FATİH ERGİN - ERDEM AVŞAR / Yeniçağ - Özel Haber
BBP Kurucu Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu''nun yakın korumalığını yapan polis memuru Erol Yıldız’ın Ankara’da kendi otomobilinin altında kalarak hayatını kaybetmesine yönelik yaşanan tartışmalarda ismi Deli Çavuş adlı hesap tarafından gündeme getirilen BBP MYK Üyesi Ali Karahasanoğlu ilk kez konuştu.
Karahasanoğlu, Sedat Peker’e yakınlığı ile bilinen Deli Çavuş hesabının “Erol Yıldız ölmeden önce BBP’nin MYK üyesi Ali Karahasanoğlu’nu iki gün arka arkaya arayarak öldürüleceğinden bahsettiği” yönündeki iddiası için çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Karahasanoğlu, ne Sedat Peker''i ve Peker’in basın danışmanı olarak bilinen Emre Olur’u hiç görmediğini ifade ederek, yaşananları hayretle karşıladığını ifade etti.
Karahasanoğlu, Yıldız’ın kendisine, “Ölürsem bil ki suikast yaptılar bana” dediğini belirterek, kendisinin de bunu dost meclisinde konuştuğunu ve devletin en mahrem meselelerini bilen Sedat Peker’in bu kadar basit bir söylemi bilmesinin gayet normal olduğunu söyledi.
“TACETTİN DERGAHI’NDA KARŞILAŞTIK,” ‘SUİKAST OLABİLİR’ DEDİ”
Ankara’da bir gün Tacettin Dergahı’nda Yazıcıoğlu’nun kabrini ziyarete gittiği sırada karşılaştıklarını ve oturup sohbet ettiklerini belirten Karahasanoğlu şunları söyledi;
“Ben Ankara’ya gittiğimde her akşam mutlaka uğrarım dergâha. Denk geldik orada.
‘Abi’ dedim, ‘Bu suikastla alakalı söyleyeceğin bir şey var mı, bizim bir kitap hazırlığımız da var.’ diye sordum.
O ’Ben bir şey söyleyemem’ dedi o dönem için. ‘Ama ölürsem bil ki suikast yaptılar bana’ dedi.
Ama afaki bir durum bu. Daha önce saldırıya uğrayan çok arkadaşım var…
Evet ben dost meclisinde bu tür konuları hep konuşuyorum fakat konuştuğum konular tweet atan hesap sahiplerine nasıl ulaştı bilmiyorum.
Suikastle alakalı konuları dillendirdiğimizde ne idüğü belirsiz hamlelerle karşı karşıya kalıyoruz. Daha önce de saldırılar oldu, bir keresinde araba hızlıca üzerime sürdü. Durmadı devam da etti, verebileceğimiz örneklerden birkaç tanesi.
“SEDAT PEKER VE EMRE OLUR İLE HİÇ GÖRÜŞMEDİM”
"Bu tür olaylar yaşıyoruz. Bunu her gittiğim toplumda anlatıyorum. Ciddi olarak bu işle ilgilenen herkese anlatıyorum.
Dün akşam, bizim ocak eski genel başkanlarından bir abi aradı, “Gardaş bir tweet var” dedi.
Bir paylaşımı gönderdi bana. Emre Olur diye biri sonra öğrendim Sedat Peker’in danışmanıymış.
Akşam telefon trafiği yaşandı. Sedat Peker de ondan paylaşmış. Bu sefer bana dediler, “Sen Peker’le mi Emre Olur’la mı konuştun?” Devletin en mahremine ulaşan bu adamın her ortamda konuştuğum sözlere ulaşması mı çok zor?
Velhasıl vaziyet bu yönde gelişti. Peşi sıra paylaşımlar gelince açıklama yapmak elzem oldu.
Dün akşamdan beri telefonlar geliyor. Saldırı oluyor. Telefonla ciddi iletişim kuramıyoruz. Herkes anlamak istediği gibi anlıyor.
Erol Yıldız Tacettin Dergahı’nda bir akşam rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun kabrini ziyarete gittiğim sırada karşılaştık tevafuk.
Gayriihtiyari oturup sohbet ederken, ‘suikastla ilgili verebileceğin bir bilgi var mı’ diye sorduğumuzda “Gardaş verebileceğim bir şey yoktur” dedi.
‘Ama şunu iyi bil yarın öbür gün bize bir şey olursa, biz suikaste kurban gittik” lafını kullandı.
Biz de bunu sağda solda etrafta anlattık. Devletin en mahrem meselelerini bilen Sedat Peker’in bu kadar basit bir söylemi bilmesinin gayet normal.
Ben ne Sedat Peker ne de Emre Olur ile hiç görüşmedim.
Şimdi ben size söylüyorum, yarın öbür gün başımıza bir iş gelirse bu suikasttır. Devlet burada sorumluluk taşımak zorundadır, sadece benim için değil.
Rahmetli Muhsin Başkan’ın yanında yöresinde bu işle hasbelkader kim ilgilenmişse hepsi için geçerli bu."