CHP'li belediyeleri eleştirirken, "Kötü haberi baştan verelim: Suriyelilerin en az üçte biri, evlerindeki savaş sona erse dahi geri dönmeyecek" dedi.

CHP'li Bolu Belediyesi'nin Suriyelilere para yardımını kesmesi ve Mudanya Belediyesi'nin vatandaşın yoğun şikayeti üzerine sahilleri Suriyelilere yasaklaması AKP'ye yakın çevreler tarafından yoğun şekilde eleştirilmişti. Hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi yazarı Özlem Albayrak, bugünkü köşesinde 'Suriyeli uygulamaları' nedeniyle CHP'li belediyeleri 'Arap düşmanı' ilan ederken, itiraf denebilecek ifadeler kullandı.

Yeni Şafak yazarı Özlem Albayrak, İç savaş nedeniyle Türkiye'ye sığınan ve sayıları 4 milyona yaklaşan Suriyelilerin savaş bitse dahi ülkelerine dönmeyeceklerini ifade etti.

Yeni Şafak yazarı Özlem Albayrak'ın köşe yazısından öne çıkan noktalar şöyle:

"CHP aynı tas aynı hamam"

Bilindiği gibi, daha önce de CHP’ye geçen Bolu Belediyesi yoksullara ve mültecilere yönelik yemek yardımını keserek eleştiri almıştı. Kamuoyundan gelen tepkiler sonrasında bu uygulamalardan geri adımlar oldu, mesela Mudanya Belediye Başkanı, Suriyelilere kamusal alanların yasaklanmadığını, ama zabıtanın plajda bazı kurallara uyulması konusunda vatandaşları denetlediğini söyledi. Gazipaşa Belediye Başkanı Mehmet Ali Yılmaz da Suriyelilere plaj yasağına, Gazipaşa’nın turistik bölge olduğu gerekçesiyle “insanımızı rahatsız ediyorsa, gereğini yapmalıyız” diye bir savunma getirdi.

CHPlilerin Suriyelilere bakışını anlamak için bu son örneklere bile gerek yok aslında; Kemal Kılıçdaroğlu seçim meydanlarında ve ekranlarda defalarca, iktidara gelmeleri halinde Suriyelileri evlerine geri göndereceklerini söyledi. CHP’den konuyla ilgili dönem dönem başka açıklamalar da yapıldı ve hepsi aynı minvaldeydi. Hem kurumsal CHP, hem de seçmeni; ilki oy kaygısı, ikincisi ırkçı görünmeme kaygısı nedeniyle belki açıktan söylemiyor, ama Suriyeli göçmenleri Türkiye’de istemiyor. Nitekim, plaj yasaklarıyla bu “istememe” durumunun mahiyeti, müşahhas hale geldi. “Halk plajlara akın etti, vatandaş denize giremiyor” kafasında bir ayrıştırma isteğiymiş bu. Seçkinciliğe eşlik eden Arap düşmanlığı, Suriyelileri CHP nezdinde katmerli “öteki” haline getirmiş, sonuç ortada.

Kötü haberi baştan verelim: Suriyelilerin en az üçte biri, evlerindeki savaş sona erse dahi geri dönmeyecek. En azından, şimdiye dek, farklı ülkelerde zorunlu göçlerle ilgili çalışmaları ortaya konulan istatistikler bunu gösteriyor. Dolayısıyla bu insanların, kamplarda kalmasını önermek, onları toplum dışına itmek anlamını taşıyor ki, bu çeşitli nedenlerle sakıncalı. Birincisi, Suriyelileri kamplara hapsetmek; onların gettolaşmasına, giderek suç oranlarının yükselmesine, sonuçta da terör örgütlerine insan malzemesi haline gelmesine dek genişleyen birtakım sonuçlara yol açar.
Suriyeli karşıtlığının temel gerekçelerinden birisi, güvenlik olarak gösteriliyor. Yetkili kurumlar tarafından defalarca açıklandığı üzere Suriyelilerin, ülkemizde suça karışma oranları çok düşük, yüzde 1.3 civarında. Bunların çoğu da, kendi aralarında yaşadıkları anlaşmazlıklardan kaynaklanıyor. Yani, “korkuyouz, kadınlarımızı, kızlarımızı sokağa çıkaramıyoruz” söyleminin psikolojik bir gerekçesi olabilir, ama reel bir karşılığı yok.

 

İlgili Haberler