Yanan ormanlara çam ağacı mı meyve ağacı mı dikilmeli

Yanan ormanlara çam ağacı mı meyve ağacı mı dikilmeli

Türkiye’nin dört bir yanındaki ormanlarda çıkan yangınlar sonrası yanan çam ağaçları yerine meyve ağacı mı çam ağacı mı dikilmesi gerektiği tartışmaları yaşanıyor.

Sosyal medyada Orman Bölge Şefi rumuzuyla ormanlar ve tabiat hakkında bilgiler veren hesap yanan çam ağaçları sonrası bölgeye meyve ağaçları dikilmesine yönelik tartışmalara açıklık getirdi.

Orman Bölge Şefi’nin paylaşımları şu şekilde:

ÇAM AĞAÇLARININ ÜLKEMİZDEKİ TARİHİ
“Çam dikmeyin, onun yerine dağa, taşa meyve ağaçları dikin” gibi paylaşımlar sosyal medyada bilgi kirliliğine yol açıyor. Çam ağaçlarının ülkemizdeki tarihi ve Dünya’daki yayılışı hakkında bilimsel makalelerden alıntı ve teknik bilgiler ile konuyu açıklamaya çalışacağım.

“HER İBRELİ AĞAÇ ÇAM DEĞİLDİR”
Öncelikle gördüğümüz her ibreli ağaç, çam değildir. “Dünya üzerinde 11 cins ve 232 türle temsil edilen Çamgiller(Pinacea) familyasının ülkemizde dört cinsi(Çam, Göknar, Sedir, Ladin) ve bu cinse ait 9 türü doğal yetişiyor.”(Prof. Dr. Ünal Akkemik, 2014)

“EN ÇOK DOĞAL YAYILIŞ GÖSTEREN TÜRLERDEN BİRİ”
“Çam(Pinus) cinsi Kuzey yarımkürenin, Kuzey Amerika, Asya ve Avrupa’nın son ağaç sınırına kadar geniş bir alanda yayılış yapar.”(Prof. Dr. Faik Yaltırık, 1988) Yani çam ve türleri sadece ülkemizde değil, Dünya genelinde en çok doğal yayılış gösteren türlerden biridir.

“İLK KEZ 1811’DE TESPİT EDİLDİ”
Hatta bazı kaynaklarda yayılışa göre adlandırılır. Mesela, Kızılçam yani Pinus brutia “Turkish Red Pine”, Pinus resinosa ise “Norway Red Pine” olarak belirtilir. *Kızılçam; “Pinus brutia Ten.” adı ile ilk defa 1811’de Tenore tarafından tespit ve tavsif edilmiştir(Selik, 1963)

“ÜLKEMİZDEKİ EN FAZLA BULUNAN ÇAM TÜRLERİ”
Ülkemizde en fazla bulunan çam türleri ise sırasıyla; Kızılçam, Karaçam, Sarıçam, Fıstıkçamı ve Halepçamı’dır. İklim, nem, rakım gibi faktörlere göre yayılışları değişiklik gösterir ve sadece ülkemizde değil, şartların uygun olduğu ülkelerde de yayılış gösterirler.( Kaynak:FAO)

“YÜZDE 78’İNİ İBRELİ AĞAÇLAR OLUŞTURUR”
“Akdeniz mıntıkasındaki ormanlık sahanın %15’ini maki, %7’sini yapraklı ve %78’ini ibreli ağaçlar oluşturur. Ege mıntıkası ormanlarında ise maki %19, yapraklılar %18 ve ibreliler %63 nispetinde bulunur.”(Prof. Dr. Ali Kemal Yiğitoğlu, 1941)

“YAYILIŞI BAŞTAN BAŞA KAPSAYARAK YAPAR”
“Ülkemizde akdeniz iklim tipinin hakim olduğu ibreli ormanlarda hakim ağaç türü çamdır.”(Prof. Dr. Baki Kasaplıgil, 1952) “Kızılçam dünya üzerindeki en geniş yayılışını Türkiye’de Akdeniz sahillerini baştan başa kapsayarak yapmaktadır.”(Prof. Dr. Baki Kasaplıgil, 1952)

“20 MİLYON YILLIK TAŞLAŞMIŞ”
Ülkemizin yetiştirdiği botanikçi ve meslek büyüğümüz Sayın Prof. Dr. Ünal Akkemik ise Anadolu’daki fosil ormanlarında yaptığı çalışmalarda çam ağaçlarının yaklaşık 20 milyon yıllık taşlaşmış ve kömürleşmiş fosillerini tespit etmiştir. (Kaynak ve Fotoğraf: Prof. Dr. Ünal Akkaya)

“İLKBAHARDA KENDİLİĞİNDEN ÇİMLENİR”
Yine kızılçam milyonlarca yıldan beri yangın geçirdiğinden yangınlar ile kendini yenileyebilme özelliği kazanmıştır. O yüzden yanan kızılçam ormanları ilk öncelik olarak fidan ile değil, tohum ile ormanlaştırılır. Yüksek ısı ile uyanan tohumlar ilkbaharda kendiliğinden çimlenir.

“KIZILÇAM ORMANLARI YOK OLMAZ KÜLLERİNDEN DOĞAR”
Eğer sahada yeterli tohum yok ise benzer orijinden kozalaklar toplanarak tohumları sahaya saçılır. Şayet teknik olarak tohum ile ormanlaştırma mümkün değilse, işte o zaman yanan saha fidan dikilerek ağaçlandırılır. Sonuç olarak kızılçam ormanları yok olmaz, küllerinden doğar.

“YENİLEME SÜRESÜ ÇOK DAHA UZUN ZAMAN ALIR ”
Oysa, “Amazonlar’daki bitkilerin çoğunun yangına karşı geliştirmiş oldukları bir uyarlanma olmadığından, buradaki yangınlar ekosistemi çok daha olumsuz yönde etkilemekte ve yenilenme süreci çok daha uzun zaman almaktadır.” (Doç. Dr. Çağatay Tavşanoğlu, Yangın Ekoloğu)

“KANAATKARDIR VE SU İSTEMEZ”
Ağaçlandırmalarda ise toprak analizleri yapılır ve yörenin ekolojisine göre dikilecek ağaç türüne karar verilir. Su zengini bir ülke değiliz ve doğal kaynaklarımızı tasarruflu kullanmak esastır. Kızılçam kuraklığa en dayanıklı çam türüdür, kanaatkardır ve su istemez.

“10 MİLYON MEYVE FİDANI TOPRAKLA BULUŞTURULDU”
Tüm bunlara rağmen mümkün alanlarda köylülerimize gelir sağlaması amacıyla meyve ağaçları dikilmeli ve dikiliyor. Mesela 5 bin 319 köyde ceviz, badem, kestane, dut, alıç, ahlat, kuşburnu, defne, keçiboynuzu, zeytin gibi türlerden 14 milyon meyve fidanı toprakla buluşturuldu.

 

 

 

 

 

 

Paylaşıma gelen yorumlardan bazıları ise şöyle:

Akdeniz''de Çam olmasın Başta Pelit / Meşe, Zeytin, Sandal, olmak üzere iklime uygun meyveli ve meyvesiz nice yangına dayanıklı ağaçlar var, bunlar tercih edilsi Sadece, yüksek rakımlı yerlerde Katran / Sedir, Ladin, Ardıç.. cinsleri iğne yapraklılarda tercih edilsin Çam olmasın.

Yanan Çam ormanları yerine Badem, Ceviz, Zeytin .. vb meyveli ağaçlar ekilerek mücavir köyün tüzel kişiliğine verilsin, Orman Köylüsünün istifadesine hasrolunsun, ve köylü de korusun, bakımını yapsın.. Ormanlar hem korunmuş olur, ve hem de her türlü canlı istifade eder..

Şefim bir zamanlar delice zeytinimiz vardı... hani... sömürü düzeninin söktürdüğü zeytinler... onlar hakkında bilgi paylaşır mısın?

Ama orta Anadoluda meşe florası yayginken, gerçekleştirilen sahalara bölgeyle ilgisi olmayan toros sediri ekildi.

 

İlgili Haberler